Sakarya: Zulüm bitene kadar buradayız!
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu 186’ıncı basın açıklamasını gerçekleştirdi.Seçimden bir hafta geçti değişen bişey yok geçtiğimiz seçimlerden farkı küresel kapitalizmin içindeki yerimiz. Akp’ nin samimiyetsizliği bu seçimde gözler önüne serildi.Belediye başkanı seçilen bir bayanı başörtüsünden dolayı bu görevi yapamıyacağına dair şikayette bulunan akp’nin halkın inançlarından ne anladığını öğrenmiş olduk ve akp’ nin kapitalist güçlerle ittifakının çökmeye başladığı belirtilen açıklamda müslümanların başörtüsü zulmüne karşı tepkisizliği birkez daha dile getirildi.Dünya’nın kuran’i adalet düzenine ihtiyacı olduğu belirtilen açıklamada ülkemizde ve dünyada zulmü ortadan kaldırıp adaleti hâkim kılıncaya kadar direnişe devam edeceğiz. Sadece ve sadece Allah’a hesap vereceğinin bilinciyle direnen mazlumlar mutlaka kazanacaktır sözleriyle basın açıklaması sonlandırıldı.Açıklamada “Hükümet uyuma işçine sahip çık”,”Direne direne kazanacağız” ,”Örtüne inancına kimliğine sahip çık”,yaşasın başörtüsü direnişimiz” sloganları atıldı ve pankartları açıldı.
Basın açıklamasının tam metni:
ZULMÜ ORTADAN KALDIRIP ADALETİ HAKİMKILMALIYIZ
Bu hafta basın hafta içinde cenazesi kaldırılan Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı ve Sivas Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlu’na bir kez daha Allah-u Teala’dan rahmet dileyerek başlamak istiyoruz. Tüm politik yaklaşımları bir yana, oldukça izzetli bir siyasi duruş sergilemiştir ömrü boyunca Yazıcıoğlu. Kendisini en son TBMM başkanlığına sunduğu “Gazze’ye bomba yağdıran İsrailli pilotlar eğitimlerini Türkiye’de yapmaktadır” soru önergesiyle ve ” Kur’an kurslarına ancak ilköğretimi bitiren çocukların gidebilmesini öngören 633 sayılı Diyanet İşleri Bakanlığı Kuruluş ve Görevleri Kanunu’nda değişiklik yapılması için TBMM Başkanlığı’na sunduğu karar teklifi” ile yani Hakk’ın yanında olmasıyla hatırlıyoruz. Ailesine, parti camiasına, yakınlarına ve Türkiye Halkına baş sağlığı diliyoruz.
29 Mart seçimleri sonuçlandı. Müslüman halkımızı sandıktan kimin hangi oranda çıktığından ziyade bu seçimden sonra neyin değişip değişmeyeceği ilgilendiriyor. Seçim; Ak Parti’nin küresel aktörlerle uyumlu siyasal ve ekonomik politikalarının çökmeye başladığının işaretini verdi. Kapitalizmin dünyaya dayattığı büyüme ve tüketme hedefli sanal ekonomi iflas etti. Artık kıyasıya rekabetin ve buna bağlı olarak bencilliğin hâkim olduğu ekonomik anlayışın yerine paylaşmanın ve dayanışmanın hakim olduğu ekonomik anlayışı yani Kur’an’ın bize çerçevesini çizdiği anlayışı hayata geçirmenin zamanı gelmiştir. Son kriz nedeniyle ülkemizde on binlerce insan işsiz kalmıştır. İşverenler çalışanlarını kendi ailesinin fertleri gibi değerlendirip; kârlılıklarını düşürerek ve işçi çıkarma dışındaki tasarruf tedbirlerini alarak bu krizi aşmak yerine, maalesef on binlerce insanı sokağa bırakmayı marifet saymışlardır. Bu bağlamda Sapanca’daki Federal Mogul Segman ve Gömlek Fabrikasından hafta başında 46 kişi işten çıkarılmış ve kendilerine 6 maaşlık bir rüşvet karşılığında mahkemeye başvurmayacaklarına dair belge imzalatılmıştır. Hükümet gelişmeleri sadece kuru bir tepki ile seyretmektedir. Bu sosyal çöküntünün önüne acilen geçilmesi hususunda hükümeti uyarıyoruz.
