“Laikliğe kurşun” Ergenekon’dan gelmiş
17 Mayıs 2006 tarihinde Danıştay II. dairesine Alparslan Arslan tarafından gerçekleştirilen silahlı saldırı, Müslümanlara, başörtüsüne ve Vakit’e yönelik bir linç kampanyasına dönüştürülmüştü. Daha Arslan’ın kimliği ve ilişkileri deşifre edilmeden, tüm ihale Danıştay’ın yasakçı kararı üzerinden başörtüsüne kesilmişti. Dönemin cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer saldırının sadece Danıştay’a değil, laik devlete de yöneltilmiş olduğunu söylemişti. Saldırıdan sonraki gün kaldırılan Yücel Özbilgin’in cenazesi sırasında “Türkiye laiktir, laik kalacak” sloganları atılmış ve cenazeye gelen AK Partili hükümet üyeleri “katiller dışarı” sloganları ile protesto edilmişti. Cenazeye gelen yargı ile YÖK üyeleri, cumhurbaşkanı ve askerler ise göstericiler tarafından alkışlanmıştı.
“Saldırının şifresi: Türban” başlıkları atılmış, üyelerin başörtüsü konusundaki yasakçı kararları yüzünden vurulduğu ısrarla vurgulanmıştı. Peki ne oldu? O günden bugüne ne değişti? Aslında hemen herşey. Saldırının şifresinin “türban” değil “Ergenekon” olduğu anlaşıldı. Alparslan Aslan’ın “başörtüsü yasağına tepki göstermek” için değil aslında darbe sürecine katkı sağlamak için saldırdığı ortaya çıktı. Ve son olarak bu durum Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından da onandı.
Ergenekon’la birleştirilmesine…
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Danıştay 2. Dairesi üyelerine ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılarla ilgili davada, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin, ”Ergenekon davasıyla birleştirilmesinde zorunluluk bulunduğuna” işaret ederek verdiği bozma ilamına uyulmasını kararlaştırdı. Yargıtay 9. Ceza Dairesinin bozma kararının ardından tekrar görülmeye başlanan Danıştay üyelerine saldırı davasında, sanık Alparslan Arslan olay çıkardı. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Heyetinin, baş başa değerlendirmede bulunmak üzere salondan çıkmasından bir süre sonra, Arslan ayağa kalkarak, ”Başörtüsünü yargılayanı keserim. İsrail’e gidin” diye bağırmaya başladı. Böylece olayın faturasının hâlâ “başörtüsü”ne kesilmesine uğraşıldı.
Şimdi ne diyeceksiniz?
O gün saldırıyı “laiklik” kampanyasına dönüştürüp Müslümanlara yönelik baskı çağrıları yapanlar acaba bu gelişmeler hakkında ne diyecek? Laikliğe sıkılan kurşunların(!) altından Ergenekon etiketi çıkmasından dolayı özür dileyecekler mi? Sanmıyoruz… Her fırsatta Müslümanlara saldıranların henüz hatalarından döndüklerine şahit olmadık!
Platform Haber