Dünya konjonktürü ve Türkiye’nin yerel dinamikleri, askeri vesayetin sınırlarını fazlasıyla zorlamaya başladı. Düzenin mevcut haliyle devam edemeyeceği artık herkes tarafından kabul edilen bir gerçek. Lakin düzenin eski seçkinleri, egemenliği kaybetmemek için çırpınmaya da devam ediyor. Kürt sorununun çözümünden bahsedildiği bir süreçte, askeri bürokrasi kamuoyu üzerindeki baskı mekanizmalarını yürütebilmek için kendisine tehdit olarak “irticai” faaliyetleri ve Gülen hareketini seçmiş görünüyor. Özellikle Ergenekon davasıyla birlikte aktif bir rol oynamaya başlayan Gülen medyasının ve hareketin her sorunda aktörmüş gibi ortaya çıkmasının rahatsızlığını yakından hisseden askeri bürokrasi, kendi içinde çözüm arayışına giriyor. Taraf gazetesinin açıkladığı “gizli” ibareli “İrticayla Mücadele Eylem Planı”ndaki Hükümet ve Gülen grubu şeriat istiyor, desteklerini kıralım, faaliyetlerine son verelim…” ifadesi de bu bağlamda dikkat çekiyor.

Planda öne çıkan başlıklar ise şöyle: 1- AKP içindeki ajanlar harekete geçirilecek. 2- Ergenekon sanığı olan subaylar savunulacak. 3- Milliyetçi partilerin tabanı genişletilecek.
4- Kurtlar Vadisi’nin imajı kirletilecek. 5- Fethullahçılarda silah yakalanması sağlanacak. Her ne kadar bu kaba çözümlerin reel zeminde istenen karşılığı bulacağı hayli şüpheliyse de, halen Türkiye’yi biçimlendirme planlarından vazgeçmeyen askeri bürokrasinin, egemenliğini sürdürebilme uğruna her türlü yolu deneyeceğini göstermesi açısından küçümsenemez. Bu tür belgeler, ılımlı bir vesayet rejimi tesis etmeye çalışan üst kadroların, halkla ilişkilere verdiği öneme halel getirse de, kurmay aklının değişime olan direncinin de kolay kırılmayacağını gösteriyor. Türkiye, Kürt sorunu, başörtüsü yasağı, sivil anayasa, temel hak ve özgürlükler gibi konularda yoğun bir gündem yaşasa da, sorunların kaynağında askeri vesayetin bulunduğunu gösteren bu belgeye, askeri ve sivil bürokrasinin alacağı tavır geleceğe ilişkin de ipuçları verecektir.

Platform Haber