MHP’li başkan başörtülü olmaz dedi, AK Partili üye peruk takmayı tercih etti
Yerel seçimlerde Hatice Çakır AK Parti listesinden Isparta Belediyesi meclis üyesi seçilmişti. Katıldığı ilk meclisin ilk toplantısında MHP’li Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın, Çakır’ın toplantılara başörtülü katılamayacağını, buna yasaların müsaade etmediğini belirtmişti. MHP’li Başkan Günaydın, Isparta Valiliği’ne Nisan 2009’da yazı yazarak Çakır’ın ‘başörtülü girip giremeyeceği’ konusunda görüş sordu. Vali Ali Haydar Öner ise Meclis toplantılarının ‘kamusal alan’ olduğu yönünde görüş belirtti. Öner cevabi yazısında, “Meclis toplantılarının kamusal alan niteliğinde sayılabileceğinden meclis üyelerinin kamu görevlerini yaparken yargı kararlarına göre hareket etmesi gerektiği” dedi. MHP’li başkanın başlattığı ve Vali’nin sürdürdüğü süreç sonunda Hatice Çakır, en doğal hakkını savunarak ve halkın da kendisini desteklediği haliyle kalmak yerine peruk takarak toplantıya katılmayı tercih etti. Valiliğin görüşünü anlamsız bulduğunu ifade eden Çakır, kendisini “ikinci bir Merve Kavakçı krizi olmasın diye erdemli davrandığını” söyleyerek savundu.
Gerilim olmasın diyeymiş…
AK Partili Hatice Çakır, konuyla ilgili şunları söyledi: “Meclise başörtülü olarak girseydim bazı gerginlikler yaşanabilirdi. Belki MHP’li meclis üyeleri tarafından dışarıya davet edilerek ‘ikinci Merve Kavakçı olayı’ yaşanabilirdi. Gerilim olmasın diye başörtümün üzerine peruk takarak meclis toplantısına girdim.” dedi. Meclise 4 yıllığına girdiğini, görev süresi bitince de devredeceğini anlatan Çakır, şöyle devam etti: “Burada ne yargı var, ne kamusal alan. Ne de benim memuriyetim. Bunların hepsi nitelik. ‘Başörtüsüyle belediye meclisine girebilir’ diye bir hüküm olmadığı gibi, giremez diye de bir hüküm yok. ‘Başörtü ile bir bayan meclis üyesi olamaz’ diye bir hüküm de yok. Öyle olsaydı Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) başvuruda başı açık fotoğraf istenmesi gerekirdi. Ben başörtülü bir şekilde müracaat ettim mazbatamı da başörtülü bir şekilde aldım. Yani kesin yasaktır diye bir hükümde yok.”
Türkiye’de 130 belediyede bayan meclis üyelerinin başörtüleriyle problemsiz bir şekilde görevini yapabildiklerini hatırlatan Çakır, Isparta Belediyesi’ndeki durumun ise siyasi sebeplerden kaynaklandığını dile getirdi. Çakır, Seçim zamanlarında meydanlarda başörtülü kadınlara rozet takıp temsile sıra gelince karşı çıkılmasını tezat olarak nitelendirdi.
Mesele bireysel mi? Halka soruldu mu?
Hatice Çakır’ın gönüllü olmadığı belli ama yaptığı tercih de ortada. Peki, bu mesele salt bireysel tercih olarak değerlendirilebilir mi? Belki burada tartışılması gereken konulardan biri de halkın tercihidir. Mademki Hatice Çakır, oy sürecinde halkın önüne başörtülü çıkmıştır, o halde bu hakkını yasakçılara karşı sonuna kadar savunmalı ve meseleyi Toplumsallaştırabilmeliydi, ya da en azından bunun için çaba harcamalıydı… Lakin “gerilim olmasın diye” peruğu tercih ederken bireysel davrandı ve halka karşı sorumluluğunu ihmal etti. Siyasi sorumluluk üstlenmek yerine konuyu bireyselleştirdi ve sonuçta bir kez daha sinir bozucu bir durum ortaya çıktı.
Hatice Çakır, “ikinci bir Merve Kavakçı olayı yaşanmasın diye” konuşup, peruk takarak toplantıya katılmasını “erdemli” bir davranış gibi sunarken, sanki sorunun Kavakçı’nın Meclis’e başörtülü girmesiymiş gibi gösteriyor. Oysa burada gerilim başörtüsünden değil, başörtüsüne karşı yasakçılık yapanlardan kaynaklanıyor.
MHP’li Başkan da partisel hırsı yüzünden sebep olduğu bu utanç verici sonuç dolayısıyla kınanmayı fazlasıyla hak ediyor! Yasakçılığa yardakçılık yaparak varılacak nokta elbette sadece siyaseten bir iflas olmayacaktır…
Platform Haber