Arat diyor ki: Çarşaf şeriatın simgesidir

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde eşi başörtülü bir adaya karşı Çankaya Meydan Muharebesi’nin öncü komutanlarından şanlı profesör Necla Arat; yıllardır mücadele ettiği başörtüsü ve çarşafın CHP mevzilerine sızmasından dolayı derin bir hayal kırıklığı içinde. Tüm kalelerin zapt edildiği hissine kapılan Arat, komutan başı Deniz Baykal’ın stratejisine ateş püskürürken, kağnılarıyla cepheye mermi taşımayan cephedaşlarına da sitem ediyor. Akşam’dan Nagehan Alçı’ya içini döken Necla Arat; “Çarşafın bir siyasal simge olmadığına beni kimse ikna edemez. Gelenekten geliyor deniyor. Çarşaflı oranı yüzde 3. Yüzde 97 geleneğe aldırış etmiyor mu yani?.. Çarşaf İslam dünyasında şeriatın simgesi. Demek istiyorum ki bizim toplantılara katılanlar bir takım köktenci görüşleriyle oraya geldiler. Çarşaf giydikleri için hangi değer ve görüşleri savunduklarını tahmin edebiliyoruz.” diyerek partiye yönelik sızma harekatını cepheden göğüslemeye hazır ve nazır olduğunu beyan ediyor.

Kemalizm’in imajı bozuluyormuş

Necla Arat, Kemalist projenin kadınlar üzerindeki görüntü savaşımının devam ettiğini şu sözlerle ortaya koyuyor: “Bizim başörtülü çok üyemiz var. Buna itirazımız yok. İtirazımız çarşafın simgelediği düşünceye. Çarşaflı görüntü Cumhuriyetin kadın imajı ile uyumlu değil.” Bütün projesini kılık-kıyafete indirgediği için “gardolap batıcılığı” eleştirileri getirilen CHP tipi modernleşmenin, halk nezdinde bir itibar kazanamamış olmasının da delili sayılabilecek bu sözler, Arat’ın kafasındaki yaklaşımı da deşifre ediyor. Kendisini merkeze alan ve kadınların örtünme biçimlerinin muteberliğini kendi ideolojisine göre belirleyen bu jakoben sebep olduğu yozlaşma ise kartel medyanın dahi şikayet ettiği bir boyuta vardıysa, Arat’ın burada bir durup düşünmesi gerekir, “Nerede hata yapıyoruz?” diye… Lakin Arat’ın böyle bir kaygısı yok.

Kemalizme sadakat imandan mı?

Necla Arat, rozet olayını “Değerlerimizden, ilkelerimizden ve CHP’nin yoğun bir şekilde savunduğu devrimlerden ödün vermek” olarak değerlendirdiğini ve yadırgadığını söylüyor. Çünkü Arat’ın o tabloda gördüklerine göre “çarşaflı bayanlar CHP’nin ilkelerine bağlı olduklarına ve Atatürk’ü sevdiklerine” Arat’ı ikna etmiş. Demek ki CHP’nin bu tür akaid kriterleri var. Gerçi herkesin Atatürk’ü sevmek zorunda olmadığını söylese de, hem CHP’li olup hem de sevmemenin “miş” gibi gösterip maske takmak anlamına geldiğini iddia ediyor Arat. Bu durumda birileri takiyye yapıyor demek ki…

Platform Haber

24 Kasım 2008, Pazartesi

 

Bir cevap yazın