Ergenekon davası gün geçtikte derinleşirken, ortaya çıkan pisliğin daha çok su götüreceği de anlaşılıyor. Savcı dosyaları karıştırdıkça, birçok karanlık olayın arkasındaki kirli ilişkilere rast geliyor. Son olarak başsavcılık tarafından Elazığ’da 33 askerin öldürülmesiyle ilgili dosyanın istenmesi, önümüzdeki günlerde yeni dalgaların olabileceğinin habercisi. Aslında bu durum, “derin” zannedilen paramiliter yapıların gerçekteki sığlığını bilenler için şaşırtıcı değil. Ama bugüne kadar alışageldikleri düzenin bundan sonra da aynen devam edeceğini zannedenler şaşırmaya devam ediyor. CHP’nin Ergenekon davasında, sanık avukatlarından daha hararetli ve can siperâne savunma yapması, Sabih Kanadoğlu’nun her gün yeni bir icatla ortaya çıkması, Ergenekoncu medyanın karalama haberleri ve diğer gayretler ne kadar devam etse de, ortaya saçılan bunca kirli ilişkinin üstü bu saatten sonra örtülemeyecektir. Bu gerginlik mahkeme salonuna da yansıyor. Ergenekon davası zanlılarından Doğu Perinçek, tutuklu sanık Emekli Binbaşı Mehmet Zekeriya Öztürk’ün Mehmet Eymür’ün adamı olduğunu iddia etmesi örneğinde olduğu gibi sanıkların da birbirine girmeye başladığı bir süreç var önümüzde. Şayet bu süreç, JİTEM’in Güneydoğu’daki faaliyetlerinin araştırılmasıyla devam ederse, Türkiye yakın tarihindeki birçok karanlık cinayetin ve kayıpların arkasındaki katillerle de tanışmış olacak. Bu daha adil ve özgür bir gelecek için önemli bir süreç. Lakin siyasi iradenin bunun ne kadar arkasında duracağı, silahlı bürokrasinin pozisyonundaki değişim, halkın davayı ne kadar sahipleneceği ve küresel konjonktür gibi faktörler de bu süreçte önemini koruyacaktır.

Platform Haber