ABD Başkanı Barack Obama Türkiye’ye geliyor. Amerika’nın bölge için hayata geçirmeye çalıştığı “Büyük Ortadoğu Projesi”nin çöküşünden sonra bir zenci olan Obama’nın başkan yapılmasının arkasında yatan planın ne olduğunu önümüzdeki süreçte göreceğiz. Ancak Amerika’yı asıl yönetenlerin yani Amerikan derin devletinin değişmediğini düşünürsek, bu zihniyetin dünyanın mazlum halkları için yeni kirli oyunları sahneye süreceklerini öngörmek gerçekçi olacaktır. Bu açıdan bakıldığında, Obama’nın sahnelenecek yeni oyunun figüranı olduğu dikkate alınarak Türkiye gezisi irdelenmelidir. Amerika ve Avrupa’nın gerileme, hatta çöküş sürecine girdiği tüm uzmanlarca teyid edildiğine göre; Türkiye’nin artık ABD ve işbirlikçilerinden, onların oluşturduğu NATO, G-20 gibi organizasyonlardan bağımsız bir politika izlemesi ve adil bir dünya düzeni kurulmasına katkıda bulunmasının zamanı gelmiştir. Öze dönerek anti-emperyalist bir duruş sergilemek Türkiye’nin aydınlık geleceği için mutlak bir gerekliliktir.
İstanbul İl Seçim Kurulundan 28 Aralık 2007 tarihinde başörtülü sandık görevlisi olanlarla ilgili bir yasaklamanın olmayacağına dair bir karar çıkmasına rağmen, Yüksek Seçim Kurulu’nun bunun aksi bir karar çıkardığını gördük bu seçimlerde. Bu dayanaksız ve haksız yasak tüm Türkiye’de yaygınlaştırılarak son sürat uygulanmaya devam ederken, istisnalar hariç, başörtülü mağdurlar dâhil herhangi bir direniş kıvılcımı hissedilmedi. Müslümanlar yine dinlerinin emrini ikinci plana ittiler. Akıllarımızdan hiç çıkmayan ve hiç çıkmaması gereken şu soru seçimler vesilesiyle tekrar gündemimize oturdu: ” Niçin her yasa çeşitli bahane ve fetvalarla Yüce Rabbimizin kurallarının önüne geçecek kadar güçlü?” Aklı başında olan her Müslümanın vicdanını karşısına alıp bir sorgulama yapma vakti gelmedi mi hala?
Başörtüsü zulmü ile ilgili enteresan bir olay da Gaziantep’te yaşandı. Gaziantep’in İslâhiye ilçesinde Demokrat Parti adına seçime girerek seçimi kazanan bayan belediye başkanı için başörtülü olduğu gerekçesiyle AKP tarafından ilçe seçim kuruluna itiraz edildi. Bu olay başörtüsü konusundaki iktidar partisi ile ilgili şüpheleri zirveye taşımıştır. Ak Parti samimiyet sınavında sınıfta kalmıştır. İkiyüzlü tavırlar iktidar partisinin erimesi ile sonuçlanacak bir süreci tetiklemektedir. Bu tavrından dolayı AKP’yi şiddetle kınıyoruz.
Müslüman’ın ibadet tasavvurunu tekrar inşa etmesi, düşünce ve davranışlarını buna göre tekrar tesis etmesi gerekmektedir. Ülkemizde hem sosyal hem siyasal hem de İslami manada bu kadar çıkmazın, kafa karışıklığının olması sistemin dayandığı malum felsefedir. Bu sorunların çözülebilmesi adına ilk olarak bu tartışılmalı, insanlar doğruyu ve güzeli aramalıdır. Zira hepimiz eğri cetvelle doğru çizgi çizilmeyeceğini çok iyi biliyoruz. Ülkenin aydınları şifrelerle, kodlarla yazıp konuştukça, sistemin değerleri içine sıkıştırılacaklar ve iyi niyetle de olsa bir sonuç vermeyeceklerdir. Ütopik bir halk için kurulmaya çalışılan bir sistem, hali hazırda olan ve gerçek olan halka dar gelmekte, onu bunaltmaktadır. Bu sebeple ülke korkular, bunalımlar ve darbeler ülkesi olmuştur. Yapılan ve bu siyaset tarzıyla ulaşılmaya çalışılan hedefi bu manada tekrar sorgulamalıyız. Ve unutmamalıyız ki “Allah adına” diyerek aldatanlar yalnızca resmi ideoloji sahipleri değil. Bugün oldukça sisli bir tabloyla karşı karşıya olduğumuzu gözden kaçırmamalıyız.
Ülkemizde ve dünyada zulmü ortadan kaldırıp adaleti hâkim kılıncaya kadar direnişe devam edeceğiz. Sadece ve sadece Allah’a hesap vereceğinin bilinciyle direnen mazlumlar mutlaka kazanacaktır.
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu Adına Diriliş Saati Dergisi