Ankara: Açılımlar saçılım oldu

Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu, 162’inci eylemini yaparak başörtüsüne özgürlük mücadelesine devam etti. “Açılımlar… Saçılımlar…” başlığını taşıyan açıklamada CHP “Başörtülü kızlar üniversite kapılarından çevrilirken, halkımızın tamamen kendi kaynaklarıyla kurduğu Kur’an kurslarına çocuklarını göndermesi engellenirken sesini çıkarmayan CHP, kendi kitlesini küstürmek pahasına taklacı güvercinler gibi manevralar yapıyor. CHP ve onun mensupları için ne acı bir manzara…” sözleriyle eleştirilirken, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ile ilgili olarak şunlar söylendi: “İnançlarından dolayı örttükleri başörtüleri yüzünden çalışma hayatında, eğitimde, sokakta mağdur edilen, eşit işe eşit ücret alamayan, iş güvencesi olmayan, işyerinde tacize uğrayan, üretime evden katılarak emeği görünmez kılınan, aile içi/dışı şiddete maruz kalan, savaşların, işgallerin ta en baştan yenik düşmüş muhatapları olan kadınlar, dünyanın herhangi bir yerinde var olduğu müddetçe böyle bir günün anlamı olmadığını düşünüyoruz.”

Eylemde okunan açıklamanın tam metni:

Açılımlar… Saçılımlar…

Yerel seçimler hızla yaklaşırken CHP’nin yaptığı saçılımlar pardon açılımlar gündemi belirliyor. Aslında hatırlatmaya gerek yok ama CHP, bundan birkaç ay önce canhıraş bir şekilde başörtüsünü üniversitelerde serbest bırakabilecek olan düzenlemeyi Anayasa Mahkemesine götürmüş ve düzenlemenin iptalini sağlamak için elinden gelen hiçbir çabayı esirgememişti. Şimdi CHP çarşaflı kadınları partisine üye kaydederek başörtülülere yönelik bir açılım gerçekleştirdiğini zannediyor. Bundan 11 yıl önce 28 Şubat’ın ardından 12 yaşın altındaki çocuklara yasaklanan Kur’an kurslarının Halkevlerinde açılacağı vaadi de CHP’ye ait. Yakında İHL’lerin orta kısımlarına hayatiyet kazandırılacağı, yurtdışındaki bazı üniversitelere denklik verileceği sözünü de verirlerse şaşırmayız.

Çarşaflı kadınlara parti rozeti takan ancak onları üyelikten ileriye götürmeyeceği aşikâr olan partinin mensupları ise bu saçılımlar karşısında paniğe kapılmış durumda. Bu paniğin bir sonucu olarak partililer, geçen hafta kendi partisinin bu açılımını hazmedemeyip bu konudaki ikiyüzlülüğü gözler önüne sermek isteyen ve bu amaçla miting alanına çarşaf giyerek gelen Kıymet Özgür isimli kadına saldırdılar. Özgür’ü tartaklayan, çeşitli hakaretlerle yüzüne tüküren partililerin bu tavrını kınadığımızı söylemeye sanırız gerek bile yok. Bu saçılımlar bizi öyle bezdirdi ki çelişkileri gözlerinizin önüne sermekten başka bir şey de gelmiyor içimizden. Başörtülü kızlar üniversite kapılarından çevrilirken, halkımızın tamamen kendi kaynaklarıyla kurduğu Kur’an kurslarına çocuklarını göndermesi engellenirken sesini çıkarmayan CHP, kendi kitlesini küstürmek pahasına taklacı güvercinler gibi manevralar yapıyor. CHP ve onun mensupları için ne acı bir manzara…

Bir diğer konu, Uluslararası Ceza Mahkemesinin Sudan Devlet Başkanı Ömer El-Beşir hakkında ülkesindeki insan hakları ihlallerinden sorumlu olduğu gerekçesiyle verdiği mahkûmiyet kararı… Aslında bu kararla ilgili olarak da ne söylesek boş. Ancak kendilerini dünyanın patronu sanan kapitalist, emperyalist ve siyonistlerin ikiyüzlülüklerini çarpıcı bir şekilde ortaya koyduğu için konuyu es geçmeyeceğiz. Adına Uluslararası Ceza Mahkemesi denen bu kuruluştan mahkeme olmasının bir gereği olarak adil bir karar çıkması beklenebilirdi. Ama bu sözde mahkeme, Ömer El-Beşir’i benzer gerekçelerle mahkûm ederken, Afganistan’da, Irak’ta yaptığı işgallerle birçok insanın ölümüne, evini terk etmesine, ömrünü hapiste geçirmesine, işkence görmesine, sefaletine sebep olan ABD’yi; Filistin’de ve Lübnan’da kendini savunma bahanesiyle gözünü kırpmadan çok sayıda insanı öldüren İsrail’i; Afganistan’daki, Çeçenistan’daki katliamlarıyla Rusya’yı; Doğu Türkistan’da, Tibet’te yıllardır sürdürdüğü zulme rağmen Çin’i görmezden geliyor. Söz konusu karar aynı zamanda tıpkı Birleşmiş Milletler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi bir yapı olan bu mahkemeden de adil karar çıkabilmesinin mümkün olmadığını yeniden gösteriyor. Korkarız bu karar uluslararası vampirlerin kamaşan dişlerine Sudanlıların boynunu sunabilmek için bir zemin hazırlamak amacına hizmet edecek.

Bu arada 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle birkaç şey söylemek istiyoruz. İnançlarından dolayı örttükleri başörtüleri yüzünden çalışma hayatında, eğitimde, sokakta mağdur edilen, eşit işe eşit ücret alamayan, iş güvencesi olmayan, işyerinde tacize uğrayan, üretime evden katılarak emeği görünmez kılınan, aile içi/dışı şiddete maruz kalan, savaşların, işgallerin ta en baştan yenik düşmüş muhatapları olan kadınlar, dünyanın herhangi bir yerinde var olduğu müddetçe böyle bir günün anlamı olmadığını düşünüyoruz.

Son olarak yine yarın idrak edilecek olan Mevlid Kandili vesilesiyle direnişin, dirilişin, adaletin peygamberi, rehberimiz Hz. Muhammed (SAV)’in bize işaret ettiği yolda, O’nun gönülden bağlıları olarak ilerlemek için ne gerekiyorsa yapacağımızı bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Allah utandırmasın.

ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU ADINA ESRA DURU

Bir cevap yazın