Özgürlük talebi yargılanamaz!

Manisa’daki 1. Piyade Er Eğitim Tugay Komutanlığı’nda düzenlenen yemin törenine, başörtülü asker yakınlarının alınmamasının ardından, başta 10 Kasım olmak üzere tüm resmi törenleri boykot çağrısında bulunan Özgür-Der hakkında açılan kapatma davası başladı. Dava konusu bildiride “”Çankaya’daki resepsiyondan Anadolu’nun ücra bir beldesindeki okulda yapılan merasime kadar her yerde aynı zulümle karşılaşmıyor muyuz? Başörtüsünden dolayı aşağılanan, hakarete uğrayan kızlarımızın, kadınlarımızın ve onlarla aynı değerleri paylaşan erkeklerimizin bu çirkinliklerin sürüp gitmesi karşısında yapabilecekleri bir şey yok mu? Biz yapabileceğimiz pek çok şey olduğuna inanıyoruz. En asgari düzeyde bu çirkinliğe alet olmayabiliriz! Bu ilkel tiyatroda rol almayabiliriz.” denilmişti. Bildirinin kamuoyuna ilan edilmesinden sonra gerek Özgür-Der Genel Merkezi ve şubeleri, gerekse de imzacı diğer kuruluşlar yoğun bir baskı ile karşılaşmış, ayrıca İstanbul Valiliği’nin talebiyle Fatih Savcılığınca Özgür-Der hakkında kapatma davası açılmıştı.

Bugün Fatih Adliyesi 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yapılan duruşma 10 Haziran tarihine ertelendi. Özgür-Der yöneticileri mahkemeye 2 sayfalık savunma verirken, yaklaşık 30 kişilik bir avukat grubu Özgür-Der’e hukuki destek verdi. İslami camiadan birçok vakıf, dernek, dergi temsilcisi basın açıklaması etkinliğine katıldı. Dava ayrıca Özgür-Der şubeleri tarafından çeşitli illerde düzenlenen eylemlerle protesto edildi.

Oyunun perde arkası deşifre edilmeli

Duyarlılık ve dayanışma çağrısında bulunan Özgür-Der duruşma öncesinde Fatih Adliyesi’nin önüne gelerek kitlesel basın açıklaması yaptı. “Özgür-Der Susturulamaz!” yazılı büyük bir pankartın açıldığı eylemde, “Özgür-Der Kapatılamaz!” ve “Özgürlük Talebi Yargılanamaz!” yazılı dövizler taşındı. Basın açıklamasında ilk olarak söz alan Özgür-Der Yönetim Kurulu Üyesi Rıdvan Kaya, bugüne kadar İslami kimlikleriyle baskılara karşı direndiklerini, bundan sonra da direneceklerini belirtti. Yapılanları zillet olarak gördüklerini ifade eden Kaya, “Yargılanıyoruz ama biz biliyoruz ki haklıyız ve inanıyoruz ki mutlaka kazanacağız” dedi.

Düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda yapılan yasal değişikliklerin, İslami kimliğin ifade edilmesini ve önündeki engellerin kaldırılması taleplerini kapsamadığını ortaya koyan dava, Türkiye Müslümanlarını yaşadığımız sistemin Kemalist tahakkümü sürdürme konusunda ısrarcı olduğunu göstermesi açısından da manidar. Süreç yeri geldiğinde “ılıman” bir iklime kavuşsa da, özündeki baskıcı ve yasakçı çekirdeği koruyor. Bu sebeple, sahnelenen oyunun perde arkasını halka bıkmadan, usanmadan anlatmak gerekiyor…

Platform Haber

 

 

Bir cevap yazın