“Tek Türkiye”de Anlatılmayanlar

Türkiye’de sinema ve televizyonlar gündeme veya tarihe ilişkin konuların tartışılmasını ve toplum nezdinde anlaşılmasını sağlayan yapımları ekrana getirmeye devam ediyorlar. Bu film ve dizileri yapan kişilerin ideolojik aidiyeti, yararlandığı eser, gerçeklerle yüzleşme cesareti olayı ele alış tarzını da etkilemektedir. STV’de yayımlanmakta olan Tek Türkiye dizisi bazılarınca Güneydoğu bazılarınca Kürt sorunu olarak tanımlanan olguyu ele almaktadır. Film yayımlandığı günden beri artan bir ilgi ile izlenmektedir. Reyting olarak yüksek bir düzey tutturan dizi, uzun yıllardır Türkiye’nin gündemini teşkil eden Kürt sorununa getirdiği yaklaşım ile farklılık göstermektedir. Bu sorunu merkez alan dizilerin ilki diyebiliriz. Kurtlar Vadisi, Köprü gibi dizilerde daha ziyade yan bir konu olarak ele alındı. Kurtlar Vadisi bir ara sadece bu sorunu ele alan bir dizi yapmak istese de gelen tepkiler üzerine kaldırıldı.

Tek Türkiye dizisinde kan davası yüzünden bir asker aileye evlatlık verilen Tarık, doktor olarak köyüne döner. Bir yandan kan davası, bir yandan PKK ile mücadele etmek zorunda kalacaktır. Bir devlet görevlisinin gittiği köyde yerleşik bazı değerleri sahiplenirken, bazılarına olan mücadelesini anlatır. Sadece bir doktor olarak değil bazen asker gibi eline silah almakta, operasyon yapmakta, saldırılara karşı direnmektedir. PKK’nın halka yaptığı zulümler, savaşı sürdürürken izlediği stratejiler, insan kazanımında izlediği stratejiler, halkın PKK’ya yaklaşımları, ağa ve aşiretlerin rolleri, para kazanmada takip edilen yollar, halkın değerlerine bakışı gibi birçok konudaki durumu ortaya koymaya çalışan güçlü bir senaryosu bulunmaktadır. Her dizi sonunda da karanlık bir odada toplanmış ülke içindeki bazı odakların Türkiye için yapmaya çalıştıkları senaryolar dile getirilmektedir.

Dizide anlatılanlar olduğu gibi anlatılmayanlarda bulunmaktadır. Bunun başında sorunun diğer tarafı olan Devlet’in üstlendiği işleve ilişkindir. Bu yönüyle bakıldığında devletçi zihinsel refleksin ürünü bir yaklaşım ön plandadır. Dizi de bu açıdan anlatılmayanları biz söyleyelim:

– Bölgede halkın bir etnik unsur olarak uzun yıllardır kabul edilmemesi, Türklerin bir boyu olarak gösterilmesi,

– Halkın anadili olan Kürtçe’nin kullanılmasının yasaklanması, dinleyenlerin cezalandırılması, söyleyen sanatçıların bu ülkede kaçmak zorunda bırakılması, köy ve insan olmak üzere varlıklara bu dilden tanımlama ve isimlendirme yapılmasının yasaklanması, kullananların cezalandırılması,

– Bölgede görev yapan kamu personelinin gösterilenin aksine devletin ideolojik düşünce yaklaşımını bölgeye götürecek bir misyoner gibi algılanması sonucu; görev yapan öğretmenlerin çocukların Kürtçe konuşulmasını yasaklamaları ve cezalandırmaları, doktor yüzü görmeyen nice hastaların ölmeleri, asker ve polis gibi güvenlik görevlilerinin herkesi düşman ve tehlikeli görerek insanları ezmeleri,

– Halkın ana dili olan Kürtçe’yi kullanımının yasaklanması ile el altında kasetleri dinlemeye çalışması, bunun sonucunda 15 yıldır PKK’nın yayın organlarını dinlemek ve izlemek zorunda bırakılması,

– PKK terörü ile mücadele etmek adına köylerin boşlatılması, aşiretlerin- insanların sürgüne gönderilmesi, köylerin yakılması,

– Köyleri yakılarak veya boşlatılarak uzaklaştırılan halkın mahrumiyet içinde şehirlerde yaşamaya mahkum edilmesi,

– Halka mahkeme kararları ile de sabit olan köylülere dışkı yedirilmesi, halkın psikolojik baskıya maruz bırakılması, hakaret edilmesi, küçük görülmesi, türlü baskı ve yıldırma politikaları izlenmesi,

– Tüm halkı Pkk’lı görerek bazı çobanları veya sivil halkı öldürerek kamuoyuna yansıtması, binlerce insanın Kürt olmak dışında bir suçu olmadan işkencelere maruz bırakılması, işkencelerde öldürülmesi, hapishanelerde çürütülmesi,

– Diyarbakır cezaevi başta olmak üzere hapishanelerin toplumsal dönüşüm aracı olarak kullanılması,

– Yargısız infazlarla binlerce insanın öldürülmesi,

– Devlet kademelerinde negatif ayrımcılığa tabi tutulan halka karşı diğer illerden baskı ve dışlamaya tabi tutulması,

– Son Ergenekon operasyonunun gösterdiği gibi savaşın sürmesini isteyen devlet içi güçlerin yapılanmaları,

– Uyuşturucu ve silah ticareti başta olmak üzere bir çok rantın sürmesini isteyen yapılanların bu sürece katkıları

Anlatılmayanlar uzatılabilir. İslamcıların, sağ ve muhafazakâr çevrelerin Kürt sorununa bakışı açısından Tek Türkiye dizisindeki yaklaşımlar birçok noktada ipucu vermektedir. 80 yıldır yaşanan sürece son dönemden önce militarist bir yaklaşım sergilenmiştir. Kürtlerin varlığı kardeşlik edebiyatıyla geçiştirilmiş; bu sürecin asli unsuru olan problemlerle yüzleşilmemiştir. Dizi hali hazırda bu problemleri tartışmadan halkın topyekûn direnişini öğütleyen bir algı zemininde devam etmektedir. Böylesine hassas bir konuyu ele almak, tartışmak çabası önemlidir. Ancak sorunun özünün gözden kaçırılması, hedef ve sorumluların yanlış tesbiti, devletin ideolojik referanslarını temel alan yaklaşım sergilenmesi sorunun gerçek anlamda tartışma zemininden ne kadar uzak olduğunun göstergelerindendir.

Kaynak: Cemaat.com

Bir cevap yazın