Hayrettin Karaman’dan yasak ve çözüm yorumu

“İktidar halka sözler vermişti; bunlar arasında başörtüsü yasağını kaldırma ve meslek lisesi mezunlarının üniversiteye girişlerinde haksız katsayı farkı uygulamasına son vermek de vardı. Hükümet başörtüsü yasağı zulmünü ortadan kaldırmak için –benim inancıma göre- canla başla çalıştı. Belki usul hataları yaptı, ama bunları da yine düşünüp danışarak yaptı, akıl verenler de, kendisi de yanıldı; ama yanılmak başkadır, oyalamak, aldatmak, istismar etmek başkadır; ben bu ikincisine ihtimal vermiyorum. Çözümsüzlük ana muhalefet ile yargının işbirliğinden kaynaklandı, sonunda çözümü kilitlediler. Öyle ki, yeni bir anayasa yapılmadan veya mevcut anayasada esaslı değişiklikler gerçekleşmeden başörtüsü yasağının kaldırılması imkansız gibi oldu. Anayasa değişikliğinin de önünü yine ana muhalefet ile Anayasa Mahkemesi tıkadı; mahkeme apaçık kural ihlali yaparak Anayasa değişikliğine usul yönünden değil, esas yönünden de baktı, bakacağını ortaya koydu.

Bu nasıl bir demokrasidir ki, millet iradesi, onun temsilcisi Meclis bir tarafta, bazen yedi hakim bir tarafta oluyor ve sonunda yedi hakimin dediği ağır basıyor. Dava siyasi olmasa kimsenin bir diyeceği de olmaz, ama gel gör ki, dava apaçık siyasi mahiyettedir.” (Hayrettin Karaman, Yeni Şafak)

Karaman’ın atladığı husus

Başörtüsü yasağının çözümünü doğrudan yeni bir sivil anayasaya bağlamak ilginç. Lakin hükümetin son anayasa değişikliğinde gözettiği kuralı hatırlayalım: Sadece kampüste serbest. Bunun anlamı diğer alanda başörtüsü yasağının yasallaşmasıdır ki, bu mevcut durumda bile aslında hukuken olmayan bir yasağın getirilmesidir! Bu bağlamda Karaman’ın öne sürdüğü “yeni bir anayasa yapılmadan veya mevcut anayasada esaslı değişiklikler gerçekleşmeden başörtüsü yasağının kaldırılması imkansız gibi oldu.” durumu gerçekte yok. Evet, yasakçılar halen suç işliyor, kendi koydukları yasalara göre üstelik! Demek ki, yasal hükmü bugün olmayan bir yasağı uygulayanların, yarın yeni anayasada da olmayacak bir yasağı uygulaması pekala mümkün olabilir. Bu tehlikeye karşı meselenin özünü daha ciddi düşünmek lazım…

Platform Haber
 

Bir cevap yazın