Konya: Failler yargılanıp cezalandırılmadı netekim!

Şiddetli yağmura rağmen Konya İnanç Özgürlükleri Platformu eylemlerine devam etti. Depremlerin stresi altındaki Konya’da 105. basın açıklaması yapıldı. Zilzal suresinin mealinin okunmasıyla başlayan açıklamayı platform adına Musa Kazım YILMAZ okudu. Konya depremi, sel felaketi ve bu felaketin sonunda yağmaların değerlendirildiği açıklamada 11 Eylül olaylarının sonuçları 12 Eylül darbesi de değerlendirildi. Dünya Kudüs gününe vurgu yapılan açıklama insanlığın kurtuluşunun Kuran’ın ikliminde olacağı vurgulanarak tamamlandı. Basın açıklamasının tam metni:

Rahman, Rahim Allah’ın adıyla

Arz zelzeleyle sarsıldığı zaman ve arz, ağırlıklarını çıkardığı zaman, insan ” Ne oluyor buna?” der. O gün arz, haberlerini anlatacaktır. Şüphesiz Rabbin ona vahyetmiştir. O gün insanlar amelleri kendilerine gösterilsin diye grup grup çıkacaktır. Kim zerre miktar hayır işlemişse onu görür, kim de zerre miktar şer işlemişse onu görür. ( Zilzal Suresi )

Sebepler, sonuçlar, ihmaller ve tedbirler… Maddi ve manevi kayıplar, bu kayıpların ve zararların telafisi… Açıklamalar, yorumlar… Son günlerde meydana gelen sel ve deprem felaketleri, bu çerçeveler içerisinde ele alınmakta, olayın görünen veçhesi değerlendirilip, ülke gündeminin tek maddesi yapılmaktadır. Elbette acılarımız büyüktür. Ülkemiz insanının bu acılarını paylaşıyor ve ülkemize başsağlığı diliyoruz. Fakat unutulan, ihmal edilen daha büyük bir alanın olduğu kanaatindeyiz. ”inna lillahi ve inna ileyhi raciun.” O’nun içiniz ve O’na dönücüleriz… Değiştirilemez en büyük gerçek bu. Tüm sosyal, fiziki ve tabi olaylar bu hakikatin hatırlatılması içindir. İbret ve öğüt, olayın kendisinde gizlidir…

Hayatı Allah’tan bağımsızlaştırmaya çalışan anlayış, ”O’nun içiniz ve O’na dönücüleriz” hakikatini de örtbas etmeye çalışmaktadır. Ülkemizde ve dünyada yaşanan, her türlü sapkın travmanın, baskı ve zorbalığın kaynağında da, bu hakikati örtme isteği vardır.

Yaşadığımız bu toplumsal acıdan daha fazla ızdırap verense, bu felaketi bir yağmaya dönüştüren ve bundan rant elde etmek için gayret gösteren bir azgın güruhun da bulunmasıdır. Allah ve onun öğretisini bir kenara iterek oluşturulan anlayışlar, bu ve benzeri her tür aşağılık tutumların kaynağıdır.

Sosyal sapmanın ve acılardan menfaat elde etme çabasının, dini eğitimin eksikliğinden ve toplum üzerindeki dini eğitime getirilen yasaklardan kaynaklandığını açıkça görmekteyiz. Toplumsal dayanışmalarda örnek olan Müslüman halkımızın içerisinden, böyle bir sefil güruhun çıkarılmasının müsebbiplerine ”İşte ürününüz. Onlarla övünebilirsiniz” diyoruz.

Bugün ülkemizde yaşanan pek çok acının, sebeplerinden sayabileceğimiz, kendisiyle baskı ve dayatmaların, meşru hale getirildiği, suçun ve suçlunun ödüllendirildiği bir 12 Eylülü yaşamaktayız. Acı hatıraları ve sebep olduğu tüm olumsuz şartları, yaşadığımız bu darbe gününün failleri yargılanıp cezalandırılmamıştır netekim. Cezalandırılmamış suç, suçu teşviktir. 12 Eylül darbecilerinin cezalandırılmaması, darbe isteklilerini teşvik manasına gelmektedir. Darbeciler, biran önce cezalandırılmalıdır.

Kavramların anlamlarının değiştirilmesi, etkilerini de farklı kılmaktadır. 12 Eylül darbesini halklar nezdinde şirin gösteren, ülkedeki kaos ve terör söylemidir. Aynı söylem, 11 Eylül olayları sonrasında da kullanılmıştır. Amerika ve onun güdümündeki NATO aynı söylemle İslam topraklarını işgal etmiş ve büyük katliamlara sebebiyet vermiştir. 11 Eylül saldırılarının intikamı gibi sunulan bu işgaller 11 Eylülde öldürülenlerin yüzlerce katı sivili öldürmekle sonuçlanmıştır. İşgal, katliam, baskı ve zulüm hala devam etmektedir. Bu intikam hırsı daha kaç binlerce sivilin kanıyla söndürülecektir?

İşgallere, baskıya ve zorbalığa karşı direnişin sembolü Kudüs-ü Şerifimiz, Mescid-i Aksamız, işgal altındadır. Ramazan-ı Şerif’in son cuması, dünya Kudüs günüdür. Şimdiden tebrik eder, Müslüman halkımızı Mescid-i Aksamız’ın özgürlüğü için gerekli hassasiyetlerde bulunmaya davet ediyoruz. Oruçla arınmış yüreklerden, Miraç yurdunun özgürlüğüne giden bir yol inşa edilecektir.

Bu mübarek Ramazan ayının, rahmet ve bereketinin doruğa ulaştığı Kadir Gecesi toplumumuzun ve dünyanın içine düştüğü ifsattan kurtuluş için bir vesiledir. Onu ve onu önemli kılan Kur-an’ı hayatımızın mihengi yapmak insanlık için tek kurtuluş yoludur.

Ramazan’ın bereketinde, orucun arınmışlığıyla, kadirin rahmetiyle donanmış bir dünyada yaşama umudu ile hepinizi 106. haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere Allah’a emanet ederiz.

 

Bir cevap yazın