Piyasacı Dindarlık

Orucu açmaya “bozmak” diyen zihinsel teşevvüşe itiraz etmek gerek tabii ki. Fakat Ramazan ayının günahlardan kurtulmanın en uygun zamanı olmasına neden “kredi” diyoruz o zaman? Piyasanın dünyasından ödünç alınmış bir kavramla Allah’ın tanıdığı imkanı “kredi” olarak nitelemek aynı zihinsel teşevvüşün kanıtı değil mi?

Muhafazakarlaşan dindarlık kendisini dinin geleneği dışından bakarak tanımlamayı pek bir seviyor. Mesela arada bir SMS’ler geliyor cep telefonumuza. Kadir gecesinde günahların katlamalı olarak affedilmesine “bonus” müjdesi veriyor bu mesajlar. Ramazan ayında günahlarda “indirim fırsatı” uygulandığını hatırlatıyor ve bu fırsatı kaçırmamak gerektiğini söylüyor. Filan rekatın üzerine çıkan namazlarda “ekstra indirimler”in olduğunu, nafile namazlar sayesinde “biriken bonuslar”la cennette son derece elverişli bir köşenin “rezerve” edileceğini muştuluyor.

Bazen din ilimleriyle meşgul olan şahıslar da bu anafora kapılmaktan kendilerini alamıyorlar.

Mesela çevresinde Kur’an tefsirine kulak verenlerin bulunduğu (aynı zamanda köşe yazarlığı da yapan!) genç bir molla Ramazan ayına “ilahi kredi” demiş bir yazısında! Sanılır ki tefsir gibi geleneğin göbeğinde bir işle uğraşan zihin, geleneği korumak için en çok çabayı gösterendir. Tuhaf ki böyle olmayabiliyor! Dinin onca kavramı varken Allah’ın kullarına tanıdığı bir imkana “kredi” diyor genç molla. Tam da muhafazakar zihnin, modern kavramlarla tanışır tanışmaz bunların dini anlatmak için bulunmaz şans olduğunu düşünüp gözleri parlaması gibi.

Seneler önce, şimdi rahmetli olan bir tarikat şeyhinin Amerika’ya ilk seyahatinden sonra yazdığı yazıyı okumuş ve aynı hayal kırıklığını yaşamıştım. Dünya halleriyle ilişkisinin bizim gibilerden çok farklı olmasını beklediğim (çünkü bize yol gösterecekler!) şeyh, New York’un ışıltılı gecelerinden bahsediyordu. “Günah şehri”nin ışıl ışıl olmasından çok etkilenmiş, yazısı boyunca bu ışıl ışıl olma meselesine takıntılı biçimde mutlaka atıfta bulunuyordu. Allah rahmet etsin, bir iftar davetiyesinde şirketler, radyolar vs. logoları altında adı ve imzasını gördüğümde artık onun geleneğin içinden konuşamaz hale geldiğine karar vermiştim zaten.

Dini ilimlerle meşgul zihinlerin süfli hayatın kavram ve simgelerine bu kadar meraklı olmaları acaba muhafazakarlaşmış olmalarıyla mı ilgili? Çünkü yeryüzünde başka âlimler de var ve onlarda böyle gelenek dışı ve özentili haller görmüyoruz. Adeta geleneği dimdik ayakta tutan sarsılmaz sütunlar gibiler. Dinin kavramlarıyla konuşuyor, modern dünyanın kavram ve simgelerinin dini anlatmada etkili bir yol olabileceği biçareliğine zerre kadar ilgi duymuyorlar. Kendilerine ve dinlerine güveniyorlar.

Böyle oldukları için de Ramazan ayının yeni ve taze bir imkan olmasına “kredi” demiyorlar haliyle!

Ramazan ayında Allah’ın kullarına sunduğu geniş imkanı, “kredi açmak” şeklinde takdim edersek herhalde bankalara veya kredi kartlarına borcu olan tüketiciler, yahut borç harç içindeki esnaf durumu daha iyi anlar diye mi düşünüyor bu müşevveş zihin? Belki de. Bankadan yüzde 1.2 faizle alınmış ve bu yüzden mutlu olunmuş kredi ile Allah’ın “açtığı kredi” daha iyi mi anlaşılıyor? Korkarız, bu itiraz ve eleştirimizi cevaplarken Kur’an’dan o dönemin kavramlarının kullanılmış olduğundan bahsedecek ve “ilahi kredi” de ısrar edeceklerdir. Öyle ya, Allah da bazı yükümlülükler üstlenilmesi halinde cennet vadeetmiyor mu? Huriler, yeşillikler, nehirler vs. Bu da bugün olsa olsa modern piyasa ve finans düzeninin “kredi”sine karşılık tutulabilir?!

Zahiri mezhebinin zamane talebeleri ve genç mollaların aklının böyle çalışması dindarlıklarının muhafazakarlık olmasından kaynaklanıyor. Tek sebep budur!

Muhafazakarlık, piyasacı bir dindarlık inşa ediyor. Bu dindarlığın kârlı borsasında inanılmaz teşvikler ve müjdeler var. Şu kadar rekat namaz kılarsanız “birikmiş bonuslar”la cennetin acaip güzel bir köşesinden rezervasyon yapmış olabilirsiniz. Eğer Ramazan’ı iyi değerlendirirseniz günahlarda “fırsat indirimleri”nden yararlanabilirsiniz.

Eğer günahın borcu harcı içindeyseniz Ramazan’da Allah’ın “açtığı kredi” fırsatını kaçırmayın o zaman! Hem bu “kredi”nin geri ödemesi de yok, faizi de! Bu mudur yani!

Serdar Özmen, fikritakip.com

Bir cevap yazın