Başörtüsünü kim çözebilir?

Ergun Babahan, Sabah “Başörtüsünü kim çözebilir?” başlıklı bir köşe yazısı yayınladı. Yazının başlığı, sorunun çözümüne bir adres verilecek gibiydi, lakin yazıyı bitirince gördük ki; Babahan, yazının başında sorduğu soruyu sonuna gelince unutmuş. Babahan, yazısına şöyle başlıyor: “Çarşamba CHP’nin çarşaflı kadınları partiye kabul etmesi, bazı kesimlerde “başörtüsü sorununu CHP çözer” beklentisi yarattı. Buna hem İslamcı muhafazakârlar, hem de laik muhafazakârlar dahil. Peki, CHP başörtüsünü çözebilir mi? Bence hayır.” Babahan, yazısının devamında bu tespitinin gerekçelerini şöyle açıklıyor: “CHP’nin son dönem performansına baktığımızda temel işlevinin sorun çözmekten çok sorun yaratmak üzerine kurulu olduğunu görüyoruz. Bu sadece başörtüsüyle ilgili değil… Azınlık vakıfları ile ilgili düzenlemeye en çok bağıran kimdi hatırlayın, CHP. Ermeni açılımına en çok karşı çıkan kimdi, yine CHP. Kürtçe televizyon yayınından Avrupa Birliği reformlarına kadar her konuda bir fren rolü üslenen sosyal demokrat görünümlü bir partimiz var… Bu tabloya bakınca başörtüsü konusunda CHP’nin öncü rol oynamasını beklemek biraz fazla iyi niyetli olur gibime geliyor.”

CHP’nin Kürt, Azınlıklar, Ermeni ve AB meselelerinde devletçi bir siyaset ürettiğini hatırlatan Ergun Babahan, partinin bu alanlardaki tavırlarında değişiklik olmamasını; başörtüsü meselesini CHP’nin çözemeyeceğine delil olarak gösteriyor. Yazının devamında ise CHP’nin gerçekten aktif rol oynayacağı tek konunun Alevi meselesi olduğunu söylüyor. Babahan’a göre “Bugün Türkiye’nin önünde üç temel meselesi var, Kürt sorunu, Alevi sorunu ve başörtüsü sorunu. CHP’nin çözümüne doğrudan katkıda bulunacağı konu bence Alevi sorunudur… Ana muhalefet partisi iktidarı köşeye sıkıştırmak istiyorsa elindeki en doğru kart Alevi meselesidir.” Görüldüğü gibi Babahan, yazının başlığına koyduğu soruyu yanıtsız bırakıyor. Yazıdan sadece CHP’nin çözemeyeceğini anlıyoruz ama kimin çözeceği sorusu havada kalıyor. O halde bu soruya da biz cevap verelim: Başörtüsü yasağının çözümü, halkın kendi meselelerini sahipleneceği örgütlü bir siyaset üretebilmesiyle gerçekleşebilir. Bu ise öncü kadroların, halkla birlikte söylemini ve mücadele pratiğini zenginleştirerek mümkün olacaktır.

Platform Haber

27 Kasım 2008, Perşembe

 

Bir cevap yazın