Otomobil fabrikasında başörtüsü zorbalığı!

Bazı haberleri okursunuz ve artık ne diyeceğinizi şaşırırsınız. Bir düğüm gelir, boğazınıza oturur; öyle kalakalırsınız. Başörtüsü zorbalığına ilişkin örnekler giderek artıyor ve saçmalaşıyor ki, şaşkınlığınızın artması için yasakçıların hep bir adım daha ileri gitmesi gerekiyor. Sistematik bir zulüm şebekesiyle karşı karşıyayız ve bu şebeke her tepkisizlikte biraz daha arsızlaşıyor, küstahlaşıyor. Samanyolu Haber’den Şemsettin Efe’nin yazısını okuyunca bunu daha iyi anlıyorsunuz. Efe’nin isim vermeden aktardığına göre başörtülü bir foto muhabiri Türkiye’nin en büyük otomobil fabrikalarından birine gider ve hiç de beklemediği bir durumla karşılaşır. İsterseniz, olayın devamını Efe’nin yazısından okuyalım:“Daha önceden randevular alınmış, çekimler ayarlanmış olmasına rağmen herhalde başörtülü birinin geleceği tahmin edilmemiş olacak ki; foto muhabirini karşılayan görevli bir anda şok olur, “şirketimizin kuralı, foto muhabiri de olsanız başörtülü alamayız” cevabını verir.

Şok olma sırası foto muhabirine gelir. Burası askeriye değil, devlet dairesi değil, üniversite değil, bildiğimiz bir özel fabrika. Üstelik benim nereden geldiğim biliniyor. Önceden konuşulmuş, randevular alınmış. Bu başörtüsü uygulaması da nereden çıktı, diye söylenirken randevuyu ayarlayan şahsa telefon açınca işler değişir. Gerekli üst birimlere ulaşılır. Olay daha da büyümeden özür dilenerek foto muhabiri içeri alınır.

Olay kapanmasına kapanır ama rahatsızlık ortada. Demek ki böyle bir uygulama var. Yoksa kapıdaki görevli, bir gazetecinin geleceğini bile bile, kendi kafasına göre böyle önemli bir karar veremez. Hele Türkiye’nin en prestijli fabrikalarından birinde çalışıyorsa, hiç veremez. Birilerinin lütfederek, oradaki başörtüsü uygulamasını açıklamasını bekliyorum.

Bu olay Türkiye’de Deniz Baykal’ın ağzından çıkan sözlerin, bazıları için hala bir önem taşımadığının göstergesi. Hani lafa gelince Türkiye’nin en özgürlükçü isimleri, şirket patronları, holding sahipleri, gazeteleri, gazetecileri neden işyerlerinde bir tane bile başörtülü çalıştırmazlar merak ediyorum. Aslında ben biliyorum da, onlar nasıl izah ediyorlar onu öğrenmek istiyorum. Aynı kalifikasyona sahip iki bayandan başörtülü olanı neden eleniyor topluma onu anlatmalarını bekliyorum.

Siz hiç o ismini duyduğunuz büyük büyük holdinglerde bir tane başörtülü bayan gördünüz mü? O Türkiye’nin en özgürlükçü basınında başörtülü bir muhabir, editör gördünüz mü? Göremezsiniz. Bırakın kalifiye bir elemanı, başörtülü çaycı bile göremezsiniz.”

Yazının başlangıcında, satır aralarında ve sonuna doğru Baykal’ın açılımına yapılan ince ve olumlu göndermeleri bir kenara bırakırsak, bu yazıdan geriye nasıl bir duygu kalıyor? Bu zulme daha ne denir?

Burada Şemsettin Efe’ye ve o muhabir hanıma vicdani bir sorumluluk düşüyor. O fabrikanın ismini kamuoyuyla paylaşmak. Daha önce bir ilaç firmasında benzer bir tablo yaşanmıştı ve o firma afişe olunca kem küm edip geri adım atmıştı.

Bu uygulamanın zulüm olduğu besbelli. Zalime de zalim demek istiyoruz, bu sebeple bize adı lazım. Bekliyoruz.

Platform Haber

16 Aralık 2008, Salı

 

One thought on “Otomobil fabrikasında başörtüsü zorbalığı!

Bir cevap yazın