Ayşe Arman, mahalle baskısını halkta değil devlette ara!
Kartel medya ahlaksızlık ve vicdansızlıkta sınır tanımıyor. Başörtülü kadınların on yıllardır uğradığı zulmü görmezlikten gelmek, yasağı meşrulaştırmak için her türlü çirkefliği sergilemek ve nerede başörtülü bir çalışan görse jurnallemek dışında başka bir fonksiyon görmeyen kartel medya, şimdi işi dalga geçme boyutuna getirdi. Yüz binlerce insanı doğrudan, milyonlarca insanı ise dolaylı olarak bir biçimde etkilemiş bulunan bir yasağı küçümseyen bir tutum da ancak kartel medya mensuplarına yakışırdı. Hürriyet yazarı Ayşe Arman’dan bahsediyoruz. “Ayşe karşı mahallede” spotlarıyla Hürriyet’in sayfalarını “süsleyen” Ayşe Arman’ın son vicdansızlığından! Halkın inanç ve değerlerine yabancılaşmanın bu kadarına pes doğrusu dedirten bir anlayışın, bu kadar pervasızca yazıp-çizebilmesi rahatsız edici. Düşünün ki, örtülü kadınları kendi üzerinden “Ninja kaplumbağa” diyecek kadar haddini bilmez bir yabancılaşma!
Mahalle baskısı sıfırmış!
“İsmail Ağa Caddesi’nde mini etekli Nişantaşı’nda türbanlı” dolaşan Ayşe Arman, örtülü gezip gördüğü lüks yerlerde hiç baskıyla karşılaşmamış ama mini etekli gezdiği İsmail Ağa Caddesi’nde kendisini Pakistan’da hissetmiş. Başını örtünce duyma kaybı yaşandığını fark etmiş. Boneyle cep telefonu kullanamamış. Kimse kendisini tanıyamaz olmuş ama yine de en lüks mekanlarda son derece nazikçe ilgi görmüş, çünkü artık örtülülere alışmışlar! Bir tek Reina’ya girememişler. Tüm buradan Ayşe Arman’ın çıkardığı sonuç: “Mahalle baskısı sıfır… Yandık… Bunun haber değeri yok… Ya da var mı? Birilerinin bağırıp, çağırması lazımdı… “Gidin, defolun, sizi istemiyoruz” demesi… Demediler… Neyse ne, olan bu…”
Zulmün yıllardır uygulandığı hiçbir adrese uğramadan, birkaç lüks kafeye girip çıkıp da tüm yasağı ve baskıyı yok saymak, ancak laik yobazlığın boş bir numarası olabilir.
Ayşe Arman, başörtülü olarak hangi kışlaya girmeyi denemiş?
Tesettürlü olarak herhangi bir askeri lojmana, orduevine filan girmeyi düşünür mü?
Başını açmadan girmeye çalıştığı herhangi bir kampüs olmuş mu?
TRT’de başörtülü olarak programa katılmak ister mi?
Başörtülü olarak bir validen ödül almayı düşünür mü?
Herhangi bir devlet sınavına girmesine gerek yok, sadece başörtülü fotoğraf vermeyi dener mi?
Herhangi bir devlet kurumunun reklam afişlerinde kullanılmak üzere başörtülü fotoğraf versin, Ayşe Arman olması sonucu değiştirecek mi diye sonucu merak eder mi?
Ayşe Arman, yukarıdaki birkaç şıktan sadece birini gerçekleştirsin, ondan sonra nasıl bir tecrübe yaşadığını anlatsın, biz de merakla okuyalım. Lakin başörtüsü yasağından dolayı yüz binlerce kadının ağır mağduriyetler yaşadığı bir ülkede birkaç kafe gezip de böylesine pervasızca “baskı filan görmedim” ayağına hiç yatmasın. Haşema ile denize girip de “Maruz kaldığım zülmün adı haşema” demesin!
İnancından ötürü hakları gasp edilmiş tüm başörtülü kadınlarla alay eden böyle bir vicdansızlığı tüm kalbimizle kınıyoruz!
Platform Haber