Çarşaflı olduğum için mahkemeye almadılar
Çarşaflı olduğu için kendisinin yargılandığı bir duruşmaya alınmayan Araştırmacı-Yazar Sabiha Ünlü, çarşaflı ve başörtülü bayanların yaşadığı sıkıntıları Vakit’e anlattı. Ünlü, “CHP’nin çarşaf açılımını ise politik ranta dönük bir çıkış” olarak değerlendirdi. * Türkiye’de çarşaflı kişilerin yaşadığı zorluklar nelerdir?
– Başörtülü kişilerin yaşadığı zorlukların katlanmış halini çarşaflılar yaşıyor. Çünkü başörtülüler bazı yerlerde daha entelektüel, bilgili sayılsa da çarşaflılar daha cahil, bilinçsiz, köylü tipler olarak algılanır. Başörtüsü çeşitli sebeplerden dolayı bunu aştı. Çarşaf bunu henüz aşamadı. Çarşaflıysanız cahil bir teyze muamelesi görürsünüz. Hatta ben ilk çarşaf giyip oy kullanmaya gittiğimde “parmağınızı uzatır mısınız?” sorusuna muhatap oldum. Çarşaflı bir insanın imza atamayacağı bilincine sahip insanlarımız. Daha “İmza atabilir misiniz?” sorusunu sormaya gerek bile duymadan “Parmağınızı uzatabilir misiniz?” diyorlar.
* “Başörtülü kişilerin yaşadığı zorlukların katlanmış halini çarşaflılar yaşar” dediniz. Başörtülü kişilerin yaşadıkları zorluklar derken neleri kastettiniz?
– Başörtülü hanımlar kurumlara, müesseselere, kamusal alanlara kabul edilmeme gibi zorluklar. Bu tür yerlerde içeri alınmama, içeri alınsanız bile içeride aşağılayıcı davranışlara maruz kalmanız. Okullar ve eğitim kurumları gibi yerlerde de bu tür davranışlara maruz kalıyorsunuz. Bunların üstüne bir de çarşaflı ise zaten hiç kabul görmeyen bir görüntü sayılıyor. Yani başörtülülerin sorununu katlayarak siz yaşıyorsunuz.
* Çarşaflı vatandaşların yaşadığı zorluklar, siyasette ve medyada gündeme getirilmiyor, görmezden geliniyor. Siz bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
– Görmezden gelinmek belli bir yüzde oranı ile bunu onaylamak ve meşru görmek anlamına geliyor. Kendileri uygulamasa bile bu tür insanlık dışı, ahlâk dışı uygulamaları meşru görmek gibi bir cehalet var bu ülkede. Dile getirmeme olayı bu cehaletin medyadaki yansımasıdır. Yoksa haberleri olmuyor, duymuyorlar değil. Bu yasağa belli oranda destekçiler. O yüzden dile getirilmiyor diye düşünüyorum. Vakit bu noktada daha duyarlı ve daha hassastır. Bundan dolayı Vakit’i takdir etmek gerekiyor.
* Çarşaflı olduğunuz için başınıza gelen olumsuz durumlar oldu mu? Bizimle paylaşacağınız anılarınız var mı?
– Oldu tabiî ki. Bir seferinde adliyeye giremedim. Üstelik bu benim kendi davamdı. Beşiktaş’ta Güvenlik Mahkemesi’nde gerçekleşmişti bu olay. Hatta bana kıyafet almam için yol gösterdiler. Beşiktaş çarşısında şöyle örtüler var, böyle örtüler var, onları giyin dediler. Bu şekilde içeri alamayız sizi. Ben orada kıyafetimi değiştirmektense mahkememe girmemeyi tercih ettim. Bir keresinde de asker ziyaretine gitmiştim aynı muamele ile karşılaştım. Bu kıyafetle görüşemezsiniz telaşları oldu. Çarşaflı olarak bu tür zorluklara o kadar sık ve çok rastlıyorsunuz ki; bu tarz davranışlar sizin için belli bir zamandan sonra sıradanlaşıyor.
*Son dönemlerde Türk siyaseti çarşaf üzerine odaklanmış durumda. Çarşaflı hanımlara törenlerle CHP tarafından rozetler takıldı. Bu olayı ilk duyduğunuzda neler hissettiniz? CHP’nin bu açılımını samimi buluyor musunuz?
Çok şaşırdım. Samimi bulmuyorum tabiî ki. Bu bir politik harekettir. Genelde bu tip politik hareketleri hiç samimi bulmuyorum; çünkü arkası gelmiyor. Çözüme yönelik veya vatandaşların yaşadığı sıkıntıyı ortadan kaldırmaya dönük herhangi bir adım atılmıyor. CHP’nin, daha düne kadar başörtülülere ve çarşaflılara yönelik tavrını unutmadık.
Kaynak: Vakit – Hüseyin Kulaoğlu