Van: Yasakçılar hep yok oldu
Van Hak ve Özgürlükler Platformu tarafından düzenlenen başörtüsü eylemi 116. haftasına girdi. Platform adına basın açıklamasını Memur-Sen İl Temsilcisi Gülşen Dalaz okudu. Açıklamada, CHP’nin tavrı “Başörtüsü ile ilgili yasal düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi’ne götürüp iptal ettiren siyasi parti, bu günlerde başörtülü üyelerine parti rozeti takarak adeta başörtüsü üzerinden toplumsal meşruiyet aramakta ve şov yapmaktadır. O zaman bu iki yüzlülere sorulmaz mı ki: Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?” sözleriyle eleştirilirken, “Atanmışların saltanatına en kısa zamanda son verilmelidir.” çağrısı yapıldı.
Eylemde okunan basın açıklamasının tam metni:
ANAYASA YAPANLARI VE ANAYASAYI KORUYANLARI HALK SEÇMELİDİR
116. kez bu sokakta insan hakları alanında ve özellikle de başörtüsü yasağı konusunda yaşanan haksızlıkları kınamak için bir araya geliyoruz. Bu istikrarlı ve uzun soluklu duruşumuz, hiçbir hak ihlal edilmeyinceye kadar devam edecektir.
Öyle anlaşılıyor ki, başörtüsü serbestliği konusunda en katı ve olumsuz tavra sahip olanlar dahi, bugün başörtüsünden medet umar hale gelmişlerdir. Başörtüsü ile ilgili yasal düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi’ne götürüp iptal ettiren siyasi parti, bu günlerde başörtülü üyelerine parti rozeti takarak adeta başörtüsü üzerinden toplumsal meşruiyet aramakta ve şov yapmaktadır. O zaman bu iki yüzlülere sorulmaz mı ki: Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?
Yine de olsun, insanların yanlışlarını görmeleri bir erdemdir. Umarız, bu son durum yapılan haksızlığın görülmesini sağlar ve adalet yerini bulur; böylece herkes yanlışa taraf olma konusunda çekinceli davranır veya yanlış yapmaktan vazgeçer.
Çünkü nerede olursa olsun insan hak ve hürriyetlerini çiğneyenler bedelini daha ağır biçimde ödemişlerdir. Dünyada yaşanan bunca ıstırabın müsebbibi olan taraflar bunun acısını iliklerine kadar his edeceklerdir. Kapitalist dünyanın ekonomik olarak çöküşü sadece ekonominin çöküşü değil, genel olarak bir medeniyetin çöküşüdür ve bu çöküşün sebeplerinden biri de global zulümdür.
Ekonomik krizin sosyal hayatımızı tehdit ettiği bu dönemde hükümetin demokratik açılımlar konusunda daha fazla çaba sarf etmesi zorunludur. Yerel seçimler öncesi Türkiye’nin toplumsal taleplerini samimiyetle masaya yatırıp, kangrenleşmiş bütün sorunlarını gözden geçirmesi ve aklıselim ile çözmesi gerekir. Kürt sorunu, Başörtüsü sorunu gibi toplumsal taleplerden kaynaklanan bütün problemler toplumsal bir uzlaşı içinde çözüme kavuşturulmalıdır. Zira bu sorunlar ülkenin maddi ve manevi bütün enerjisini tüketmektedir. Oysa bu ve benzeri sorunlar hal edilerek, ülkenin enerjisi huzur ve refah düzeyini artıracak projelere harcanmalıdır. Sorunlarını hal edemeyen ve böylece iç barışını sağlayamayan bir ülkenin büyümesi ve medeniyet oluşturması düşünülemez. Sorunlarını hal edemeyen ülkeler büyümek yerine küçülürler.
Özgürlükleri teminat altına alan, vatandaşından korkmayan, ona hizmet etmeyi asli görevi sayan ülkeler 21.yüzyılda varlıklarını sürdürürler. İnsan haklarını ihlal ederek başörtüsünden, inancından ve ibadetinden dolayı insanları cezalandırmak insan olma onuruna yakışmaz. Eğitim kurumlarımız ülkemizi dünya kamuoyunda küçük düşüren çağdışı başörtüsü yasakçılığıyla anılmamalıdır. Bu ülkede anneler “vatan sağ olsun diyemeyeceğim” durumuna getirilmişse, durup düşünmek lazımdır. Bu güne kadar milletin değerleriyle alay edenler, bu değerleri yok etmeye çalışanlar hep yok oldular. Ama bu değerler hep var olacak. Siyasi iktidar, sivil anayasa çalışmalarını rafa kaldırmak yerine sürekli gündemde tutarak, insan hakları alanında üzerine düşeni ivedilikle yapmalıdır ve kendini kamuoyunun nezdinde ve kamu vicdanında yok olmaya mahkûm etmemelidir. Türkiye’de demokrasinin gereği olarak, anayasa yapan ve anayasayı koruyan kurumları halk seçmelidir. Atanmışların saltanatına en kısa zamanda son verilmelidir.
VAN HAK VE ÖZGÜRLÜKLER PLATFORMU BİLEŞENLERİ
Anadolu Gençlik Derneği /Gökkuşağı Derneği / İnsan-Der/Erdem-Der
Memur-Sen / Mazlumder / VİMDER / Umut Işığı Derneği