Ankara: Din İstismarcılığı Açılımı

Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu, 149’uncu eylemini, başka bir mitingin gerçekleşmesi sebebiyle Sakarya Caddesi’nde yaptı. Bileşenleri arasında İHH Ankara Şubesi, İLKDER, KADBİR, Özerk Diyanet Sendikası, ASDER Ankara Şubesi ve Özgür Eğitim Sen’in de bulunduğu platform adına bu haftaki basın açıklaması Vahdet Vakfı tarafından yapıldı. Türkiye gündeminin değerlendirildiği eylemde CHP’nin bugüne kadarki yasakçı tutumundaki değişiklik seçim kaygısı nedeniyle yapılan bir istismar olarak değerlendirildi. Vahdet Vakfı’ndan Muhittin Özdemir’in okuduğu açıklamada Baykal’a şöyle seslenildi: “Seçim kaygısı ile dini istismar eden Genel Başkan’a yine soruyoruz: 6 OK’lu başörtülü hanımları, kadın haklan savunuculuğu adına partinizden milletvekili adayı olarak gösterecek misiniz? Oğullarını askeri yemin törenlerine aldıracak, kızlarını başörtülü olarak üniversitelere girdirebilecek misiniz? Her halde bunları gerçekleştirirsiniz…” Açıklamada Batman’daki başörtülü öğretmenlere yapılan ayrımcı muamele ve İsmail Uygun’un hayatını kaybetmesiyle birlikte ortaya çıkan namazın engellenmesi olayı da kınandı.

Basın açıklamasının tam metni:

Gündeme getirdiği her konu ile adeta. “YASAKÇILIĞIN TAKİPÇİSİ” ve ‘”ÖZGÜRLÜKLERİN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL” olduğunu isbat eden Ana Muhalefet Partisi, çarşaf ve türbanlı bayanlara 6 OK’lu rozet takarak, bir polemiğe daha imza atmıştır.

Bir zamanlar birilerinin: “Bu memlekete Komünizmin gelmesi gerekiyorsa, biz getiririz” dediği gibi, “Bu memlekette başörtülü ve çarşaflıların siyasete katılımları gerekiyorsa, onu da ancak biz yaparız: dercesine başlattığı “DİN İSTİSMARCILIĞI HAREKATI” ile Ana Muhalefet Partisi dost-düşman cümle alemin oklarını, 6 OK üzerine çekmiştir.

Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı: “Sıra türbanlı ve çarşaflı kadına geldiğinde:’Hanımefendi, size ben rozet takamam. Kıyafetinizi değiştirin, öyle gelin’ deseydim, o zaman ben demokrasiyi içine sindirememiş, insani duygulardan kopmuş biri haline dönüştüğümü hissederdim” diyor.

Rozet takma vesilesiyle farkına vardığı ve Türkiye’de kadınların yüzde yetmişinin örtülü olduğunu ifade eden Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanına soruyoruz: Başörtülü kızların üniversiteye gitmesini engellemek için, üniversitelerde kıyafet serbestliğini sağlayacak Anayasa Değişikliğimi Anayasa Mahkemesi’ne götürerek iptal ettirirken… Çankaya’va hanımı başörtülü bir Cumhurbaşkanı çıkmasın diye :’367 ŞARTI” nı ortaya atarken, “KENDİNİZİ HANGİ HALE DÖNÜŞMÜŞ” hissediyordunuz?

Seçim kaygısı ile dini istismar eden Genel Başkan’a yine soruyoruz: 6 OK’lu başörtülü hanımları, kadın haklan savunuculuğu adına partinizden milletvekili adayı olarak gösterecek misiniz? Oğullarını askeri yemin törenlerine aldıracak, kızlarını başörtülü olarak üniversitelere girdirebilecek misiniz? Her halde bunları gerçekleştirirsiniz… Çünkü ilan ettiniz ya: 6 OK’ lu başörtülü bayanlar, siyasi simge olarak örtünmüyorlar(!) Bunun garantisi de bizzat sizsiniz. Zira. elinizde hiç şaşmaz “BAŞÖRTÜSÜ ÖLÇER” var(!)

Ve yine soruyoruz: Dini inancı gereği örtünen bu başörtülü bayanlar inançlarının gereği namaz da kılıyorlardır. Ayrıca belediye başkanlıklarına imam adaylar da gösterileceğine göre bu bayanlar ve imamların namazlarını kılabilmeleri için parti genel merkezinde bir cami açmayı da düşünüyor musunuz?

Yasakçı ve özgürlük düşmanı aynı zihniyet öğrenime katkı için belediyelerin. verdiği öğrenci burslarını da Anayasa Mahkemesi ne yaptığı başvuru ile iptal ettirerek, ihtiyaç sahibi öğrencileri sıkıntıya sokmuştur.

Öğrencilerden bahsetmişken önemli bir hususu hatırlatmakta fayda görüyoruz: YÖK Başkanı Sayın Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, 2010 yılına kadar ÖSS’de köklü bir değişiklik yapılamayacağını beyan etti. Halbuki halen ÖSS ile ilgili çalışmalarım sürdüren komisyonun yapacağı en önemli icraatlardan birisinde “KATSAYI ADALETSİZLİĞİ’Nİ gidermesidir. Dolayısıyla, bu adaletsizlik biran önce giderilmelidir.

Düşünce, inanç ve ifade özgürlüğüne yönelik üç hususu arz ederek basın açıklamasını bitirmek istiyorum.
Birincisi; Batman Üniversitesi’nde 24 Kasım öğretmenler Günü dolayısıyla düzenlenen törenlere başörtülü öğretmenlerin alınmaması olayı ki, ifade özgürlüğüne vurulan bir darbedir.

Diğeri; Diyarbakır’ın Lice İlçesi’nde çıkan çatışmada şehit olduğu bildirilen Jandarma Er İsmail UYGUN’un. namaz kıldığı gerekçesi ile komutanı tarafından günde 7 saat nöbetle cezalandırıldığı, ailesince iddia edilmektedir. Bu konunun da açıklığa kavuşturularak varsa keyfi uygulamalara son verilerek dini inancı dolaysıyla ibadet edenlere engel olunmaması sağlanmalıdır.
Son olarak da kendi yayınlarının habercilik, basın özgürlüğü, düşünce özgürlüğü adına sansürlenmemesini isteyenler aynı haklan başkaları içinde istemelidirler. Fakat görüyoruz ki, kimi basın yayın organları aleyhine trilyonluk davalar açılabilmektedir. Böylece çifte standart sergilenmektedir. Bu, asla kabul edilemeyecek bir durum olup basın ve düşünce özgürlüğünü engellemeye çalışan ve kimi basın organlarına gözdağı verme girişimi anlamına gelen böylesi bir tutumu şiddetle kınadığımızı buradan ilan ediyoruz. Hepinizi saygıyla selamlar, teşekkürlerimi sunarım.

VAHDET VAKFI ADINA Muhittin ÖZDEMİR

29 Kasım 2008, Cumartesi

 

Bir cevap yazın