Ankara: 161 değil 1061 hafta da olsa direneceğiz!

Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu 160’ıncı eyleminde başörtüsü yasağının devam ettiği belirtilirken, yasakçılarla Ergenekoncular arasındaki irtibatlara dikkat çekildi. Basın açıklamasını platform adına İlke İlim Kültür ve Dayanışma Derneği (İlkder) Yönetim Kurulu üyesi Hadiye Kılıç okudu. Kılıç “Yıllardır sürdürdükleri karalama kampanyaları, bugün Ergenekon adı altında gün ışığına çıkmaya başladı.İşte başörtüsü yüzünden işlendiği söylenen Danıştay saldırısı. Ali Kalkancılar, Fadime Şahinler, işlenen pek çok faili meçhul cinayetler, hatta terör örgütlerinin finansörleri yasakçılardan çıktı. Bizleri başörtülerimizden dolayı potansiyel suçlu ilan edenlerin kirli çamaşırları her gün medyada gözler önüne serilirken, artık inanan insanların üzerindeki siyasi, sosyal ve ekonomik baskıları kaldırın. Halk artık bu saçmalıklara inanmıyor. Gözleri ne kadar başka yönlere çevirmeye çalışsalarda gerçekler ortada.” dedi.

Eylemde okunan tam metni:

İnanç özgürlüğü platformunun 160. basın açıklamasına çözüm bulunması bir yana çözümsüzlüğe doğru götürülmeye çalışılan başörtüsü meselesi ile başlıyoruz. Çözümü topluma bırakılması gereken başörtüsü sorunu maalesef ülkemizde hala siyasi rant malzemesi yapılmaya devam ediliyor.

Seçim arifesinde olduğumuz şu günlerde, yeni açılımlar peşinde koşuyor görünen bir takım siyasi partiler var. Daha dün karşı çıktıkları, alaya aldıkları, toplumun benimsediği, değer verdiği başörtüsü, kuran kursu gibi değerleri, oy toplamak için sahiplenmeye çalışıyorlar. Keşke bu söylemlerinde samimi olsalar.

Yıllardır sürdürdükleri karalama kampanyaları, bugün Ergenekon adı altında gün ışığına çıkmaya başladı.İşte başörtüsü yüzünden işlendiği söylenen Danıştay saldırısı. Ali Kalkancılar, Fadime Şahinler, işlenen pek çok faili meçhul cinayetler, hatta terör örgütlerinin finansörleri yasakçılardan çıktı. Bizleri başörtülerimizden dolayı potansiyel suçlu ilan edenlerin kirli çamaşırları her gün medyada gözler önüne serilirken, artık inanan insanların üzerindeki siyasi, sosyal ve ekonomik baskıları kaldırın. Halk artık bu saçmalıklara inanmıyor. Gözleri ne kadar başka yönlere çevirmeye çalışsalarda gerçekler ortada.

Buraya toplandığımız ilk haftadan beri insan hak ve özgürlüklerinin önündeki tüm engellerin kaldırılması için taleplerimizi dile getiriyoruz. Ancak üzülerek görüyoruz ki bu engeller daha da katmerleniyor. Son olarak Makine Mühendisleri Odası Diyarbakır şubesinin sakallı resim verdiği gerekçesiyle mühendisin ruhsat vizesini yenilememesini kınıyoruz. Her insan nasıl giyineceğine, sakal bırakıp, bırakmayacağına, başörtüsü takıp takmayacağına karar verme hakkına sahiptir. Devlet bireyin hak ve özgürlüklerini korumak için vardır.

Müslümanların kanayan yarası Filistin’e değinmeden geçemeyeceğiz. Öncelikle İsrail zulmünü haklı göstermek için gerekçeler üreten bir takım medya kuruluş ve yazarlarını anlamakta güçlük çekiyoruz. Dünyanın gözü önünde bir millet yıllardır soykırıma tabi tutuluyor. Demokratik bir seçimle iş başına gelen Hamas, bugün demokrasi çığırtkanlığı yapan kesimler tarafından terörist olarak ilan ediliyor. Bir milletin işgal altındaki toprakları için savaşmasını gayri meşru göstermek, hangi insanlığa, hangi vicdana sığar diye soruyoruz. Bu işlenen cinayetleri haklı göstermez. Bizler kimliği veya dini ne olursa olsun daima mazlumun yanında olduk. Gücümüz yettiğince sesimiz çıktığınca da olmaya devam edeceğiz.

Sesimize ses verin, bizleri yalnız seçimlerde oy potansiyeli olarak görmekten vazgeçin. Bu oy silahının bir gün size çevrilebileceğini unutmayın . Biz haftaya da buradayız gerekirse 161 değil 1061. haftada burada olacağız yanlıştan dönene, bir avuç azınlığı memnun etme pahasına halkı yok sayma gafletinden uyanana kadar.

Ankara İnanç Özgürlüğü platformu adına

İlke İlim Kültür ve Dayanışma Derneği ( İlkder) Yönetim Kurulu üyesi Hadiye Kılıç

 

Bir cevap yazın