Daha fazla kurban vermeden…

Aslında söylenecek çok söz var, fakat derin bir kandırılmış ya da kırılganlık zemininde neyi ne kadar söyleyebiliriz, bilemiyoruz. Başörtüsü yasağı elbette bir zulüm ve sistem bu yasakla tüm Müslümanları eziyor, yok sayıyor ve mağdur ediyor. Ama ezilenlerin de bir noktadan sonra daha net bir tavır almasını beklemek, çok mu kötü bir şey? Örneğin İslahiye’nin yeni belediye başkanı Malike Uludağ’ın durumunu ele alalım. Seçim çalışmalarını başörtüsüyle yapan Malike Uludağ, görevi devralırken kocasının ilk sinyallerini verdiği şekliyle peruk taktı! Burada “bireysel tercih” lafının ardına sığınılabilir mi? Onun bu tavrı, yasağın derinleşmesine katkı yapmış olmadı mı? Uludağ, tebrikleri kabul ederken, “İslahiyeliler’in bana gösterdiği ilgiye teşekkür ediyorum. Onurlu ve mutluyuz. Daha önce eşim Mehmet Uludağ başkandı. Yarım kalan hizmetleri, tamamlamaya çalışacağız. El ele vererek çalışmalarımızı sürdüreceğiz. En iyi şekilde hizmetlere devam edeceğiz” demiş. İyi de hangi yarım kalan hizmetmiş ki bu, Allah’a karşı sorumlulukları yarım bıraktırabiliyor?Malika Uludağ sisteme kurban olmayı tercih ediyor. Bu hüzün veren, ağır bir tercih. Hürriyet’te yayınlanan bir karede, Malika Uludağ’ın yüzünde bu ağırlığı hissebiliyorsunuz. Gerçekten çetin bir imtihan ama bu imtihana zorla girilmediğini hatırlatmak istiyoruz. Bu tercihin iç dünyasında ne tür hasarlara yol açabileceğini, bundan önceki birçok örnekten görüyoruz ve daha fazla kardeşimizi bu sisteme kurban etmeden, yasağa karşı mücadele çağrımızı yeniliyoruz…

 

Platform Haber

 

Bir cevap yazın