Bizi yalnızca Allah’ın kararı bağlar

Anadolu Gençlik Derneği Bolu Şubesi Üniversite Komisyonu Hükümet Meydanı’nda yaptığı açıklama ile üniversitelerde uygulanan başörtüsü yasağını kınadı ve bu yasağın bir an önce kaldırılması gerektiğini söyledi. Üniversite komisyonu adına açıklama yapan M. Furkan Sungur, “Başörtüsünün nerede yasaklanıp nerede yasaklanmayacağına karar vermek hiçbir mahkeme, hiçbir yargı organı ve hiçbir gücün yetkisi dâhilinde olan bir husus değildir” dedi. Eyleme destek veren üniversiteli öğrenciler bu konuda dik duruşlarını devam ettiklerini ifade ettiler. Anadolu Gençlik Derneği Bolu Şubesi Üniversite komisyonu adına açıklamalarda bulunan M. Furkan Sungur, “Bugün bir takım uydurma nedenlerle başlatılmış olan ve uzun yıllardır kamu kurumlarında, öğretim kurumlarında ve sınavlarda zorbaca uygulanmaya devam eden fiili başörtüsü yasağını kınamak ve bu yasak karşısındaki dik duruşumuzu ortaya koymak için Abant İzzet Baysal Üniversiteli öğrencileri olarak toplanmış bulunmaktayız.

Karar yalnızca Allah’a aittir

Hepimizin çok iyi bildiği gibi aylar önce, Ülkemizde fiili olarak devam eden başörtüsü yasağı uygulamasına, anayasal ve aynı zamanda sadece üniversitelerde özgürlük getiren bir düzenleme yapılarak son verilmek istenmişti. Ancak ne hazindir ki hiçbir yetkisi ve hakkı yokken tamamen keyfi bir şekilde, düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu kararı anayasa mahkemesi tarafından deklare edildi ve uygulamaya kondu.

Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki başörtüsünün nerede yasaklanıp nerede yasaklanmayacağına karar vermek hiçbir mahkeme, hiçbir yargı organı ve hiçbir gücün yetkisi dâhilinde olan bir husus değildir. Âlemlerin Rabbi olan Allah başörtüsünün nerede takılıp nerede takılmayacağının kararını vermiştir. Biz Müslümanlar için de bağlayıcı tek karar budur. İşte bu yüzden Anayasa Mahkemesi’nin tüm hukuk normlarını, anayasa ilkelerini görmezden gelerek ilgili düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu kararını vermesi biz başörtüsü direnişçileri nezdinde, bir nokta kadar bile değer ifade etmemektedir. Akıl almaz türlü işkencelere rağmen davasından zerre kadar taviz vermeyen bir peygamberin ümmeti olan bizler hangi engellemelerle karşılaşırsak karşılaşalım kim nerde yasak koymaya çalışırsa çalışsın, mücadelemizden ve davamızdan vazgeçmeyeceğiz. Bu haklı davamızda hakkımızı alana kadar sabır ve kararlılıkla direnmeye ve yapılan zulmü yılmadan haykırmaya devam edeceğiz”

Bu uygulama apaçık bir zulümdür

Bir takım çevreler sıklıkla başörtünün İslami bir emir olmadığını bunun siyasi bir sembol olduğunu ileri sürerek ve daha birçok saçma sapan iddiayla insafa sığmayacak açıklamalar yapmaktadırlar. Başörtüsünü bu şekilde algılamak ve dışarıdan ithal bir unsur olarak görmek hem İslam dinine hem de tarihe karşı cehaletin en büyük göstergesidir. Zira başörtüsü, İslami davetin Medine’de başladığı ilk günlerden beri “hicap” ayetinin de inmesiyle birlikte Müslüman kadınların genel yaşam tarzı olmuştur. Asılsız ve boş iddialarla inancından dolayı başlarını örten kardeşlerimizin okullara ve üniversitelere girmesini engellemek hem inanç özgürlüğüyle hem insan haklarıyla hem de demokrasiyle çelişmektedir. Bununla birlikte başörtülüler maddi imkana sahip de değillerse eğitim seviyesini ilerletememektedirler. Dolayısıyla bu uygulama insani değerlerden çok uzak bir davranışın ve apaçık bir zulmün göstergesidir.

Zulme kayıtsız kalmayacağız

Ancak bizler Anadolu Gençliği olarak yapılan hiçbir zulme hiçbir zaman kayıtsız kalmadık ve bundan sonrada kalmayacağız. Bizleri güdülmeye hazır koyunlar olarak görenler karşılarında susan ve statükoya teslim olmuş Müslümanlar bulacağını zannedenler bilsinler ki sadece Türkiye’de değil bütün dünyada hiçbir zulüm kalmayıncaya ve yeniden adil bir düzen kuruluncaya kadar direneceğiz ve hiçbir zaman susmayacağız. Çünkü zulüm karşısında susan dilsiz şeytandır ve inşallah bizler bundan beriyiz.

Son olarak Nur suresi 31.ayette belirtilen ‘İnanan kadınlara da söyle… örtülerini, yakalarının üzerine kadar örtsünler…” ve Ahzab suresi 59. ayette de “Ey peygamber! Eşlerine, kızlarına ve öteki bütün mümin kadınlara (toplum içine çıktıklarında) dış kıyafetlerini üzerlerine almalarını söyle…” şeklinde geçen ve İslam’ın bir emri olduğu açık olan başörtüsünü, inançlarının bir gereği olarak örtmekte olan kardeşlerimizin bir an önce, hiçbir ayrım gözetmeksizin özgürlüklerine kavuşmaları talebimizi, tüm kamuoyuna siz basın mensupları aracılığıyla bir kez daha haykırıyoruz”

Kaynak: Yeni Ufuk, Bolu Haber

23 Aralık 2008, Çarşamba

 

Bir cevap yazın