AK Parti’ye yönelik eleştiriler artıyor

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti yöneticilerinin son günlerde devletçi/milliyetçi söylemine yönelik eleştiriler artıyor. Erdoğan’ın her konuşmasının sonunda “tek devlet, tek millet, tek vatan, tek bayrak” şeklindeki terkibi tekrarlaması, “ya sev ya terk et” mantığıyla örtüşen ifadeler kullanması ve Kürt meselesine klasik devlet refleksi takınarak yaklaşması, “AK Parti nereye koşuyor” sorununun daha yüksek sesle sorulmasına yol açıyor. Şüphesiz bu seslerin en dikkat çekici sahibi Fehmi Koru oldu. Bugüne kadar AK Parti safında yorumlar yapan Koru’nun “Türkiye’de aslında bugün Amerika’da yaşanana benzer bir süreç yaşanıyor. Ancak Türkiye’de 2002 yılında yaşanan Obamacı bir yaklaşımdı ama Türkiye 2008 yılına geldiğinde biraz Bush’u andıran bir yönetim anlayışı içinde sorunlara yaklaşıyormuş gibi görünüyor.” şeklindeki sözleri Başbakan Erdoğan’ın tepkisini çekti.

Ehven-i şer, şerlerin en kötüsüdür

Taraf Gazetesi’nden Yasemin Çongar ise Başbakan’ın ısrarla yenilediği “tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet fikrini beğenmeyen gitsin” sözlerine şöyle yanıt verdi: “”Tek”lik fikrini beğenmenin koşullarını 85 yıldır yaratamamış bir devletin, 85 yıldır vatandaşlarını bütün çoğulluğu ve çeşitliliğiyle makbul ve eşit sayamamış bir devletin başbakanı olduğunu hiç aklına getirmezcesine konuştu. O devletin, bu topraklarda yaşayan Kürtleri de, Alevileri de, gayrimüslimleri de bir kenara ittiğini unutmuş gibi davrandı. O devletin, bizzat kendi eşi ve kızları da dahil olmak üzere milyonlarca kadını hor gördüğünü, dışladığını, muhatap almadığını bilmezlikten geldi. Kendisini vatandaşına sevdirmeyen, beğendirmeyen, hükümran ve ayrımcı devletin ağzıyla konuşmayı sürdürdü…

Gözü, kulağı olan herkes, Erdoğan’ın ve kabinesinin özelde Kürt meselesine, genel olarak da demokratikleşme gündemine yaklaşımlarında giderek derinleşen bir “devletleşme” eğilimi olduğunun farkında. Bütün bunları görüp duyarken, devletçi zihniyete rağmen hükümet olabilmiş bir hükümetin devletleşmesini gün be gün izlerken, bazı dostlarımız da çıkıp “Başbakan’a yüklenmeyin” diyorlar bize… Erdoğan’ın ve AKP’nin bu ülkede demokrasi isteyen herkes için “ehven-i şer” olduğunu hatırlatıyorlar… “Ehven-i şer, şerlerin en kötüsüdür” sözü tam da böyle tuzaklara karşı bir uyarı değil midir?”

Bu kadarı fazla artık

Kürşat Bumin ise Yeni Şafak’taki yazısında AK Parti’nin milliyetçi söyleminin ilginç tezahürlerinden birine dönüşen Vecdi Gönül’ün mübadele bahsindeki sözlerini “Bu kadarı fazla artık” diyerek eleştirdi: “Hiç kimse Ak Parti Hükümeti üyelerinin tamamının “milliyetçilik” bahsinde “ak kaşık” olduğunu düşünmüyor. Ülkedeki milliyetçi dalganın şiddetle buluşması sürecinde önemli rolü olduğu apaçık olan bir hükümet üyesinin Güneydoğu’da olup biteni anlamak için getirdiği yeni “kriter”e daha geçenlerde şahit olduk. Ama bu kadarı fazla doğrusu… Milli Savunma Bakanı’nın -hem de Başbakan’ın hükümet olarak AB yolunda ne adımlar attığını sıraladığı bir günde- AB’nin başkentinde “nation building” teorisinden çıkardığı “nefast” sonuçları hiç mi hiç çekinmeden açıklaması milletin tahammül sınırı ile alay edilmesinden başka bir anlam taşımamaktadır.”

12 Kasım 2008, Çarşamba

Bir cevap yazın