Gazze: Sesimizi duyan var mı?
29 Aralık sabahına İsrail’in attığı bombalarla uyandı yine Gazze. Perdelerin arasından sokakları izleyen Gazzeliler, üç kız ve bir annenin cansız bedenleriyle karşılaştılar. Ancak kızlardan birisinin çığlıkları, bombalarla yıkılan duvarların altından geliyordu: “Sesimi duyan var mı?” Duvarın kaldırılmasıyla enkazdan çıkartılan genç kızın burnu bile kanamamıştı. O sabah bu olaya tanık olan Gazzeli Rızık Bey “Ömrü olanı kimse öldüremez. Herkesin eli kolu bağlı. Sadece Allah’tan yardım istiyoruz.” diyerek anlatıyor yaşadıklarını. Giriş çıkışların yasak olduğu bölgeden telefonla ulaşabildiğimiz Rızık Bey’in anlattığı bu olay, Gazze’de yaşananların sadece küçük bir kesitini gösteriyor. Gazze halkı dört gündür, İsrail’in bombalarıyla uyanıyor. Sadece yaşanan acı bunlarla sınırlı değil. 300’den fazla kişinin yaşamını yitirdiği şehirde, 180 ağır yaralı bulunuyor. Rızık Bey’ın anlattığına göre, sınır kapıları kapalı olduğu için yaralılara ilaç getirilemiyor. Ağır durumda olanlara ise narkozsuz müdahale ediliyor: “Hastaneler dolu. Ameliyatlar meydanlarda, boş sahalarda yapılıyor. 180 civarında çok ağır yaralı var. Belki beş-on gün sonra ölüp gidecekler. Bizi kurtarın demiyoruz, bizi kurtaracak Allah. Sınır açılsın, sadece yaralılar dışarıya gönderilsin, onlara ilaç gelsin. Biz onlardan ne ordu ne silah istiyoruz.”
Bir buçuk milyon nüfuslu şehirde ilaçların yanı sıra elektrik, gaz, mazot gibi günlük tüketim malzemelerini bulmak neredeyse imkansız. “Ne gaz, ne şeker, ne elektrik, ne benzin var. Benim evimde fitille çalışan gaz var. Ekmeği onunla pişiriyoruz. Binlerce insan fırınlarda sıra bekliyor, ekmek istiyor.” diyen Rızık Bey, İsrail’in hedefi olmamak için soyadının yazılmasını istemiyor. Un gibi yaşamsal öneme sahip hammaddeler de sınırın kapalı olmasından dolayı gelmiyor. Dükkanlar kapalı olduğu için, bombalarla patlayan camlar da yenilenemiyor. İsrail akaryakıt sokmadığı için elektrik üretilemiyor. Evlere elektrik verilemeyince depolara su basılamıyor.
Kaynak: Zaman