Ankara: Cumhuriyete değil, Ergenekon’a destek!
Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu, 169. basın açıklamasıyla başörtüsü eylemlerini sürdürdü. Platform adına açıklamayı Mazlumder Ankara Şube Başkan Yardımcısı Esra Duru okudu. Duru, yeniden başlayacağı söylenen cumhuriyet mitingleri için şu yorumu getirdi: “Cumhuriyet mitinglerine katılacak insanların laikliğin, cumhuriyetin kazanımlarını muhafaza edebilmek kaygısıyla meydanlara döküldüğüne inanmak çok zordur. Bu mitinglere katılacak insanlar aslında, yıllardır hemen her kesimin rahatsız olduğu, şimdilerde “Ergenekon” soruşturmasıyla özdeşleştirilen “derin devlet”in devam etmesini isteyecektir. Yani bundan sonra cumhuriyet mitingleri adı altında meydanlara inenler cumhuriyete değil, Ergenekon’a sahip çıkacaklar.”
Açıklamanın tam metni:
Birinci tur cumhuriyet mitinglerinin organizatörleri, bu mitinglerin ikinci turunu 17 Mayıstan itibaren başlatacakları haberini yayıyorlar.
İlki iki yıl önce 27 Nisanda e-muhtıranın açıklanmasından sonra başlatılan cumhuriyet mitingleri birtakım karar alma mekanizmalarını, halkın seçimlerini etkilemek maksadıyla yapılmış ancak sonuç pek de düşünüldüğü gibi olmamıştı. Vatandaşlar arasında gerilim yaratmak, insanları din, sınıf ayrımı güderek birbirine düşürmeye çalışmak, askeri bir darbeye zemin hazırlamak mitinglerin hedefleri arasındaydı ve bu hedeflere neredeyse ulaşılıyordu. Ancak bu mitinglerin ardından insanlarımızın çoğu her türlü baskı ve yönlendirmeye rağmen 70’lerde kendisine kurulan tuzaklara yeniden düşmemek için oldukça özenli davranarak demokrasi, fikir ve inanç özgürlüğü, birbirlerinin inançlarına saygı duyma gibi hasletlerinin ne kadar geliştiğini gösterdi. Üstelik bu mitingler düzenlenirken Ergenekon diye bir örgütün varlığı ortaya çıkmamış, örgütün kadroları, silah depoları, darbe planları kamuoyuna bu kadar geniş çaplı malum olmamıştı.
Biraz önce söylediğimiz gibi cumhuriyet mitingi organizatörleri ikinci dalgayı 17 Mayıs’ta başlatacaklarmış. Başlangıç için Danıştay’a düzenlenen provokatif ve kanlı saldırının yıldönümünün seçilmesi de ilginç. Çünkü geçtiğimiz günlerde Danıştay saldırısının görüldüğü dava her türlü şova rağmen Ergenekon dosyasıyla birleştirildi. Daha önce halkın seçimlerini değiştirmek hedefken yeni miting dalgası yargıyı etkilemeyi başlıca amaç edindi galiba. Ya da belki mitinglerin arkasına saklanarak zincirin henüz ortaya çıkarılmamış halkaları gözden kaçırılmak isteniyor.
İki yıllık sürece şöyle bir bakacak olursak, cumhuriyet mitinglerinde mikrofonu kimselere kaptırmadan aşk ve şevk ile darbe çağrısı yapanlar bugün gözaltında. “Allahımızı çaldılar” diye meydanları inletip “temsili” başörtülü kadınların başörtülerini kürsülerde şov yaparak açanlar bugün gözaltında. İnsanları cumhuriyetin, laikliğin elden gittiği yönünde paniğe itenler bugün gözaltında. Üstelik gözaltındaki bu kişilerin, meydanlara toplamak için bin bir çaba sarf edip reklam kampanyaları yürüttüğü bunca insan üzerinde toplumsal dehşet yaratacak eylemler planladıkları iddiaları ortaya çıktı.
