CHP’nin dekoratif çarşafı
Başörtüsü yasağına ilişkin bugüne kadar katı bir ideolojik tutum sergileyen, tesettürü gericilik kabul eden, tabanına çağdaşlığı anlatmak için “kara çarşaftan kurtuluş” efsaneleri üreten CHP’nin yerel seçimler yaklaşırken törenlerde başörtülü ve çarşaflı kadınlara rozet takması, ikiyüzlü politika anlayışını deşifre ediyor. Daha önce insanları kılık-kıyafetine göre tasnif eden Deniz Baykal, bu kriteri de alt başlıklara ayırmış oluyor: CHP’ye üye olan çarşaflı hanımlar ‘aydınlık düşünceli’, üye olmayanlar ise gerici ilan ediliyor. Yıllardır, ideolojik devlet aygıtı gibi çalışan CHP’nin tabanında bu durumdan hoşnut kalmayanlar da var. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın çarşaflı kadınlara parti rozeti taktığı görüntülere parti içinden ilk tepki CHP Samsun Milletvekili Haluk Koç’tan geldi. Koç yaptığı yazılı açıklamada, şunları söyledi: “Kara çarşafı dekor yaparak verilmek istenen mesaj, partinin kimliği ve çizgisi ile ne denli uyumludur? Bu görüntüler eşliğinde yapılmak istenen program ve tüzük değişikliklerinin kamuoyunu yanıltmaya dönük ve göstermelik bir çabadan öteye anlam taşımadığı açıktır. Bu tutum nedeniyle derin endişe taşımaktayız.”
Bakalım “Türban, kadını ikinci sınıf birey konumuna indirgeyen, ikinci sınıf bir giyim tarzıdır.” diyen “İkna Odaları” mucitlerinden CHP İstanbul vekili Nur Serter ve “Türban bayrağı adı altında bir karşı devrim hareketi yapılmak isteniyor. Türban masum bir bireysel özgürlük ve eşitlik meselesi değil. Bu sistemde ne yazık ki kadınlar, hem figüran hem de kurban durumundadır.” diyen CHP İzmir vekili Canan Arıtman’ın tepkisi ne olacak?
Baykal’dan inciler
Baykal, başörtüsü konusunda bugüne kadar pek çok ilginç açıklama yapmıştı. İşte Baykal’ın hepsi birbirinden parlak incilerinden bir derleme:
“Başörtüsü dışarıdan ithaldir. Türk halkının bir giysisi değildir. Türban’ın Kur’anı Kerim’de zorunlu olmadığı bu tartışmalarda anlaşılmıştır. Dini gerçeklerin ortaya çıkması kimseyi rahatsız etmemelidir.”
“Türban meselesi Türkiye dışından teşvik edilen bir şey… Abbasi ve Vahabi anlayışın Anadolu’ya dayattığı bir üniformadır. Kuran’ın İslamiyeti değildir. Başka bir şeydir. Din için değil siyaset için geliyor.”
“Bu konu birkaç bin kızımızın öğrenim hakkı elde etmesinin çok ötesinde bir olaydır. Birkaç bin kişi için mi Türkiye’yi ayağa kaldırıyorlar? İstemediği halde milyonlarca insana zorunlu din dersi verip, üç beş bin kızın türbanı ile ilgilenmek bunun çok ötesinde bir anlamı olduğunu gösteriyor.”
Platform Haber
18 Kasım 2008, Salı