Sakarya: 28 Şubatçılara hakkımızı biz de helal etmiyoruz
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu, adalet ve özgürlük için yürüttüğü mücadelesinde 206. hafta eylemini yaptı. Ramazan ayının herkes için arınma, dirilme ve direniş ayı olması temennisiyle başlayan eylemde, üniversite kayıtlarının başlamak üzere olduğuna dikkat çekilerek, bir yandan oruç tutan başörtülü öğrencilerin diğer yandan da başlarını açmaya mecbur bırakılacağı hatırlatıldı ve bu baskıcı, yasakçı ve çarpık zihniyetten kurtulmak için sorumluluk ve direniş çağrısı yapıldı.
Bulvar AKM önünde, saat 12.30’da yapılan başörtüsüne özgürlük eylemine katılan platform mensupları da “28 Şubat darbecilerine hakkımızı biz de helal etmiyoruz!” yazılı dövizlerle Dilipak’a destek mesajı verdi. “Varlığını kimseye borçlu olmayan özgün ve özgür insanlar olarak mücadelemize devam ediyoruz” denilen basın açıklamasında, yasağın her geçen gün yeni sorunlara yol açtığı vurgulandı. Eylemde “Ey örtüsüne bürünen! Kalk ve uyar!”, “Askeri vesayete son!”, “Resmi ideolojiye kul, köle olmayacağız!”, “Zulüm devam ediyor, sessiz kalmayın!” yazılı dövizlerle, “Başörtüsü İslam’ın emri, Müslüman kadının kimliğidir” ve “Zulüm 1000 yıl sürse, inan; 1000 yıl yılmayız! Direniş bir mekteptir, biz de Sakaryalıyız!” yazılı pankartlar taşındı. Eylem, önümüzdeki Cumartesi, saat 12.30’da aynı yerde buluşma çağrısıyla son buldu.
Basın açıklamasının tam metni:
Değerli Sakaryalılar, sayın basın mensupları,
Öncelikle, bir arınma ve diriliş iklimi oluşturan Ramazan ayının sağlık, güven ve adalet vesilesi olmasını yüce rabbimizden niyaz ediyoruz.
Başörtüsü platformu olarak, eylül ayında Sakarya Üniversitesinde başlayacak olan öğrenci kayıtlarında her yıl olduğu gibi bu yıl da kurumun kılık kıyafet dayatmasından endişe ediyoruz. Acaba kayıt döneminin Ramazan ayına denk düşmesi münasebetiyle öğrencilerin oruç tutup tutmadıkları da kontrol edilecek midir? Bu baskı endişesiyle okula perukla girme zorunda bırakılan öğrencilerimiz kayıt günü, oruca niyetlenmeme gibi bir çözüm mü düşünüyorlar? Yahut üniversitelerimiz, öğrencilerin orucu siyasi bir gerekçeyle mi tutup tutmadıklarını çözümleyecek bilimsel bir yöntem geliştirdiler mi? Hala bunları konuşuyor olmak kadar, özgür düşünce ve açılımın merkezi olması gereken, üniversite gibi yüksek öğretim kurumlarının baskı ve dayatma örnekleriyle anılıyor olması kadar utanç verici bir şey olamaz.
Tam da; mutlak demokrasiden, açılımdan bolca bahsedilen şu günlerin; özgürlükten, hak ve adaletten yana tavır koyarak üzerlerindeki bu kara lekeyi temizlemeleri açısından üniversiteler için büyük bir fırsat olduğunu hatırlatıyoruz. Bu ayrımcılığa son vermeyerek bir takım şeytani gerekçelerle zulümden yana tavır alanlar, inisiyatif kullanmaktan korkanlar hep bu kara lekeyle anılacaklardır.
Değerli Sakaryalılar, tarih boyunca adaletin şahitliğini yapan Müslümanların haksızlık karşısındaki dirençlerini kontrol altına almak amacıyla uluslar arası hassas ayarlı tezgahların, makro tuzakların sahnelendiğine sıkça şahit oluyoruz. Bunların üstesinden yine bu ülkenin özgün ve özgür bireylerinin gelebileceği gerçeği ile bu yönde sorunların çözümüne yönelik, iç dinamiklerden beslenen aklıselim her düşünceyi, her eylemi desteklediğimizi bir kez daha açıklıyoruz.
Bununla beraber demokratik açılım adı altında planlanan değişimin lokal düzenlemelerle sınırlı kalması, Kürt sorunu, alevi meselesi gibi bir kaç özel alana sıkıştırılmasından da endişe ediyoruz. Ülkenin bütün mağdurlarının ihtiyaçlarını karşılamayacak bir düzenlemenin çok ciddi mahsurlar oluşturacağını hatırlatıyoruz. Bugüne kadar kısmi benzer iyileştirme teşebbüsleriyle aldatılan kesimlerin beklentilerinin mutlaka teminat altına alınmasını bekliyoruz.
İstiyoruz ki, ergenekonvari yapılanmalarla bu ülkenin on yıllardır enerjisini heba edenlere, etnik ayrımcılıkla oluşturdukları zaaf alanlarını uluslar arası konjektüre pazarlayanlara, müslümanların en doğal talepleri üzerinden yeni bir pazarlık malzemesi, yeni bir pazar alanı sunulmasın. Bunun en önemli teminatı herkesin düşüncelerini, görüşlerini özgürce ifade edebileceği özgür bir alanın oluşturulmasıdır. Bu aynı zamanda çokça şikayet edilen politik kirliliğin sebeplerini de ortadan kaldırmaya katkı sağlayacaktır.
İkiyüzlü, dalkavuk, özgül ağırlığı olmayan edilgen bireylerin piyasa değerini düşürecek, kendini olduğu gibi ifade eden, varlığını bir başkasına borçlu olmayan, özgür bireylerin sosyal ve siyasi alanlarda önünü açacaktır.
Bu açılım sürecinin bir yaman çelişkisi ise Deniz Kuvvetleri eski Komutanı Oramiral Güven Erkaya’nın ölümünün ardından makalesinde “hakkımı helal etmiyorum” ifadesine yer verdiği için tazminat ödemeye mahkûm edilen ve 30 yıllık birikimi ile aldığı evi satılan Vakit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak’a reva görülen zulümdür.. Yargı bu kararıyla militarist geleneği koruma bağnazlığına sıkı sıkıya bağlı olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Hukuk dışı örgütlenmelerle ülkenin geleceğini karartmaya çalışanlara, halkın iradesiyle işbaşına gelen hükümetleri devirmek için kanlı tezgahlar kuranlara, yıllardır darbelerle canlarından edilen, hakları çiğnenen, aşağılanan, işlerinden atılan, sağlık hizmetlerinden faydalandırılmayan, eğitim hakları engellenen tüm yurttaşlarımız adına biz de hakkımızı helal etmiyoruz. Adaletin şahitleri olarak ahiret de bile peşlerini bırakmayacağız. Aynı ülkenin çocuklarının, kanları, gözyaşları, acıları, çalınan alın terleri üzerine; kendilerine iktidar ve servet, mutluluk üretmeye çalışanların tehditlerine aldırmayacağız.
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu adına
İlim ve Hikmet Vakfı