Konya: Susmak zulme ortaklıktır!
Konya İnanç Özgürlükleri Platformu 73. Hafta basın açıklamasını cumartesi günü saat 12:30’da Kayalıpark mevkiinde yaptı. Yaşar Turgut platform adına okuduğu açıklamaya İbrahim suresinin 46 ve 47. ayetlerini okuyarak başladı. Bütün tarihi olayların bir etkileşim içerisinde gerçekleştiğini belirten Turgut, başbakan Erdoğan’ın Davos zirvesi içerisinde gerçekleştirilen Gazze konulu panelde göstermiş olduğu onurlu tavrı, Hamas’ın zaferinin ve meydanlardan yükselen haykırışların bir devamı olarak niteledi. Başbakanın bu onurlu çıkışının mazlum halkların bir sesi olduğunu ve dünya halklarını büyük bir coşkuya sevk ettiğini belirten Turgut, Arap Birliği ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreterlerinin suskunluklarının ve acziyetlerinin İsrail’in şımarıklığının en temel sebebi olduğunu belirtti. Dışişleri bakanının yapmış olduğu açıklamanın bir talihsizlik olduğunu ifade eden Turgut, bu durumun Başbakanın onurlu duruşuna gölge düşürdüğünü belirtti. Yaşar Turgut, Türkiye gündemiyle ilgili olarak, Erkan Mumcu’ya cumhurbaşkanlık seçimi öncesinde emekli bir paşa tarafından oluşturula baskının askeri vesayet sistemini apaçık ortaya çıkardığını söyledikten sonra bu durumun Türkiye’yi hem iç siyasette hem de dış siyasette küçülterek menfaatlerine zarar verdiğini söyledi. Turgut, son olarak başbakandan ve siyaset erkânından hem iç hem dış siyasetteki tüm vesayetlerden kurtulunup bir an önce İsrail’le olan ilişkilerinin kesilmesini; halkın, İsrail müttefiki bir ülke görünümünün vermiş olduğu utançtan kurtarılması talep etti. Turgut, Hak ve özgürlüklerin ihlal edilmediği bir ülkede yaşama umudu ile 74. Haftada aynı yer ve saatte buluşma dileğiyle açıklamasına son verdi.
Eylemde okunan açıklamanın tam metni:
Rahman, Rahim Allah’ın adıyla;
Onlar tuzaklarını kurdular. Allah indindede onlar için bir tuzak vardır. İsterse onların tuzakları dağları yerinden oynatacak olsun. O halde sakın Allah’ı peygamberlerine olan vaadinden cayacak sanma. Hiç şüphesiz Allah her şeyin mutlak galibidir ve zalimlerden intikam alıcıdır.
Sevgili dostlar, değerli basın mensupları;
Büyük olaylar ve zaferler tetikleyici bir etki bırakırlar. Tarihte ve sosyal olaylarda hiçbir şey bir diğerinden bağımsız değildir. Bedir’i, Hayber’i, Yermuk’u, Hacer’in İsmail için koşuşturmasından bağımsız saymak, tarihi doğru okumamak demektir. Samiri’yi, Karun’u, kitabı tahrif eden Ferisiler ve Sadukileri İsrail’in bugünkü varoluşundan ve zulümlerinden bağımsız telakki etmek bir zihin yanılgısı olsa gerek. Zaferlerde isyanlarda etki ve tesir alanları oluştururlar.
Davos’taki ekonomik form, kırılgan dünyanın etkileşiminin en büyük örnekliklerinden birini gördü. Başbakan Erdoğan’ın, Gazze konulu panelde katil İsrail’in cani cumhurbaşkanına karşı gösterdiği onurlu tavrı takdir ediyor, bunun, Gazze direnişinin zaferinin sonuçlarından olduğunu gözlemliyoruz. Başbakan’ın bu tutumu mazlum halkların izzet ve onur isteklerinin bir sesi olmuştur. Dünya halkları bu duruşu büyük bir coşkuyla karşılamıştır. Aynı panelde konuşmacı olan Arap Birliği Genel Sekreteri’nin ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin suskunlukları ve acziyetleri İsrail’in niye bu kadar saldırganlaşabildiği sorusunun cevabı olmuştur. Erdoğan’ın tutumunu Dünya halkları ve Türkiyelilerin haklı tepkilerinin dillendirilmesidir. Erdoğan, meydanların sesine kulak vermiştir. Erdoğan’ın bu çıkışı meydanlarda olmanın gerekliliğini ve meydanlarda bulunanların haklılığını ortaya koymaktadır.
Suskunluk, zulme gizli destek vermektir!
“Türkiyesiz İsrail yaşayamaz. Türkiye’nin desteği olmadan İsrail’in bölgedeki varlığı da çok kolay olmayacaktır.” Dışişleri bakanı Ali Babacan’ın bu sözleri, bir hakikati itiraftır. Varlığın kendisini tamamlayan cüzleri de ondandır. Babacan bu itirafıyla Türkiye’yi Siyonist İsrail terör devletinin bir cüzü haline düşürmüştür. Bu tutum başbakanın onurlu duruşuna gölge düşürmektedir.
Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Erkân Mumcu’ya yönelik askeri yetkililer tarafından yapılan baskılar, bu gün gün yüzüne çıkmıştır. Askerin siyaset üzerindeki vesayetinin en açık örneği olan bu durum, son günlerdeki siyasal olaylarda kendisini hissettirmektedir. İsrail’le yapılan askeri anlaşmalar hakkında kendisine soru yöneltilen bir askeri yetkili, ülkenin menfaatlerini ileri sürerek bu anlaşmaların iptal edilemeyeceğini söylemiştir.
Başbakan’ın onurlu çıkışının somut sonuçlar haline dönüşememesi, katil İsrail terör devletiyle başta askeri alanlarda olmak üzere, yapılan hiçbir anlaşmanın iptal edilmemesi, hatta askıya bile alınmamış olması, Konya hava sahasının İsrail’in katil uçaklarına kapatılmamış olması vb. halkın ciddi taleplerinin yerine getirilmemiş olması ”Askeri vesayetin siyaset üzerindeki gücü bu kadar mı büyük?” sorusunu akıllara getirmektedir. Bu vesayet hem iç siyasette hem de dış siyasette Türkiye’yi küçülterek onun menfaatlerine zarar vermektedir.
Başbakan’dan ve ülkeyi yönetenlerden, hem uluslararası hem de ülke içindeki tüm vesayetlerden kurtulup biran önce İsrail’le olan her türlü ilişkinin kesilmesini; halkımızın, İsrail müttefiki bir ülke görünümünün vermiş olduğu utançtan kurtarılması talebimizdir. Türkiye’nin İsrail’in müttefiki olmasına ne inançlarımız ne tarihimiz ne de halkımız müsaade etmeyecektir.
Hak ve Özgürlüklerin ihlal edilmediği, adaletin tesis edildiği bir ülkede yaşama umudu ile 74. Haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere hepinizi Allah’a emanet ederiz.
KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU