TOKAD’dan Çin’in katliamına ve arkaplana ilişkin bir açıklama

TOKAD, Çin yönetiminin Doğu Türkistan’daki işgal, tehcir ve katliam politikalarını kınayan bir açıklama yaparak, dünyanın neresinde olursa olsun haksızlıklara seyirci kalınmaması çağrısı yaptı. Son günlerde Urumçi bölgesinde yaşanan katliama ilişkin yapılan açıklamada, Han etnik grubunun Uygur Müslümanlarına yönelik saldırıları da Çin yönetiminin kasıtlı politikalarının neticesi olarak değerlendirildi.

Basın açıklamasının tam metni:

Çin yönetiminin, işgal ettiği Doğu Türkistan bölgesindeki Uygur Müslümanlarına yönelik katliamları her geçen gün daha trajik boyutlara varıyor. Çin’in en kalabalık etnik grubu olan Han etnik grubu mensuplarının, Uygur işçilerinin zorla getirildikleri ve köle gibi çalıştırıldıkları bir fabrikanın yatakhanesini basmaları ve birçok işçiyi öldürmesiyle başkent Urumçi’de başlayan, Kaşgar ve diğer şehirlere de sıçrayan ve ölü sayısının artmaya devam ettiği son olaylar, zalim Çin yönetiminin kasıtlı politikalarının bir neticesidir.

Bilindiği gibi Çin ulusunu inşa etme sürecinde asimile olmayı reddeden Uygur Müslümanlarına, zalim Çin yönetimi tarafından uygulanan işgal ve şiddet politikaları hız kazanmıştı. Bir süredir de “işgücü fazlasını başka memleketlerde çalışmaya yönlendirmek” bahanesiyle Uygur Müslümanları tehcire tabi tutulmaktaydı. Çin’in iç bölgelerine zorunlu olarak gönderilenler ise gittikleri yerlerde baskı ve ayrımcılığa maruz bırakılmaktaydı. Son gelişmeler her ne kadar bölgeyle irtibatın koparılması ve katliamın boyutlarının gizlenmesi için çeşitli yollara başvursa da Çin yönetiminin açıktan bir katliama giriştiğinin göstergesidir.

Han etnik grubu mensuplarının Uygur Müslümanlarına ait işyerlerini tahribine ve yağmalamasına göz yuman Çin yönetiminin, şiddete başvurmayan göstericilerden yüzlercesini öldürmesi, akabinde eşleri ve çocukları tutuklanan Uygur kadınlarının gösterilerine de sert biçimde müdahale etmesi ise bölgedeki zulüm politikalarının somut delilidir.

Uzun yıllardır dini ve etnik kimliklerinden ötürü, atom bombası denemelerine kadar varan türlü zulümlere uğrayan ve Rusya ile ABD’nin bölgesel hesaplarına karşı kullanılmak istenen Doğu Türkistan’daki kardeşlerimizin yükselen haklı tepkisine silahla karşılık veren Çin yönetimini nefretle kınıyoruz. Yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği, yaralandığı ve binlerce kişinin de tutuklandığı son süreç; işgalci zihniyetin dünyanın her yerinde aynı şekilde çalıştığını bir kez daha ortaya koymaktadır. İşgalci ve katliamcı politikalar yürüten Çin yönetiminin, hak ve özgürlüklerini savunan hareketleri “terörist” gibi göstermesi ise zulme kılıf uydurma çabasından başka bir şey değildir!

Doğu Türkistan’daki insanların hayatı üzerinde Rusya, ABD ve Çin yönetimlerinin kapitalist ve emperyalistçe hesaplar yapmasına sessiz kalamayız. Filistin’de, Irak’ta, Çeçenya’da, Afganistan ve Pakistan’da ve dünyanın diğer bölgelerinde devam eden işgallere ve katliamlara duyarsız olamayız. Onların acısı bizim acımızdır, dertleri derdimizdir.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Çin ziyaretinden sonra bu katliamın başlaması iyi niyet rüzgârlarının asılsız olduğunu göstermiştir. Bu süreçte Türkiye’ye de önemli görevler düşmektedir. Önceki dönemlerde zalim Çin yönetimi şeflerine devlet nişanları verilmişti. Türkiye, bu nişanları iptal ederek zalimlere övgü düzme utancından kurtulmalı ve gözü dönmüş Çin yönetimine tavır alarak Doğu Türkistan’daki kardeşlerimizin yanında olduğunu ilan etmelidir.

Zulmün küreselleştiği bir noktada, mazlumların da küresel bir mücadele kardeşliğine ihtiyaç duyduğu ortadadır. TOKAD olarak dünyanın tüm zorba ve zalimlerine karşı dünyanın tüm mazlum ve mustazaf halklarıyla aynı safta durduğumuzu hatırlatıyoruz.

TOKAD

Bir cevap yazın