Akyazı: Yasak yasal değil
Akyazı Başörtüsüne Özgürlük Platformu, başörtüsü eylemlerine devam ediyor. 94’üncü haftasına giren mücadelede bu hafta basın açıklaması platform adına Anadolu Gençlik Derneği Akyazı temsilcisi Bayram Balık tarafından okudu. Yasağın önemli bir hak ihlali olarak değerlendirildiği açıklamada ayrıca CHP’nin son günlerdeki tavrı “CHP’nin başörtüsünü siyasi simge diye yıllarca halkımız üzerinde olumsuz etki yaparak dışlaması ve şimdi o siyasi parti secim propagandası olarak başörtüsünü kullanması ne kadar uygundur. Siyasi partinin bu hareketini okullarda ve kamuda da kabullenmesini temenni ediyoruz. Eğer bu tutum içerisinde hareket eden CHP kamuda veya okulda başörtülü insanlarımızın hakkı olmadığını söylüyorsa bu hareketleri ne kadar insan haklarına uygundur bu tutumları insanlarımızı ayrımcılığa ve kaosa sürüklemektedir. Tavsiyemiz bir an önce bu tutumlarından vazgeçmeleri ve halkla beraber özgür bir ülke istemeleridir.” sözleriyle değerlendirildi.
Eylemde okunan basın açıklamasının tam metni:
Başörtüsü yasağı, “yasak” kelimesinin de yanıltmasıyla yasal bir dayanağa sahip olan bir uygulama olarak algılanır. Son 10 yıllık sürecin başlangıç noktası 28 Şubat kararları ile hukuksuz, yasal dayanaksız bir süreç işlemiştir. Türkiye’nin hukuk devleti ilkesi 10 yıl önce başlatılan bu yasak uygulamasıyla devletin kendisi tarafından tahrip edilmektedir. Siyasi ve ideolojik sebeplerle başörtüsü uygulaması halka rağmen yasaklanmaya çalışılmışsa da maalesef hukuk devleti ilkesi zararlı çıkmıştır.
Eğitim hakkı, eğitim özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü gibi temel insan hak ve özgürlüklerinin teminatı, koruyucusu, uygulayıcısı yani her yönüyle garantörü olmak durumunda olan anayasal kurumlar, azınlık bir grubun tahakkümü ile 10 yıldır sürekli mağduriyet üretmektedir.
Başörtüsü yasağı konuşulduğunda iki temel hak ve özgürlük birlikte konuşulmalıdır. EĞİTİM HAKKI VE DİN VE VİCDAN HÜRRİYETİ. Din ve vicdan hürriyeti gerek anayasaya göre gerekse uluslar arası sözleşmelere göre “Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, din veya inanç değiştirme özgürlüğü ile tek başına veya topluca, açıkça veya özel tarzda ibadet, öğretim, uygulama ve ayin yapmak suretiyle dinini veya inancını açıklama özgürlüğünü de içerir.” İlkelerinin de uygulanması gerekir. Oysa var olan tartışmalar ve başörtüsü yasağının kendisi insanların eğitim hakkı ve din ve vicdan hürriyeti arasında tercihe zorlanması gibi bir sonuçla karşı karşıya bırakılmaktadır. Düzenleme ve uygulamaların insanların temel hak ve özgürlükleri arasında tercihe zorlanmasına meydan vermesi kabul edilemez.
Anayasa’nın ve genel eşitlik ilkesi uyarınca zaten devletin ve kurumlarının kanun önünde eşit davranma yükümlülüğü bulunmaktadır. Mevcut anayasal değişikliğinin Anayasa Mahkemesinde iptali meselesine gelince Anayasanın 148 maddesi açıkça buna cevap vermektedir. Anayasanın 148. maddesindeki hüküm şu şekildedir: “Anayasa Mahkemesi, kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün Anayasa’ya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler
CHP’nin başörtüsünü siyasi simge diye yıllarca halkımız üzerinde olumsuz etki yaparak dışlaması ve şimdi o siyasi parti secim propagandası olarak başörtüsünü kullanması ne kadar uygundur. Siyasi partinin bu hareketini okullarda ve kamuda da kabullenmesini temenni ediyoruz.
Eğer bu tutum içerisinde hareket eden CHP kamuda veya okulda başörtülü insanlarımızın hakkı olmadığını söylüyorsa bu hareketleri ne kadar insan haklarına uygundur bu tutumları insanlarımızı ayrımcılığa ve kaosa sürüklemektedir. Tavsiyemiz bir an önce bu tutumlarından vazgeçmeleri ve halkla beraber özgür bir ülke istemeleridir.
Bizler son nefesimize kadar bu mücadelemizi haykırmaya devam edeceğiz.
Ne mutlu bu kutlu yolda mücadele edenlere.