Kocaeli: Başörtüsü Allah’ın Emridir!
Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu İzmit Sabri Yalım Parkı’ndaki 189’uncu eylemiyle “Başörtüsüne Özgürlük” mücadelesine devam etti. Eyleme Anadolu Gençlik Derneği Kocaeli Üniversitesi Gençlik Komisyonu da destek verdi. Platform adına basın açıklamasını AGD’nin Kocaeli Üniversitesi Başkanı Ömer Faruk Yazıcı yaptı. Yazıcı, eylemde başörtüsü yasağına ilişkin şu tespitleri kamuoyuyla paylaştı: “Esasen başörtüsüyle ilgili bir yasak, Anayasa Mahkemesi kararıyla konamayacağı gibi, anayasa ve kanunlarla da temellendirilemez. Zira kişilerin dilediği kutsala inanma hakkı olduğu gibi, bu dinin gerekliliklerini de yerine getirme hakkı ve özgürlüğü vardır. Ve bu haklar evrensel insan hakları olarak kabul edilmiştir. Bu çerçevede özellikle başörtüsü ALLAH’IN bir emri olup Müslüman bir bayan için namaz, oruç gibi bir dini vecibedir. İşte bu sebeptendir ki; bu temel hakkın, akla mantığa sığmayan gerekçelerle ve dayatmalarla ihlal edilemez, asıl sorgulanması, yargılanması ve yasaklanması gereken bu uygulamalardır. Kamusal alan özel alan ayırımlarıyla veya idarenin tarafsızlığı argümanlarıyla da bu yasağa, hukuka dayanan bir zemin temin edilemez. Güya laikliği koruma adına uygulanan bu yasak esasında laikliğe de aykırıdır. Kendisini demokratik olarak lanse eden bir ülkenin böylesi bir hakka sınırlama getirmesi iste düşünülemez.”
Basın Açıklamasının Tam Metni:
Bugün, bir takım uydurma nedenlerle başlatılmış olan ve uzun yıllardır kamu kurumlarında, öğretim kurumlarında ve sınavlarda zorbaca uygulanmaya devam eden fiili başörtüsü yasağını kınamak ve bu yasak karşısındaki dik duruşumuzu ortaya koymak için Kocaeli Üniversiteli öğrenciler olarak toplanmış bulunmaktayız.
Hepimizin çok iyi bildiği gibi aylar önce, ülkemizde fiili olarak devam eden başörtüsü yasağı uygulamasına, sadece üniversitelerde özgürlük getiren bir anayasal düzenleme yapılarak halkımızın büyük beklenti içerisinde olduğu bu meseleye kısmen de olsa cevap verilmeye çalışılmıştır.
Esasen başörtüsüyle ilgili bir yasak, anayasa mahkemesi kararıyla konamayacağı gibi, anayasa ve kanunlarla da temellendirilemez. Zira kişilerin dilediği kutsala inanma hakkı olduğu gibi, bu dinin gerekliliklerini de yerine getirme hakkı ve özgürlüğü vardır. Ve bu haklar evrensel insan hakları olarak kabul edilmiştir. Bu çerçevede, özellikle başörtüsü ALLAH’IN bir emri olup Müslüman bir bayan için namaz, oruç gibi bir dini vecibedir.
İşte bu sebeptendir ki; bu temel hakkın, akla mantığa sığmayan gerekçelerle ve dayatmalarla ihlal edilemez, asıl sorgulanması, yargılanması ve yasaklanması gereken bu uygulamalardır.
Kamusal alan özel alan ayırımlarıyla veya idarenin tarafsızlığı argümanlarıyla da bu yasağa, hukuka dayanan bir zemin temin edilemez. Güya laikliği koruma adına uygulanan bu yasak esasında laikliğe de aykırıdır. Kendisini demokratik olarak lanse eden bir ülkenin böylesi bir hakka sınırlama getirmesi iste düşünülemez.
Bu haksız uygulama beraberinde başka ihlallere de kapı açmıştır. Bu dayatmalara maruz kalan bir kısım başörtülü ülke evladı yurt dışında eğitim görmek zorunda kalırken, yine bir kısım hanım kardeşlerimiz de bu uygulamalar neticesinde eğitim öğretimini yarıda bırakmaya itilmiş, eğitim hakkından mahrum bırakılmışlardır. Dolayısıyla bu uygulama, insani değerlerden çok uzak bir davranışın ve apaçık bir zulmün göstergesidir.
Bugün adını hürmetle andığımız milli mücadele şehitlerimizi hatırlayın. O aziz şehitler adına bu toprağın bağrına düşmüşlerdi.Hani ciğer paresinin başını kınalayıp oğul, seni ALLAH’ a kurban adıyorum eğer geri dönersen sütüm sana helal değildir diyen anaları hatırlayın. Onlar başörtülü değiller miydi? Edebiyat kürsülerinde adına nutuklar dizdiğimiz kahraman annemiz Nene Hatun, hangi mana için zulme karşı kıyam etmişti.600 yıl dünyaya adalet ve nizam getirmiş olan Osmanlının evlatları olarak bizler, İslam’ın öz vatanında, batıya yaranmak adına gayri Müslimlere bile inançlarını yaşamaları serbest bırakılırken İslam’ın garip bırakılışını ve Müslüman halka yapılan bu zulümleri içimize sindiremiyoruz.
Değerli basın mensupları, ve başörtüsüne gönül vermiş kardeşlerim…
Ancak bizler, ekonomik buhranların, sosyal bunalımların, zulmün ve gözyaşının gün geçtikçe ülkemiz ve dünyayı kuşattığı böyle bir tarihi süreç içerisinde; temelinde adil bir paylaşımın, huzurun, adaletin yer alacağı, Yaşanabilir bir TÜRKİYE’ yi, Yeniden Büyük Türkiye’yi ve Yeni bir Dünyayı kurmak üzere çalışan yeni saadet sarayının inşasında görev alan ve de bütün bunları gerçekleştirecek ruha, potansiyele, mayaya, lidere ve inanca sahip olan Anadolu Gençliği olarak, yapılan hiçbir zulme hiçbir zaman kayıtsız kalmadık ve bundan sonrada kalmayacağız.
Son olarak en başından beri vurguladığımız şeyi bir kez daha tekrarlıyoruz.Başörtüsü her alanda hiçbir şart ileri sürülmeden bu zamana kadar yaşanan mağduriyetler de giderilerek serbest bırakılmalıdır.
Bizleri güdülemeye hazır koyunlar olarak görenler karşılarında susan ve statükoya teslim olmuş Müslümanlar bulacağını zannedenler, bilsinler ki sadece Türkiye’ de değil bütün dünyada hiçbir zulüm kalmayıncaya ve yeniden ADİL BİR DÜZEN kuruluncaya kadar bütün insanlık için çalışacağız ve inşallah sonunda da mutlak zafere ulaşacağız. Biz Üniversite öğrenciler olarak söz veriyoruz, söz veriyoruz, söz veriyoruz…
Bu duygu ve düşüncelerimizi, tüm kamuoyuna siz basın mensupları aracılığıyla bir kez daha haykırıyor, katılımınız için hepinize teşekkür ediyoruz.
KOCAELİ İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU ADINA
Anadolu Gençlik Derneği Kocaeli Şubesi Üniversite Başkanı Ömer.Faruk YAZICI
29 Kasım 2008, Cumartesi