Obama, fareli köyün kavalcısı mı?
ALPASLAN ARSLAN / Tarih boyunca düşmanların en kolay kazanç elde ettikleri yöntem düşmanı kendisiyle vurmak olmuştur. Kızılderiliyi kızılderiliyle, siyahı siyahla, Müslümanı Müslümanla, köleyi köleyle vurmuşlardır.
Ellerini sıcak sudan soğuk suya değdirmeden,sadece tuzaklar hazırlayarak, tezgah kurarak, planları devreye sokarak işlerini yürütebilmişlerdir.Amerika’nın son oyunu da bunlardan birisidir.
İsminin Hüseyin Burak tarafı Müslüman, Obama tarafı Kenya kökenli, siyah derili bir ismi ön plana iterek, kuklacıların perde arkasını sakladıkları gibi saklamak suretiyle, yine planlarını icra edeceklerdir.
Beyaz derinin üstüne siyah deri geçirilmiş olan Obama, gerçekten temsil ettiği değerleri savunabilecek midir?
Ali Şeriati’nin dediği gibi “dine karşı din” oyunuyla nasıl ki Müslümanlar bu güne kadar oynatılıp oyalandırıldılarsa, aynı şekilde şimdi de “siyaha karşı siyah” oyunu mu oynanacak? Acaba Amerika’nın gerçek idarecileri ellerinin uzanamadığı siyah bölgelere Obama aracılığıyla mı ulaşmak istemektedirler? Ya da Afrika üzerindeki kirli emelleri için Obama biçilmiş bir gömlek mi? Ya da ön ismi hatırına İslam dünyasına yeni bir tezgâh mı kuruluyor? Kırmızı başlıklı kız olan bizler, babaannemizin yatağındaki kurdu gerçekten tanıyabilecek miyiz? Yoksa kurtla aynı yatağa girmeyi mi bekleyeceğiz?
Amerika’nın gerçek idarecileri olan masonik kalantörler, Amerika’yı Obama gibi bir siyahîye teslim edecek kadar saf olamazlar. Obama, Bush’un günah keçisi olarak piyasaya sürülmüş, Amerikalıları tekrar dünyanın gözünde aklayacak bir figür, bir göz boyama aracıdır. Amerika dünyanın gözünden düşmüştür. İmajı ve karizması eksilerde gezmektedir. Bu durum Amerikan mallarının dünyadaki dolaşımına bir engeldir. Amerika için mallarının rahat dolaşımı her şeyin önündedir ve bunu gerçekleştirebilmek için sahneye neyi sürmeleri gerekiyorsa onu sürerler. Hepsi pazar ekonomisinin bir gereğidir. Maksatları ise kuklacıları insanların gözünden kaçırabilmektir.
Batı, bunu 19.yüzyıla kadar sömürge ülkelerine vali atarken o yörenin halkından değil de kendi ismini taşıyan birini gönderir, bu durum o yöre halkının tepkisini çeker ve zamanla direniş hareketlerinin oluşmasına sebep olurdu. 20.ve 21. yüzyılda ise Batı akıllanmış olup artık, o yörenin insanının kendi ismini taşıyan satılmış, işbirlikçi ve batılı gibi düşünen insanları vali atayarak çok daha kolay ve etkin bir sömürge idaresi oluşturabilmişlerdir. Afganistan’da Karzai bunlardan birisidir. Aslında Obama da Karzai’den farklı birisi değildir. Amerika’yı idare eden Yahudiler, Amerikan halkını sömürge gözüyle görürler. Onlar için Hıristiyan halkın bir Afrikalı’dan farkı yoktur. En kolay nasıl idare edebileceklerine bakarlar.
Obama; belli bir hayat standardına alışmış olan Amerikalıları, Bush’un açtığı bu yaradan kurtarmak zorundadır. Bunun da iki yolu vardır. Amerikalılar ya üretecekler ya da başka üretenlerin ekmeğine el atacaklar. İkinci şık üretmeyi unutan Amerikalılar için daha uygun ve kolay. Bunun için Obama gibi “soft emperyalizm” i uygulayabilecek bir isme ihtiyaç var, aynı Clinton gibi. Amerika’nın bu dönem savaşçı oğlana değil, barışçı oğlana ihtiyacı var. Dünyaya kötü polisten sonra iyi polisi seyrettirme zamanı geldi.
Bunun için Yahudilerin başına bela olan fareler ancak bir fareli köyün kavalcısıyla dereye dökülebilir. Burak Hüseyin Obama bunun için tam istenilen bir isimdi ve o getirildi.
Amerika, Amerikalılara bırakılamayacak kadar değerli bir devlettir.
4 comments
Malesef bu gün obamaya bir kurtarıcı gözü ile bakılıp büyük bir beklenti içine girilmiş durumda. Daha tehlikelisi bu beklenti içerisine girenlere “müslüman” halklarında dahil olması. Alpaslan beyin bu yazısı burada daha çok önem kazanıyor. ABD emperyalizmi birden insafa mı geldi de adalet ve özgürlük sağlayacak bir başkanın iktidara gelmesine izin verdi? Bu kadar saf olmamak lazım…
Obama zenci olsa da o “beyni beyazlatılmış bir zenci” olduğunu bilmemiz gerekir. Rice de bir zenci idi ama beyni beyazlatılmış olanlarından… Evet bizi “dine karşı din” silahı ile vurmak istiyorlar… Basiretli olmalıyız. Selam ve dua ile
şehid malcolm x’in bir sözü var tam da amerika’da ki siyah müslümanların seçim sistemine ilişkin tereddüdlerine tercüman olan hikmetli bir söz. .
Alpaslan kardeşimin yazısı bana o sözü hatırlattı ;
” ister oy atın ister mermi ,kuklayı değil kuklacıyı vurun”
alpaslan kardeşim agzına saglık düşüncelerine katılmamak elde degil .rabbim muslumanlara feraset versin
ah alpaslan bey kardeşim ah, doğru söylersin ancak, bizler sadce gerçekleri söylüyoruz yaşantımıza bakınca o eleştirdiğimiz kişilerden pekte varkımız olmadığını görebiliriz.Şu ayet durumumuzu ne güzel ifade ediyor paylaşmak istedim; (Ey iman edenler iman ediniz)selametle kalın.