Meğer “Kurtuluş Savaşı”, tesettüre de karşıymış!

Başörtüsü meselesi, gündemin en temel sorunları arasındaki yerini koruyor. Yasak taraftarları, başörtüsü aleyhinde çirkin karalamalarına devam ederken, hezeyan dolu açıklamalar birbiri ardına geliyor. Tesettür düşmanlığı kervanında ağır yüklerin altına girmeyi marifet bilen Anayasa Mahkemesi eski başkanlarından Yekta Güngör Özden, Başkent Üniversitesi’nde katıldığı bir panelde, “Bizim Kurtuluş Savaşı’nı yalnız düşmanı bu topraklardan uzaklaştırmak olarak algıladık ama aslında, o dönemde yazılan notlarda, hatıra yazılarında, bu topraklarda Cumhuriyet kurulmalı, latin harfleri kurulmalı ve kadınlar tesettürden kurtarılmalı. Bu hedef var.” şeklinde konuştu. Özden, bir öğrencinin “1980’lerde başörtüsü sorunu yoktu, bugün sağ-sol, alevi-sünni, kürt-türk tartışmaları yaşanıyor. Bu hep böyle mi gidecek?” şeklindeki sorusuna verdiği cevabın devamında şunları söyledi: “1989 Anayasa Mahkemesi kararı, inançlara saygılıyız ama üniversite ve yüksek öğretim kurumlarında öğretim üyelerinin ve öğrencilerin hangi inanca sahip olacağını belirten bir simgenin kullanılması barışı zedeler, bu bir direnmedir, çirkin ayırımları yapmak gibi… Bahsettiğiniz Türk-Kürt. alevi-sünni ayırımı gibi, işte günlerdir sokakları savaş alanına çeviren bölücü sempatizanları gibi. Hepsi Türkiye’nin Atatürk çizgisinden uzaklaştırmak içindir. Bu oyuna gelmemek de insanlık görevidir.”

Savaş yok, o halde sivil anayasa olmaz!
Yekta Güngör Özden, sivil anayasayla ilgili soruya ise Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacının bulunmadığını ifade ederek şöyle konuştu: “Bir anayasaya yapabiliriz ama anayasa yapmak için gerekli koşullar yok. Savaş yok, değişen maddeleri yeni bir anayasanın hiç bir olumlu yönü yok. Ya kurucu organ oluşturarak ya da 175 olabilir, o bakımdan da gözetilecek birçok koşullar vardır. Ama bugün için böyle bir zorunluluk yok.”

Kaynak: Habervaktim.com

 

Bir cevap yazın