Netice-i kelam, bu süreçten sonraki cumhuriyet mitinglerine katılacak insanların laikliğin, cumhuriyetin kazanımlarını muhafaza edebilmek kaygısıyla meydanlara döküldüğüne inanmak çok zordur. Bu mitinglere katılacak insanlar aslında, yıllardır hemen her kesimin rahatsız olduğu, şimdilerde “Ergenekon” soruşturmasıyla özdeşleştirilen “derin devlet”in devam etmesini isteyecektir. Yani bundan sonra cumhuriyet mitingleri adı altında meydanlara inenler cumhuriyete değil, Ergenekon’a sahip çıkacaklar.
Bu arada 23 Nisan’da Hakkâri’de güvenlik güçlerine taş atan bir çocuğun bir güvenlik mensubu tarafından silah dipçiğiyle dövülmesi tüm Türkiye’yi üzmüştür. Tahriklerin boyutu her ne olursa olsun devlete ve devletin güvenlik güçlerine yakışan itidalli, sabırlı, sağduyulu davranmaktır. Aynı şekilde çocuğuyla, büyüğüyle göstericilerin de barışçıl gösteri hakkını kullanması gerekir. Göstericiler de barışı ve huzuru sabote eden hareketlerden kaçınmalarıdır. Anne babalar bu durumdan mesuldür. Fakat ne olursa olsun devlet yapısı gereği sahip olduğu dengelenemez gücü itinayla ve büyük bir hoşgörüyle kullanmalıdır.
Son olarak biz bugün Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu olarak 169. açıklamamızı yaparken Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu eylemlerinde 4. yıllarını bitirip 5. yıla giriyor. Kocaeli’ne bugün yapacakları özgürlük yürüyüşünde katılmak üzere Ankara’dan bir heyetle birlikte sevgi ve selamlarımızı da gönderdik. Bütün Türkiye’deki inanç özgürlüğü platformları olarak hak, adalet ve inanç yoluna düşen gölgelere karşı mücadele etmek amacıyla çıktığımız bu yolda kararlı adımlarla yürümeye devam edeceğiz.
Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu Adına
Mazlumder Ankara Şube Başkan Yardımcısı Esra Duru
One thought on “Ankara: Cumhuriyete değil, Ergenekon’a destek!”
TKP’liler 1 müslüman öğrenciye 20 kişiyle saldırdı!
Geçen hafta Ankara Üniversitesi’nde başörtüsüyle ilgili afiş asmak isteyen müslüman öğrencilere saldırı yapılmasının ardından TKP ve Öğrenci Kolektifi adlı gruplar bu hafta yine saldırdı.
Ankara Üniversitesi’nin kendilerine ait olduğunu iddia eden, ”Bu okulda müslümanlara faaliyet yaptırmayacağız” diyen müslümanlara ağız dolusu hakaretler yağdıran TKP ve Öğrenci Kolektifi üyesi 15-20 kişilik saldırgan grup Cebeci Kampüsü’nde bulunan İletişim Fakültesi’nde kütüphanede oturan bir müslüman öğrenciye saldırdı.
Kendisini korumaya çalışan öğrencinin üzerine sandalyeler fırlatıp küfür eden saldırganlar, öğrenciyi çeşitli yerlerinden yaraladılar. Güvenliğin müdahalesiyle sona erereken, saldırıya uğrayan öğrenci okuldan çıktı.
Müslüman öğrenciler misilleme yaptı
Olaydan iki saat sonra Cebeci Kampüsü’nün arka çıkışından kaçmaya çalışan saldırganlardan 6-7 kişi, kapıda bekleyen müslüman öğrencilerle karşılaştı. Müslüman öğrencileri görünce panikleyerek kaçmaya çalışan Türkiye Komünist Partili ve Kolektifli faşistlerle müslüman öğrenciler arasında tekrar kavga çıktı. Kavga sonunda kaçarak kampüse sığınan TKP ve Kolektifli saldırganlar, uzun süre kampüsten çıkamazken, saldırgan komünistlerden ikisinin yaralı olduğu öğrenildi. http://www.akyolhaber.com