Başörtülüysen paso da yok, sandık da!

Başörtüsü kitlelerin sessizliği eşliğinde sürerken, haksızlık her geçen gün daha çok azgınlaşıyor. Hem yerel hem küresel yasakçılar, İslam karşıtlığını başörtüsü özelinde sembolleştirirken, yapılan uygulamalar sınır tanımaz hale geliyor. Sizinle paylaşacağımız iki haber bu durumun tipik göstergeleri. İlk haber, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden. Vakit’ten Hüseyin Kulaoğlu’nun haberine göre, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Konak’taki ESHOT Ulaşım Kartları Şube Müdürlüğü’ne paso almak için başvuran örtülü öğrenci Gülgün Burşuk, sırf başörtülü fotoğraf verdiği için paso alamadı. Başörtülü fotoğrafı kabul etmeyeceklerini söyleyen ESHOT yetkilileri, öğrenci Burşuk’a başı açık şekilde çekilmiş fotoğrafını getirmesini söylediler. Bu cevap karşısında Gülgün Burşuk şaşkına döndü. Yanında bulunan eşi Murat Burşuk devreye girerek uygulamaya tepki gösterdi. Böyle bir uygulamanın mümkün olamayacağını, bunun adaletsizlik olduğunu söyleyen Murat Burşuk’a ESHOT yetkilileri, paso veremeyeceklerini belirttiler ve “İstiyorsanız dilekçe yazın, biz de yönetime ulaştırırız” diyerek çifti geri çevirdiler.

Sandık kurulu üyelerine de yasak!
Yasakla ilgili ikinci haber ise Yüksek Seçim Kurulu’ndan. YSK, yerel seçimde siyasi partilerce bildirilen sandık kurulu üyelerinin, yargı kararlarıyla belirlenen kılık kıyafet ölçülerine uymalarını isteyerek, aslında yasağın herhangi bir yasal dayanağı olmadığı halde yasak uygulayacağını duyurdu.

21 Ekim 2007’de yapılan Anayasa Değişikliğinin Halkoyuna Sunulmasında, İstanbul Kandilli adresindeki bir okulda oy kullanan Mehmet Serhat Ünaldı’nın ”sandık kurulu üyeleri içerisinde türban takan kadınların bulunduğu” gerekçesiyle il ve ilçe seçim kurullarına yaptığı şikayetin işleme konulmaması üzerine konuyu görüşen YSK, 29 Mayıs 2008’de sandık kurulu üyeleriyle ilgili bu kararı almıştı.

Kararda, 298 sayılı Kanunda, sandık kurulunun kamusal bir görev yaptığı ve sandık alanını kamusal bir alan olduğu hatırlatılarak, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 84. maddesinde ise Atatürk İlke ve İnkılaplarının Korunması hükmünün getirildiği, bu bağlamda; siyasi partilerin, Türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarmak ve Türkiye Cumhuriyetinin laiklik niteliğini korumak amacını güdeceklerinin hüküm altına alındığı anımsatılmıştı.

Görüldüğü gibi ne Kemalist zihniyetin parti temsilcilerinin ne de bürokratik uzantılarının başörtüsü yasağı karşısında açılım filan yaptığı yok! Yasak devam ediyor, zulüm katlanarak çoğalıyor… Bu karanlığa ses verin!

Platform Haber

 

Bir cevap yazın