“Sol” Haber’in Kur’an kursu rahatsızlığı

Türkiye’de laikliğin başlı başına “sol” olmaya yettiğini zanneden ve bu sebeple ideolojik ve stratejik olarak Kemalizm’den ayrışmadığı halde hem sol, hem muhalif hem de özgürlükçü(!) görünmeye çalışan geniş bir kitle var ve bu kitleyi temsil eden yapıların ve yayın organlarının halleri içler acısı. Bunun sebepleri ve düzeltilebilmesi için “hangi sol” ve “nasıl bir sol” tartışmalarının hız kazanması, gerçekten özgürlükçü bir sol için halka ve halkın inançlarıyla nasıl irtibat kurulabileceğinin gündeme gelmesi de bu yüzden. SoL Haber Portalı’nın yaptığı bir haber ise içler acısı halin tipik bir örneğini daha sergilemiş.

 ‘Yürümeye başlayınca doğru Kuran kursuna’ başlığı ve “Kuran kurslarında 12 yaş sınırı tartışmaları başladı. BBP, SP, Mazlumder yeni yasama dönemi öncesi kamuoyu oluşturma çalışmalarına hız verdi.” spotuyla verilen haberde kullanılan ifadeler, buram buram Kemalizm kokuyor, dolayısıyla bu haber pekâla Cumhuriyet gazetesinde de çıkabilirdi: “…gericiler şimdi de Kuran kurslarına katılım için belirlenen 12 yaş sınırını kaldırmaya çalışıyorlar. Son iki yıldır ara ara gündeme getirilen konunun yeni yasama döneminde çözüme kavuşturulması için çeşitli özneler gaza bastılar.”

Mazlumder Ankara Şubesi’nin “Kur’an kurslarında yaş sınırı kaldırılsın” başlığıyla başlattığı imza kampanyasına da değinilen haberle ilgili resmin altında ise “Ekim ayında görüşülmesi beklenen tasarının geçmesi durumunda Kuran kursu sayısının hızla artması bekleniyor.” ifadelerine yer verilerek, bir bakıma “irtica” sinyalleri alındığına gönderme yapılıyor.

Haberde “ailelerin çoğunun amacı çocuklarına dini eğitim sağlamak değil, onlara gün boyu ücretsiz bakım sağlamak.” denilerek kıymeti kendinden menkul değerlendirmelerde ve afaki yorumlarda da bulunulmuş. Eleştirdiği kursların nasıl işlediğinden bihaber olan bu cahil gazetecilik örneğinin diğer bir yorumu ise şu: “Böylece Bu kursları finanse edenlerin amacı ise, sorgulamama ve ezber kültürünü mümkün olan en küçük yaşta çocuklara aşılamak. Son değişiklik ile henüz anadilinde okuma yazma bilmeyen çocukların Arapça metinleri ezberlemesi, din eğitimi olarak dayatılmak isteniyor.”

Laik yobazların “Arapça metin” dediği ise Kur’an ve Kur’an’da yer alan ayetler, dualar… Okullarda Kemalizm’in “mecburen” dayatılmasından, hatta anaokullarının yaş sınırını düşürerek, çocukların zihnini bir an önce resmi ideolojiye uygun olarak şekillendirmeye çalışan milli eğitim sistemini eleştiremeyenlerin, halkın inançlarını küçümsemesi ve dini eğitime yönelik her türlü çabanın önüne set çekmeye çalışması, hayli rahatsız edici olsa da anlaşılmaz değil. Nihayetinde onlar da kendilerine okullarda “dayatılan” resmi ideolojiyi iliklerine kadar içselleştirmiş gönüllü köleler!

Platform Haber

Bir cevap yazın