Ceylan için sessiz kalmayın

Taraf’ın haberine göre Diyarbakır Lice’de askerî birlikten atıldığı öne sürülen havan mermisi, 14 yaşındaki Ceylan Önkol’u paramparça etti. Aysel Tuğluk, olayı şöyle anlattı: Kız, annesine ‘Makarna yap’ deyip dışarı çıkıyor. Kadın, beş dakika sonra çocuğunun parçalandığını görüyor. Ve parçaları eteğine koyup taşıyor. Bundan öte ne anlatılabilir? O anne barış sürecinde olduğumuza nasıl inanacak?” Olayın çocuk ölümleri açısından ilk olmadığını söyleyen Tuğluk, “Elinde silahı olmayan çocuklar öldürülüyor. Bu manzaralar ‘açılım’ denen bir dönemde yaşanıyor. O anneye barış sürecinde olduğumuzu nasıl izah edeceğiz. Devlet bu ve bundan önce işlenen cinayetlerle ilgili özeleştiri vermeli. Barış böyle sağlanır” dedi.

Cenaze törenine tek bir yetkili bile katılmadı. Konuyla ilgili Genelkurmay açıklayıcı bir cevap vermedi. Soruşturma süreci delil karartma ve olayın üstünü örtme kaygılarıyla devam ediyor. Bölgede araştırma yapan sivil heyetin ciddi kaygıları var. Mahkeme tarafından alınan gizlilik kararı şüpheleri arttırıyor. Taraf’ın ısrarı sonucu konu diğer medya organların da gündemine girmeye başladı ama özellikle Müslüman kamuoyundan halen çok ciddi bir tepki gelmedi. Bu tür kritik anlarda bürünülen sessizlik, yalnızca sorunları derinleştirir, bunu unutmamak gerekir.

Başka Ceylanların ölmemesi için ayağa kalkın!

Tokat’ta Mescid-i Aksa için yapılan eylemde Ceylan Özkol için Müslüman kamuoyuna yönelik yapılan çağrı bu noktada dikkate değer: “Türkiye’de kendi sorunlarını sahiplenemeyen, kendi İntifadasını gerçekleştiremeyen Müslümanlar, Filistin’i ne kadar savunabilir?” denilen eylemde Ceylan Özkol’un öldürülmesine ilişkin kayıtsızlığa son verilmesi çağrısı yapıldı ve şöyle denildi:

“Diyarbakır Lice’de havan topuyla öldürüldüğü iddia edilen küçük kardeşimiz Ceylan Özkol’un hesabını sormadan, kendi bölgesindeki tüm çocukların hayat hakkını savunup dağlarda okul harçlığı için çobanlık yapan başka Ceylanların ölmemesi için ayağa kalkmadan, Kudüs’te yeni Muhammed Durra’ların, Ahmed Yusuf Musa’ların, Gazze’de İman el-Hams’ların ve daha nice binlerce çocuğun katledilmesini nasıl engelleyebiliriz?

Ceylan bizim kızımız, Muhammed Durra bizim oğlumuz değil mi? Birini savunmadan, diğerini nasıl koruyabiliriz?

Düşünün ki Amerika’nın zengin bir şehrinden kalkıp işgal ve yoksulluk içindeki Gazze’ye gelen Rachel Corrie adlı genç bir kız, Filistinliler için bedenini siper ederken, biz ne kendi çocuklarımızı ne de Filistinli çocukları korumak için tek bir adım atamıyoruz! Bu kayıtsızlıkla, ilgisizlikle ve tepkisizlikle nereye kadar?” dedi.

Platform haber

 

Bir cevap yazın