Van: Hukuk birliğinin zorbalığı
Van Hak ve Özgürlükler Platformu tarafından düzenlenen başörtüsüne özgürlük eylemi 119. haftasına girdi. Basın açıklamasını platform adına İnsan-Der’den Münir Maviş okudu. Kürt sorunu ve Filistin’deki ambargo da açıklamada gündem olurken, Türkiye Barolar Birliği de şu ifadelerle kınandı: “Kamuoyu kısmi olarak üniversitelerde başörtüsünü serbest bırakan anayasa değişikliğini iptal eden Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararının mevcut anayasaya aykırı, hukuk dışı ve trajikomik bir karar olduğuna şahit olmuştu. Ve yine basına yansıyan Türkiye Barolar Birliğinin, Ankara barosuna bağlı avukatların başörtüsü ile baro seçimlerine katılmaları hakkında verdiği disiplin cezasını onaylayan kararın da ne derecede hukuk dışı, trajikomik ve saçma bir karar olduğunu gördü. Ankara barosu önce “faşizan bir uygulama olur” deyip baro seçimlerinde başörtüleri ile oy kullanan avukatları cezalandırmayı reddetmesi, sonra Barolar Birliğinin baskısıyla cezalandırılmaları hukukla izahı mümkün değildir. Bir hukuk birliği “faşizan uygulama olur” diyor. Sonra baskıyla karar vermek zorunda bırakılıyor. Hukuk bunun neresinde? Bunun adı literatürde açık bir şekilde zorbalıktır.”
Basın açıklamasının tam metni:
Haksız/hukuksuz bir uygulama olan başörtüsü yasağı zulmü devam ediyor. Haksız ve hukuksuz diyoruz zira yıllardır devam eden bu zulme zorlama da olsa hukuki bir temel oluşturulabilmiş değildir. Çünkü konu insanın varlığından ayrı düşünülemeyecek durumda olan temel insan hakları ile ilgilidir. Haliyle zorlama da olsa hukuki bir temel oluşturmak mümkün değildir. Kamuoyu kısmi olarak üniversitelerde başörtüsünü serbest bırakan anayasa değişikliğini iptal eden Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararının mevcut anayasaya aykırı, hukuk dışı ve trajikomik bir karar olduğuna şahit olmuştu. Ve yine basına yansıyan Türkiye Barolar Birliğinin, Anakara barosuna bağlı avukatların başörtüsü ile baro seçimlerine katılmaları hakkında verdiği disiplin cezasını onaylayan kararın da ne derecede hukuk dışı, trajikomik ve saçma bir karar olduğunu gördü. Ankara barosu önce “faşizan bir uygulama olur” deyip baro seçimlerinde başörtüleri ile oy kullanan avukatları cezalandırmayı reddetmesi, sonra Barolar Birliğinin baskısıyla cezalandırılmaları hukukla izahı mümkün değildir. Bir hukuk birliği “faşizan uygulama olur” diyor. Sonra baskıyla karar vermek zorunda bırakılıyor. Hukuk bunun neresinde? Bunun adı literatürde açık bir şekilde zorbalıktır. Zorbalıkla aldırdığı ceza kararına yapılan itirazı reddeden Barolar Birliği, red kararını da aynı hukuksuz mantık üzerine bina etmiştir. Gerekçe Anayasa Mahkemesinin anayasayı açıkça ihlal eden kararına dayandırılmıştır.
Ülkemizin kronikleşmiş önemli sorunlarından birisi de Kürt sorunudur. Kürt sorunu çözülmeden ülkede barış ve huzur ortamının oluşması mümkün değildir. Kürt sorununun şiddet, baskı, ceza ve terör ile çözülemeyeceği gerçeği ortadadır. Esasen tarihsel ve toplumsal hakikat sorunun çözümünün sürdürülmesinden daha kolay olduğunu göstermektedir. Çözümü, kolay olmasına rağmen halkların acı ve ızdırap çekmeleri, maddi ve manevi sıkıntı yaşamaları pahasına istenmiyor.
Gerek başörtüsü yasağı zulmü ve gerekse Kürt sorunu gibi kronikleşmiş sorunların çözümü, çözümü istemeyen iradeye karşı özgürlük talebi olan herkes ve kesimin birlikte hareket edebilme iradesini ortaya koyması gerekiyor. Bu cümleden çözümsüzlüğün sebebi ergenekon mantığının deşifre edilip ortadan kaldırılması, birlikte hareket edebilme iradesini ortaya koymaya bağlıdır.
Bugün Gazze de yaşanmakta olan vahşet, bu vahşetin sorumlusu olan batı medeniyetinin insani bir medeniyet olmadığını bir kere daha aşikar etmiştir. Sömürü ve zulümle mazlum halkların kan, göz yaşı ve çalınan emekleri üzere kurulu batı medeniyetinin insani bir medeniyet olması beklenemez zaten.. Batının kuklası durumundaki bazı gerici arap rejimlerinin olaya seyirci kalması özellikle Mısırın yapılan zulme ortak olması anlamına gelen Filistin sınır kapısının kapatılmasını şiddetle kınıyoruz. İmanla, ihlasla, umutla, gayretle, basiretle ve sabırla onurlarını ve ahiretlerini kaybetmemek için bunca sıkıntıya, zulme ve vahşete direnen Filistinli kardeşlerimizi buradan selamlıyoruz.
Arınma ve İnsanlaşma eylemi olan Hac ibadeti ve Kurban bayramının tüm insanlığın barış, huzur ve adaletle yaşamsına vesile olmasını diliyoruz.
Her türlü hak ihlallerine karşı halkımızı duyarlı ve tepkili olmaya çağırıyor, ihlaller karşısındaki direncimizin devam edeceğini ilan ediyoruz.
13 Aralık 2008, Cumartesi
One thought on “Van: Hukuk birliğinin zorbalığı”
Van’lı müslümanların başörtüsü yasağı, kürt kimliğinin inkarı ve filistin işgalini, “batıl” ortak paydasında değerlendiren basiretleri tarihe not edilmekte .
ve muhakkak Rabbimizde bu şehadeti görmektedir.
küçük ama onurlu ve direngen adımlarını izlediğimiz kardeşlerimize selam ve dularımı gönderiyorum.