Adalet çağrısına hukuksuz soruşturma
Her ayın ilk Cumartesi günü “Başörtüsüne Özgürlük” eylemi düzenleyen Akdeniz Dayanışma Platformu (ADAP) sözcüleri hakkında yargıya hakaret ettikleri iddiasıyla soruşturma açıldı. Bu soruşturma; yasaları sopaya çevirerek halkın sırtından eksik etmemeyi vazife bilen hukuk sisteminin işleyişi göstermesi açısından önemli bir örnek teşkil ediyor. Çünkü bu olay sırf başörtüsünü yasaklamak için kendi elleriyle yaptıkları darbe anayasasını dahi çiğnemekten imtina etmeyenlerin, kendilerini adalete çağıranları nasıl hukuksuzlukla susturmaya çalıştıklarını ortaya koyuyor. Yargıdaki çifte standardın eleştirildiği 5 Temmuz 2008 tarihindeki 10’uncu başörtüsü eyleminde okunan açıklamada şu çarpıcı ve haklı tespitler yer almıştı:
“Seksen yıldır leblebi ve rakı eşliğinde bu halkın kanını emen iktidar odakları, aslında alkol tüketimi düşünce ve halk ayılıp aydınlanınca bunca yıl nasıl soyulduklarının farkına varmasından endişe ediyor. Halkın hakkını savunmak yerine alkol tüketiminin düşmesinden endişeye kapılan yargı, her zaman halkın adalet, özgürlük, eşitlik istemlerinin karşısında totaliter oligarşik iktidarın, bürokratik saltanatın yanında yer alıyor. Halk, halk karşıtı bu yargıya nasıl güvenebilir? Özellikle son dönemde yüksek yargı organları CHP’nin bir organı gibi hareket ediyor. Anayasa Mahkemesi tarafından ortaya atılan 367 garabeti, başörtüsü sorununa kısmı serbestlik tanıyan Anayasa düzenlemesinin iptali DTP ve AKP hakkında açılan parti kapatma davaları, yargının açıkça taraflı, totaliter, baskıcı, iktidar odaklarının yandaşı ve cuntacı geleneğe bağımlı olduğunun açık ispatıdır.
Yargının bu haliyle halka herhangi bir konuda adalet sunması mümkün değildir. Sistem tüm kurum ve kuruluşları ile tam bir çürümüşlük içindedir. Bu nedenle cuntacı, çeteci güçlerin tehditleri sonucu vazgeçilen reform ve özgürleşme sürecine tekrar dönülmeli, 1982 cunta anayasasından bir an önce halk kurtarılmalı, cuntacılar ve suç ortakları yargılanmalı, bürokratik dokunulmazlığa ve oligarşik saltanata son verilmelidir. Biz kayıtsız şartsız, sınırsız, sınıfsız, zümresiz, insan olmamızdan kaynaklanan haklarımızı ve özgürlüklerimizi talep ediyoruz.”
Platform üyelerinin ifadesi istendi
Anayasa Mahkemesi’nin 367 kararını ve 12 Eylül Anayasası’nı eleştiren basın açıklamasını okuyan Akdeniz Dayanışma Platformu Sözcüsü Alpaslan Arslan ve platform üyeleri hakkında açılan soruşturmadan dolayı, Platform Sözcüsü Alpaslan Arslan, dün Antalya Cumhuriyet Savcısı Yusuf Hakkı Doğan’a ifade verdi. Arslan, savcıya verdiği ifadede; söz konusu basın açıklamasının platform üyesi derneklerin ortak metni olduğunu belirterek, yargının, CHP’nin Kanaltürk’e 4 milyon dolar para bağışlamasıyla ilgili olarak, suçları aynı olmasına rağmen Fazilet Partisi’ne takındığı tavrı CHP’ye göstermediğini aktardı. Arslan, mevcut anayasanın 1982 Anayasası olduğunu, söz konusu Anayasayı Kenan Evren ve arkadaşlarının hazırladığını ve bu şahısların cunta olduğunu, bundan dolayı da sivil bir anayasa istediklerini söyledi. Savcı Doğan’ın, platform üyelerinin tek tek ifade vermesini istediği öğrenildi.
Hukuk sistemi adil değil
Akdeniz Dayanışma Platformu üyelerinin, eylemleriyle hakkın ve doğrunun yanında saf tutup adalet çağrısını dillendirirlerken hiçbir haklı gerekçesi bulunmayan bir soruşturmaya maruz kalmaları, Türkiye’deki yargı sisteminin içyüzünü ifşa ediyor. Haksızlık yapanlar, hakkını arayanların adalet ve özgürlük çağrısına kulak vermedikleri gibi, bu haklı sesi susturmaya çalışıyorlar. Türkiye’nin dört bir yanından güçlenerek yükselen bu çağrılara kulaklarını tıkayan sistem, kendi tıkanmışlığını böyle örtbas edebileceğini mi zannediyor? Nasıl bir yanılgı içinde olduklarını zaman gösterecek. Zulmün ilelebet sürmesi mümkün değil. Platform Haber olarak Akdeniz Dayanışma Platformu’nun değerli üyeleriyle dayanışma içinde olduğumuzu ifade ediyor, bu hukuksuzluğun bir an önce bitirileceğini ümit ediyoruz.
14 Kasım 2008, Cuma
2 comments
Daha önce gözaltına alarak sindirmeye çalıştılar şimdide soruşturma açarak… ADAP üyeleri bunların bu basit basit baskılarına boyun eğmeyecek kadar iradelidirler. Bizler Korkulacak yegane varlığın Allah olduğuna iman etmişiz. Hakkı haykırmaktan ve zalimlerin zülmünü ifşa etmekten vazgeçmeyeceğiz inşaallah.
antalya-alanya’da başörtüsünü savunmak sakarya’da kürt meselesini dillendirmek gibi zor bir iş…
ADAP’lı müslümanlar izzetli ve kararlı bir duruşun “ADAB”ını da dosta düşmana gösteriyorlar .
hergün daha kararlı ve bilenmiş olarak.
Adapazarın’dan selam ve dualar…