Konya: Buda heykellerine gösterdiğiniz hassasiyeti, vahşete karşı niye göstermiyorsunuz?

Konyalı başörtüsü sevdalılarının her hafta Kayalıpark alanında gerçekleştirdikleri basın açıklamasının 96. sını bu hafta platform adına Musa Kazım Yılmaz okudu. Açıklamanın öne çıkan başlıkları Doğu Türkistandaki Çin katliamı ve Almanya’da karnındaki bebeği ile katledilen Merve Şirbini olayı idi.

Açıklamanın tam metni:

Rahman, Rahim Allah’ın adıyla

Firavun ehli ve daha önceki (azgınların) durumu gibi. Onlar ayetlerimizi yalanlamışlardı. Derken Allah onları günahlarıyla yakaladı. Allah’ın ceza pek şiddetlidir. Deki: Ey kâfirler, yenileceksiniz ve cehenneme sürüleceksiniz. Orası ne kötü bir yerdir. (Ali İmran suresi 11- 12)

Sevgili dostlar, değerli basın mensupları;

Zulüm, zorbalık, baskı ve tecavüzler ne sınır ne de renk tanıyor. Demokratik, liberal, sosyalist, pembe, gri, kızıl, zulmün renkleri ve isimleri; kan ve gözyaşı üzerine kurdukları, vahşi medeniyetlerinin devamı için yarışmaktadırlar. Doğu Türkistan’ın, yüz elli yıllık mazlumiyetinde, yeni sayfalar açılıyor. Mazlum bir halk, kızıl Çin’in vahşi ve barbar saldırılarıyla yok edilmekle karşı karşıya kalıyor. Yaşadığımız çağda, ikinci bir Endülüs olmakla karşı karşıya kalan pek çok bölgeden birisi olan Doğu Türkistan, bir soykırıma tabi tutularak insanlık sahnesinden silinmek isteniyor. Dil, din ve her türlü hürriyetin ortadan kaldırıldığı Türkistan’da, insanlık tarihinin en kara günlerinden biri yaşanmaktadır. Sayıları binleri bulan insanlar katledilmiş evler yağmalanıp, gasp edilmiştir.

Afganistan’da Buda heykelleri yıkıldığı için ayağa kalkan sözde Hürriyet havarileri, Türkistan’da medreseler bombalanıp, camilere kilit vurulup, Müslümanların en önemli görevlerinden olan Cuma namazına gitmek isteyen Müslümanlar, camilerin önüne barikatlar kurularak, keskin nişancılar yerleştirerek engellenirken neredeler? Neredeler heykelseverler? İşte inancın ve ibadetin ta kendisi engellenmekte ve onlar susmaktadırlar. Buda heykellerine gösterdiğiniz hassasiyeti, Budist Çinlilerin vahşetine karşı niye göstermiyorsunuz?

Bu meyanda batının ve batılının çifte standartının adı olarak tarihe geçen Srebrenitsa katliamının yıldönümündeyiz. Kendi güvenlikleri altına aldıkları bir bölgedeki katliama seyirci kalan batı, batılılar ve batılılaşanlardan, bugün Türkistan için bir şeyler yapmalarını beklemek, ham bir hayal olsa gerek. Onlar için insanlık ve insaniyet, sadece menfaatlerinin örtüştüğü yerde değerlidir.

Tarihin kara yüzü, Kıta Avrupası, faşist ve saldırgan tutumlarına yeni bir vahşeti de eklemiştir. Müslüman kadının iffeti ve Müslüman toplumun izzeti olan başörtüsü üzerinden, İslam’a ve Müslümanlara olan kinini bir kez daha ortaya koymuş, Merve Şirbini adlı Müslüman bir kadını mahkeme salonunda, hamile olmasına bakmadan, on dokuz yerinden bıçaklayarak hunharca katletmişlerdir. Onun tek suçu Müslüman olmak, iffetinin ve izzetinin sembolü başörtülü olmaktı. Bu olaylar zulmün tabiatının, her yerde aynı olduğunu ortaya koymakta, coğrafyaların ve toplumların zulümde ayrışmadıklarını göstermektedir.
Merve Şirbini’nin şehit edilmesi. Ülkemizde onyıllardır süren başörtüsü zulmünün ve yaşanan dramların evrensel boyuttaki bir yansımasıdır. Alman faşistlerin örnekliği, ülkemizdeki baskıcı yobazlardır.

El-Ezher üniversitesinin, başta Mısır olmak üzere, dünyanın pek çok yerindeki Müslüman kuruluşların, Merve Şirbini’nin şahadet gününü Başörtüsü günü olarak ilan etmelerini takdirle karşılıyoruz. 1 Temmuz gününün dünya başörtüsü günü olarak kabul edilmesinin, mücadelemiz ve direnişimiz açısından önemi büyüktür.

Ezilmişlerin, baskı ve zulme uğramış mazlum halkların, direniş sembolü, zafere olan umutlarını yeşerten, yolumuzun öncüsü, çağın Selahaddini Şamil Basayev’in şahadet yıldönümü; tüm baskı ve zulümlere rağmen, direnişimizin zaferini müjdelemekte, onun onurlu hayatı ve mücadelesi, zafere olan azmi, bizlerin de umudunu arttırmakta, ayaklarımızın sebatına güç katmaktadır. Yolu yolumuzdur, zaferlerimiz de zaferi olacaktır…

Zalimlerin zulmünden, fasıkların fıskından ve her insanın ahdinden dolayı hesaba çekileceği yarınlara ulaşma umudu ile Hepinizi 97. Haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere Allah’a emanet ederiz.

KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU

Bir cevap yazın