12 Eylül geliyor. Askeri darbenin 29. yıldönümü. Fiili olarak dokuz yıl ve ağır etkileri halen süren 12 Eylül darbesi; ordunun halka, dine, siyasete, eğitime, hukuka, ekonomiye velhasıl hayatın her alanına yaptığı sert bir müdaheleydi. Tüm ülkeyi işkence tezgahından geçiren darbeciler, her ne kadar 12 Eylül öncesi yaşanan kargaşaya son verdiklerini söylese de son günlerde ortaya çıkan raporlar ve belgeler, askeri darbe için şartların nasıl da olgunlaştırıldığını ortaya koyuyor. Kemalist ideolojinin her alanda dayatılmasının yolunu açan, halkı tektipleştirme politikalarına hız kazandıran ve askeri vesayetin devamını sağlama almayı hedefleyen 12 Eylül askeri darbesi, bugün tartıştığımız birçok sorunun da derinleşmesine yol açmıştır.

Aradan 29 yıl geçmesine rağmen, darbeciler halen “kurtarıcı” gibi görülüyor, dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren sadece askeri yetkilelerce değil siviller tarafından da en üst düzeyde ağırlanıyor. 30 Ağustos’ta Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve kuvvet komutanları Evren’le hoş bir vakit geçirmiş, baharda da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül darbecibaşını köşkte misafir etmişti. Bir yandan darbe anayasasının değiştirilmesi gerektiğinden, sivilleşmesinden bahsedenlerin diğer taraftan o kötü mirası bırakanları misafir etmesi ilginç bir görüntüydü…

Bugün darbeci zihniyetle yüzleşmeden, anayasanın sivilleşmesi, Kürt sorununun çözülmesi, milli eğitimin iyileştirilmesi, Ergenekon davasının sonuçlandırılması, yargı reformunun yapılması bekleniyor. Şayet sosyal ve siyasal sorunlara kalıcı çözümler üretilmek isteniyorsa, bunun için başta 12 Eylül olmak üzere tüm darbelerle ciddi bir hesaplaşma yaşanmalıdır. Resmi ideolojiye dokunmadan, sorunların özünü oluşturan Kemalist egemenlikle yüzleşmeden ortaya atılan çözümler kısa vadede iyileştirme gibi görünebilir ama nihai tahlilde yeni sorunlara da yol açacaktır. Bu sebeple, toplumsal ve siyasal sorunların çözümü için darbe geleneğinin nihayete erdirilmesi yönünde sahici bir mücadele verilmelidir.

Platform Haber