Van: Başörtüsü düşmanlığı çağdışıdır
Van Hak ve Özgürlükler Platformu, 131’inci eyleminde ” İnsanın kendisiyle değer kazandığı hakları herkesçe kabul edilinceye kadar onurlu duruşumuz devam edecektir.” mesajını verdi. Platform bileşenleri adına basın açıklaması Sağlık-Sen Van Şubesi Teşkilatlanma Sekreteri Gülşen Dalaz tarafından okundu. Açıklamada “İkinci bin yılda artık giyiminden dolayı insanları dışlamak, bunu bir problem olarak yaşamak sağduyudan nasiplenmemek demektir. Yetkililer veya yöneticilere düşen yönettikleri insanların haklarını korumak ve özgürce yaşamalarını temin etmektir. Bu nedenle Yöneticiler bu bilinçle işlerini yapmalı ve hak ihlallerini engelleyerek medeniyetin birer temsilcisi olmalıdırlar. Bu vesile ile başörtüsüne özgürlük tanımak, çağdaşlığın ve medeni olmanın temel kıstaslarından biridir. Türkiye’deki üniversiteler, üniversiteleri hem kamuoyumuz nezdinde hem de dünya kamuoyunda küçük düşüren çağdışı başörtüsü düşmanlığıyla artık anılmamalıdır. Başörtüsü ve insan hakları ihlallerinin arkasındaki yasa dışı güç olarak beliren Ergenekon vb. örgütlenmelerin maskesi düştüğüne göre, gereksiz korkulardan kaynaklanan başörtüsü yasağı da sona erdirilmelidir.” denildi.
Eylemde okunan açıklamanın tam metni:
Hak kutsaldır
131. kez insan haklarının kutsallığına, özellikle de başörtüsü hakkının ihlaline dikkat çekmek için meydandayız. İnsanın kendisiyle değer kazandığı hakları herkesçe kabul edilinceye kadar onurlu duruşumuz devam edecektir.
Bütün dünyada yaşanan küresel kapitalizm krizi, ülkemizi de etkilemektedir. Bu sefer yaşanan kriz daha öncekilerden farklı olarak Türkiye kaynaklı değil ve finans sektöründen ziyade reel sektörde yaşanmaktadır. Bu krizin etkilerinin asgariye indirilmesi için siyasi iktidar üzerine düşeni yapmalı ve daha fazla insanın işsiz kalmasına engel olacak tedbirleri ivedilikle almalıdır. Dünyanın bütün kaynaklarını sömürerek böyle bir sonu hazırlayan gelişmiş ülkeler kendileri ile birlikte bütün dünyayı da bir iflasa sürüklemişledir. Dışımızda ortaya çıkmasına rağmen bizi de derinden etkilemekte olan bu krizin toplumsal bir kaos oluşturmaması için daha fazla önlem alınmalıdır.
Uzun süre başörtüsü ile problemi olan bir siyasi partinin samimi olmasını beklemek hakkımızdır. Bu nedenle çarşaf veya başörtüsü açılımının bir hesap amaçlı olmaması gerekir. Her partinin bu ülkenin bir sorununa ilgi duyması en doğru olanıdır. Şimdiye kadar sorunun büyümesine veya çözülmemesine çalışmaları zaten yanlıştı. Bu yanlıştan dönmüş olmaları Türkiye demokrasisi açısından bir umuttur. Fakat bu konuda meydana gelen gelişmeler üzücüdür. Örneğin partinin çarşaf açılımını protesto etmek için mitinge çarşaf ile katılan parti üyesi bir kadının maruz kaldığı muamele esef vericidir. Bu tahammülsüzlüğün, bu bağnazlığın, bu pervasızlığın, söz konusu partinin başörtüsü konusundaki çalışmalarının veya açılımının samimiyetini gölgelemesi kaçınılmazdır. Her konuda olduğu gibi bu konuda da her kesimden samimiyet ve doğallık bekliyoruz. Ülkenin sorunlarının çözümü, seçimin anlık ve çıkarcı amaçlarına kurban edilmemelidir. Böyle olursa toplumda ciddi bir güvensizlik oluşur.
Bu seçim arifesinde her kesin üzerine düşeni yaparak huzur ve refah ortamının devamı için çaba sarf etmesi takdire şayandır. Van Hak ve Özgürlükler Platformu olarak, seçimin demokratik bir olgunluk içinde geçiyor olmasından güç alarak siyasi partilerin her türlü yetkiyi millete ve milletin meclisine devreden Sivil Anayasa çalışmalarına daha fazla katkı sağlamalarını beklemekteyiz. Gündem gerekçe gösterilerek Sivil Anayasa çalışmalarının ertelenmemesi ve bir an önce başlatılması konusunda yetkilileri bir kez daha göreve davet ediyoruz.
İkinci bin yılda artık giyiminden dolayı insanları dışlamak, bunu bir problem olarak yaşamak sağduyudan nasiplenmemek demektir. Yetkililer veya yöneticilere düşen yönettikleri insanların haklarını korumak ve özgürce yaşamalarını temin etmektir. Bu nedenle Yöneticiler bu bilinçle işlerini yapmalı ve hak ihlallerini engelleyerek medeniyetin birer temsilcisi olmalıdırlar. Bu vesile ile başörtüsüne özgürlük tanımak, çağdaşlığın ve medeni olmanın temel kıstaslarından biridir. Türkiye’deki üniversiteler, üniversiteleri hem kamuoyumuz nezdinde hem de dünya kamuoyunda küçük düşüren çağdışı başörtüsü düşmanlığıyla artık anılmamalıdır. Başörtüsü ve insan hakları ihlallerinin arkasındaki yasa dışı güç olarak beliren Ergenekon vb. örgütlenmelerin maskesi düştüğüne göre, gereksiz korkulardan kaynaklanan başörtüsü yasağı da sona erdirilmelidir. Devlet bütün kurum ve kuruluşlarıyla, bu örgütün küresel bağlantılarını da çözerek milletimizin aydınlık yarınlara daha hızlı bir biçimde ulaşmasını sağlamalıdır.
Gülşen DALAZ
Memur-Sen İl Temsilciliği
(Sağlık-Sen Van Şubesi Teşkilatlanma Sekreteri)