“İnsan hakları” mı demiştiniz?

10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’ydü… Başörtüsünü yasak olduğu, polis şiddeti ve işkencenin yeniden gündeme geldiği, Kürt ve Ermeni meselelerinde halen resmi inkâr politikalarının devam ettiği, Alevilerin haklarının verilmediği bir ülkede, resmi makamların yapacağı açıklamaları elbette pek itibar görmeyecektir. Nitekim Cumhurbaşkanı günün anlam ve önemine binaen yaptığı açıklamada “Türkiye, hak ve özgürlüklerin korunup geliştirilmesine yönelik uluslar arası çalışmalarda her zaman öncü ülkeler arasında yer almayı amaç edinmiştir.” dese de ne kadar inandırıcı olabilir? Özellikle açıklamasının sonundaki “Türk halkının ve tüm insanlığın İnsan Hakları Günü’nü en samimî duygularımla kutluyorum” derken kullandığı tanım Türkiye’deki halkları ne kadar kuşatabilmiştir?

Meclis Başkanı’nın açıklamasındaki “‘Anayasamızda Cumhuriyetimizin değiştirilemez nitelikleri arasında yer alan insan haklarına saygı, Türkiye’nin demokratik gelişimi ve hukuk düzeninin temelini oluşturmaktadır.” cümlesine kendisi acaba ne kadar katılmaktadır? İnsan haklarının temelinde bir darbe anayasası… Gülüp de geçebilecek miyiz? Peki, Başbakan “Hak ihlallerine karşı hep birlikte yüksek sesle karşı koyma günüdür.” mesajı verirken, son günlerdeki söylemiyle halkın temel hak ve özgürlüklerine karşı aldığı pozisyonu gözden geçirme ihtiyacı hissetmiş midir?

1 Mayıs’ta orantılı güç kullanılmış

İstanbul Emniyeti tarafından geçen 1 Mayıs’taki şiddet olaylarına ilişkin yayınlanan araştırma sonucu ise Türkiye’nin insanlara değil her zaman devlete ne kadar “hak” verdiğini kanıtlaması açısından günün anlamına denk düşen bir örnek oldu. “Orantısız güç” kullandığı için görevinden alınan bir çevik kuvvet müdürünün yaptığı araştırmadan kimsenin “suçlu” çıkmaması tabi ki şaşırtıcı bir sonuç sayılmamalı. Hazırlanan raporda, Şişli Etfal Hastenesi Acil Servisi’ne gaz bombası atılmadığı, ortaya gazın rüzgârın etkisiyle sızdığı öne sürüldü, ayrıca dağılmamakta ısrar eden gruplara kullanılan gücün de “orantılılık ilkesine uygun olarak yerine getirildiği” açıklandı.

Böylece, resmi makamlar açısından “Dünya İnsan Hakları Günü” içi boş açıklamalarla ve bu açıklamaların gerçekten de çok boş olduğunu gösteren bir raporla geçiştirilmiş oldu…

Platform Haber

12 Aralık 2008, Perşembe

Bir cevap yazın