Çocuklar Kürt olunca durum değişir mi!
Abdullah Öcalan’ın Kenya’da yakalanıp Türkiye’ye getirilmesinin onuncu yıldönümünde Güneydoğu karıştı. Diyarbakır, Batman, Hakkari ve Mersin’de kepenkler açılmazken birçok kentin sokaklarında polisle göstericiler karşı karşıya geldi ve taraflar arasında biber gazlı, molotof kokteylli, taşlı çatışmalar yaşandı. Çok sayıda polisin yaralandığı olaylarda bölge genelinde yaklaşık 200 kişi gözaltına alındı. DTP’nin Diyarbakır eyleminin ardından, polis sokaklarda gösterici avına çıktı. Polislerin çember altına aldığı “şüpheli” çocuklara uyguladığı test, gözaltıları şüpheli hale getirdi. Çocukların ellerini tek tek kontrol eden polis, avucunda “taş izi” olanları gözaltına aldı. 16 çocuğu gösteriye katıldığı gerekçesiyle alıkoyan polis, tespit anını kamerayla görüntüledi. 2006’da yenilenen TCK’ya göre, gösterilere katılan çocuklar hakkında 23 yıldan 40 yıla kadar hapis cezası istenebiliyor. Gösteri ve benzer suçtan yargılanan çocukların sayısı 737.Kürt meselesini çözümü için vicdana ihtiyacımız var
Ahmet Altan, bugünkü yazısında konuyla ilgili şu yorumu yaptı: “On iki yaşındaki çocuğu yıllarca zindana kapatmak korkunç değil mi? Hayatı söndürülen çocuk Kürt olunca vicdanlarımız kilitleniyor mu? Küçük bir çocuğu yıllarca hapse mahkûm etmenin bir adım ötesi “öldürmek”, cinayetten bir adım öncesi bu yaşadığımız. Ölmelerini mi bekleyeceksiniz buna karşı çıkmak için? Canlılar için acı çeken bir vicdanımız yok mu bizim? Yoksa vicdanlarınız, Türk çocuğu, Kürt çocuğu, Filistin çocuğu için ayrı ayrı kompartımanlara ve ölçülere mi sahip? Herkes için ayrı ayrı ölçüler koyan bir vicdana sahip olmanın vicdansızlıktan ne farkı var? Bakın, bir meseleyi doğru dürüst çözemediğinizde, hayat acı dolu kanlı bir saçmalığa döner. Bugün yaşadığımız da bu. Kürt meselesini insanca çözemediğimizden, gittikçe insanlıktan uzaklaşıyoruz. Avucunda taş izi olan çocuğu zindana koymaya kadar vardırdık işi…
Kürtlere çok acı çektirdik. Şimdi de son kuşağı, on iki, on üç yaşında olanları “taş izinden” yakalayıp hapishanelere atmaya uğraşıyoruz. Bu yöntemlerle, bu insafsızlıklarla bugüne kadar bu meseleyi çözebildik mi ki şimdi çözebilelim? Kürt meselesini çözebilmek için siyasetten önce vicdana ihtiyaç var. Çocuklar için, büyükler için, ölenler için acı çeken bir vicdana. İşte asıl soru da bu zaten. Var mı sizde o vicdan?”
Kaynak: Taraf