Konya: Ramazan toplumsal direnişimizin de öğretmenidir

Bir ramazan günü inançlara özgürlük talebiyle direniş başlatan Konya İnanç Özgürlükleri Platform’u üyeleri 102.kez toplanarak, bu yolda büyük bir istikrar örneği sergilediler.
Gündemine haksızlıkları alan ve onları eleştiren platform adına bu hafta basın açıklamasını Yaşar Turgut yaptı. Turgut şunları söyledi. 

KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU 102. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI

Rahman, Rahim Allah’ın adıyla

O Ramazan ayı ki, insanları doğru yola ileten, apaçık hidayet delillerini içeren ve doğru ile yanlışı ayırt eden Kur-an onda indirildi. Bu aya erişenleriniz orucunu tutsun…
(Bakara Suresi 185. Ayet)Sevgili dostlar, değerli basın mensupları;

 

Ramazan-ı Şerif içerisinde Kur-an’ın indirilmesiyle bir arınma ve kötülüklerden uzaklaşma ayı kılınmıştır. Kendisinde indirilen Kur-an, insanları karanlıklardan aydınlığa çıkartmak için gönderilmiştir. Zulmün ve haksızlığın giderilip, adaletin ve barışın tesisi için gönderilen Kur-an, dinin adının da İslam, yani adalet üzerine bir barış anlamına olduğunu bildirir. Dinin kendisi, hakların, özgürlüklerin, adaletin ve barışın kaynağıdır. Barışa ve adalete yönelik tüm girişimler, barışın kaynağı İslam’dan kaynaklanmıyor ve onun referansıyla yapılmıyorsa akamete uğramak mecburiyetindedir. İnsanlığın barışına yönelik tüm çabaları destekliyor, fakat referansının da barışın kaynağı Kur-an olmasını ısrarla talep ediyoruz. Aksi takdirde hakkın sahibi olan Kur-an’a da zulmedilmiş olacaktır.Ve Ramazan, arınmışlığın ayı olarak, kirlenmiş, kirletilmiş olana karşı bir direniş bir diriliş ayıdır. Ruhlarımızı, bedenlerimizi temizlediğimiz gibi toplumsal kirliliği de temizleme ayıdır. Bugün üçüncü Ramazan oldu; direnişimiz başlayalı. Ve Ramazan’la başlayan direnişimiz, Ramazan’ın safiyetinde, orucun berraklığında devam etmekte. Öğrendiğimiz sabır ve açlığa karşı verdiğimiz sınav, toplumsal direnişimizin de öğretmeni oldu. Oruçtan öğrendiğimiz kararlılık ve direniş azmi, zulüm sona erinceye ve fitnenin yok olup tüm haklar sahiplerine iade edilinceye kadar, direnişimizin de iftarı olmayacaktır.

Ramazan kadar özel, oruç kadar berrak ve saf ilk kıblegahımız Mescid-i Aksamız, bundan kırk yıl önce, 21 ağustos günü; Mescid-i Aksa ne kadar safsa, onun zıddında o kadar kirli, Mescid-i Aksa ne kadar berraksa, karşısında o kadar karanlık Siyonist Yahudi tabiatının, lanetli elleriyle yakılmıştı. Bugün bir adım daha ileri gidip, onu yıkmak istiyorlar. Gözlerden ve gönüllerden silmek istiyorlar. Müslümanları uyanık olmaya ve teyakkuzda bulunmaya davet ediyoruz. Ramazan’ın bereketinden, Mescid-i Aksa’nın hürriyeti için bir yol bulmaya çağırıyoruz.

 

Ülkemizde gerçekleştirilen zulümlerin, sembolü haline gelen başörtüsü zulmünün de özgürlüklere açılan önemli bir kapı olduğunu görüyor ve bu kapının anlaşılmayan gerekçelerle sürekli kapalı tutulmasının özgürlükleri engellediğini ifade ediyoruz. Başörtüsü zulmünün sembolize ettiği zulümlerin, başta başörtüsü yasağı olmak üzere sona erdirilmesi ile başlamayan her açılım, Müslüman halkımız tarafından kabul görmeyecek ve içselleştirilmeyecektir. Zulmün kaynağı kurutulmadan yapılan her çalışma palyatif ve geçici olacaktır. Hakların sahiplerine iadesi, yaratan ve yoktan vareden Allah’ın kulları üzerindeki haklarının iadesiyle başlamalıdır. Onun emirlerine karşı getirilen yasaklar, yapılan zulümlerin de en zirvesi olmuştur. Özgürlüklerin ve hakların iadesi, buradan başlamalıdır.Ülkemizde ve dünyanın değişik yerlerinde yıllardır sürdürülen baskılara ve dayatmalara karşı, seçici davranan Uluslararası Af Örgütü, yine bunca zulme ve tuğyana rağmen sessizliğini korurken, başörtüsü zulmüne karşı tepkisizliğini devam ettirirken; Malezya’daki bir bayanın içki içmesinden dolayı cezalandırılması olayında kendini taraf ilan etmesi bir çifte standarttır. Düşünce özgürlüğü savunucularının Abdurrahman Dilipak’ın, ‘’Hakkını helal etmeme” davasındaki suskunlukları da aynı çifte standardın bir başka görüntüsüdür.

Vahyin gölgesinde, Silm’e giden yolda, Ramazan’ın saflığı ve orucun berraklığında, hak ve özgürlüklerin ihlal edilmediği, hakkın sahibine iade olunduğu bir dünyada yaşamak umudu ile hepinizi 103. haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere Allah’a emanet ederiz.

KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU

Bir cevap yazın