CHP çarşafa dolandı

Deniz Baykal’ın takiyyesi, CHP’yi çarşafa doladı. Her ne kadar halkın bu son numaraya kanacağına ihtimal veren pek çıkmasa da, Baykal’ın başörtüsü üzerinden yaptığı ‘açılım’ hamlesi tartışılmaya devam ediyor. Yılların CHP’li Kemalist kadroları, dini değerlere ve başörtüsü karşıtlığına bağladıkları varlık sebeplerinin, Baykal tarafından siyasi rant uğruna yok sayılmasına itiraz ediyorlar. Başörtüsü meselesinden sonra yapılan Cumhuriyet Mitingleri’nin organizatörlerinden Necla Arat ve Nur Sertel gibi vekiller, Baykal’ın tavrını eleştirirken; olayların perde arkasındaki isimlerden CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin ise Arat’ı eleştirdi. “Sırça köşklerde siyaset olmaz. Tombaladan milletvekili olacaksın, sonra taban rahatsız diyeceksin. Kim bu taban?” diyen Tekin, sözlerine şöyle devam etti: “Gürsel Tekin, 8 ay önce de başı kapalı bir kadının il merkezine gelerek “Selanikliyim. Atatürk’ün hemşehrisi. CHP’ye katılmak istiyorum” dediğini anlattı ve Baykal’ın ona da rozet taktığını hatırlattı. Tekin, “Yok gelemezsin mi diyeceğiz? Bu insanlar niçin CHP’ye gelmesin. Bu insanlar, bu ülkenin vatandaşı. Onu yok say, bunu yok say. Bu rahatsızlığı anlamış değilim. Biz, İstanbul’da dışımızda ne kadar arkadaşımız varsa partimize aldık. Şimdi merkez sağdan ciddi ilgi var.”

CHP’yi AKP’lileştirmek, Ak Parti’yi CHP’lileştirmek senaryosu

Yeni Şafak yazarlarından Fehmi Koru, Baykal’daki değişimle AK Parti’deki değişim arasında bir ilişki kurarak şu iddiaları ortaya attı: “Ak Parti’nin milletle içiçe ve onun aşırılıktan uzak hassasiyetlerine sahip çıkan çizgisinden kayarak belli başlı politikalarda devletçi bir görünüme büründüğü iddialarına maruz kaldığı bir dönemden geçiyoruz… Bir de bakıyoruz ki, eş zamanlı olarak, CHP de değişiyor ve kendisini millete daha sempatik gelecek bir yerde konuşlandırıyor… Tesadüf mü acaba bu? Yoksa, birini devletle tanıştırıp kimyasını bozan irade, diğerini yakın zaman öncesine kadar en şiddetli biçimde karşı çıktığı değerlerle mi tanıştırıyor? ‘Devlet-millet’ çelişkisinde rolleri değiştirmekle amaçlanan seçmenin zihnini karıştırmak mı? Bu soruların doğru cevabını bilmek için partilerden birinin kimyasını, diğerinin ilkesini bozan iradeyi bilmek ve tanımak gerekiyor. Oysa böyle bir irade ortalıkta görünmüyor. Soruyu bu biçimde sormak başka durumlarda ‘ayıp’ kaçabilirdi, ama sanıyorum konu ‘ayıp’ soruları kaldıracak kadar nâzik. O halde sorayım: Acaba bu olup bitenler hakkında askerler ne düşünüyor? 27 Nisan 2007 benzeri bir e-muhtırayı CHP’ye vermeyi veya Genelkurmay Başkanı ağzından CHP’yi kınamayı mı düşünüyorlar, yoksa sessiz kalmayı mı yeğleyecekler? Her türlü siyasi operasyonun daniskasının bugüne kadar sergilendiği bir ülke burası, ama yine de itiraf etmemiz gerekiyor: CHP’yi AKP’lileştirmek, Ak Parti’yi CHP’lileştirmek senaryosu olağanüstü akıllı bir senaryo…”

Platform Haber

20 Kasım 2008, Perşembe

Bir cevap yazın