Silah değil boru, belge değil kâğıt parçası, muhtıra değil basın açıklaması

Irak işgali öncesi yayınlanan bir karikatür vardı. Masasının üstünde bir şeyler ararken görünen ABD başkanı Bush’a şu soru yöneltilmişti. “Saddam’ın kimyasal silahı olduğunu nerden biliyorsunuz?” Bush da şöyle cevaplıyordu: “Faturaları burada bir yerde olacaktı!” Bize bu fıkrayı Genelkurmay Başkanı Başbuğ’un kendilerine yönelik “medya üzerinden asimetrik psikolojik harekât yapıldığını” sözlerini hatırlattı. 28 Şubat sürecinde medya üzerinden yaptıklarının şimdi kendilerine yapıldığına inanıyor. Bir nevi bumerang etkisi… Ne kadar uzağa atarsanız atın size geri gelecektir! Genelkurmay’da tüm kuvvet komutanlarını arkasına alarak konuşan Orgeneral Başbuğ’un verdiği fotoğraf ve yaptığı konuşma şu gerçeğe işaret ediyordu: Askeri vesayet giderek meşruiyetini kaybediyor, aradığı desteği dışarıdan bulamadığı için de kendi kendine omuz vermeye çalışıyor, beyhude tabi…

Yönetme, hükmet!

Konuşmanın içeriği birçok tartışmaya gebe. Yıllardır egemenliği sorgusuz sualsiz elinde tutan güç, şimdi halk nezdinde sorgulanıyor, zemin kaybediyor. 28 Şubat sonrası bu durum iyice belirginleşti. Dolayısıyla bu çıkışlar, siyasi egemenliğini yitirmek istemeyen bir gücün son gövde gösterileri… İşe yarar mı? Açıkçası Hükümet’in, medyanın ve halkın göstereceği refleksle ilişkili bir soru bu. Nihai tahlilde yaramayacaktır ama asli vazifelerine dönmek zorunda kalan askeri bürokrasi, bu süreçte siyasi egemenliğini ve ayrıcalıklarını kontrol altında tutarak geri çekilmeyi planlıyor. Yönetmek yerine hükmetmenin yolunu arıyor. Bu sebeple yeni seçkinlerle uzlaşmak zorunda, diğer seçenekler şimdilik konjonktürü fazlasıyla zorlamak demek ki, siyasal ve ekonomik sonuçlarının öngörülememesi gibi bir sorun da var!

AK Parti ne yapıyor?

AK Parti şimdi MGK’da ciddi bir sınavla karşı karşıya kalacak. Bugüne kadar dengeleri gözeten ve dengelerin kendi aleyhine kurulmasına razı değilse de mecbur kalan politikaları, bu belge kriziyle iyice tıkandı. Son günlerde Avrupa Birliği’ne yeniden önem vererek, elini güçlendirmenin yolunu arıyor. Bu da halen kendi meşruiyet sorununu aşamadığına, halka yeterince güvenemediğine işaret ediyor. Dışarıdan alacağı güvenceyle içerideki hareket alanını yeniden genişletmeyi umuyor. Şayet umduğunu bulduğuna inanırsa, MGK’da dengeleri bu kez kendi lehine kurmayı planlıyor gibi… Anlaşılan Ergenekon davasının başlattığı hareketli süreç, hararetle devam edecek.

Platform Haber

 

Bir cevap yazın