Sakarya: Küresel zulme küresel direniş
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu 212. kez Adapazarı merkezinde toplanarak gündemi değerlendirdi. Emperyalizmin islam dünyası üzerindeki oyunlarına dikkat dikkat çekilen açıklamada kudüs ve mescidi aksa ile dayanışma için “küresel zulme karşı küresel direniş” vurgusu yapıldı.yeni eğiitm yılıyla
beraber Başörtülüler için yeni eziyet yılınında başlamış olduğu hatırlatıldı. “uyan diren özgürleş” “zulüm biter sabır savaş zafer” sloganlarıyla devam eden açıklamayı SAGİR adına Diriliş Saati dergisinden Berat
Gürler okudu.
Basın açıklamasının tam metni :
KÜRESEL ZULME KARŞI KÜRESEL DİRENİŞ
Bütün ahlaki değerlerin ayaklar altında süründüğü bir süreçten geçiyoruz. Hayatın her alanında ilkesizlikler ve bayağılıklar gündem oluşturabiliyor. Modern kavram ve kurumları, batı medeniyetini ve ürettiği değerleri sorgulamak bir fantezi olarak görülüyor. Halkları sömürenler ve dünyayı kana boyayanlar medya üzerinden aklın ve adaletin temsilcisi gibi pazarlanırken; bağımsızlık mücadelesi verenler ve ezenlere karşı direnenler aşağılanıyor. Emperyalizmin ve kapitalizmin insanlığa uyguladığı şiddet, katlettiği milyonlarca
insan, oluşturduğu kan okyanusu sorgulanmıyor, ama ezilen, horlanan şiddete maruz kalan mazlum/mağdur insanların ve toplumların direnişleri sorgulama konusu oluyor.
Görünürde insan hakları, demokrasi, barış gibi kavramlarla insanlığa hitap eden Amerika ve yandaşlarının gerçekte ne kadar ikiyüzlü olduklarını, ne denli sahtekâr olduklarını hep birlikte müşahede ediyoruz.
Taliban’ın Afganistan’da put olduğu gerekçesiyle yıktığı Buda heykelleri için ayağa kalkan batı dünyası, Siyonist vahşetin Gazze’de yaktığı ve yıktığı camiler için kılını kıpırdatmıyor.
Bu ikiyüzlülüğün dün Felluce’de, Lübnan’da ve Gazze’de en bariz şekilde tezahür ettiğini hep birlikte gözlemledik. İkiyüzlülüğün bugün de başörtüsü sorunu, siyonistlerin Mescid-i Aksa’ya dönük yıkma
eylemleri, nükleer silahların imha edilmesi girişimleri gibi bir dizi hususta da geçerli olduğunu görüyoruz.
Artık direnişin sesini yükseltme zamanıdır. Tüm İslam coğrafyasında yeşeren direniş filizlerinin yanında saf tutmalıyız. Her türlü ahlaki ve vicdani değerlerden yoksun batı emperyalizmine karşı ayağa kalkarak onurlu bir mücadele vermeliyiz.
Kuran’ı nasıl hayata geçireceğimizi yüksek sesle konuşarak bütün insanlığa rehber olacak yeni bir medeniyeti inşa etmek zorundayız. Tüm halkların umutla beklediği tevhid, adalet ve barış
idealini pratiğe geçirme iradesini ortaya koymalıyız.
Faşist Amerika ve yandaşlarının Lübnan’da, Filistin’de, Afganistan’da ve Irak’ta içine düştükleri acziyet, bu güçlerin aslında kâğıttan yapılmış bir fil olduklarını bize gösterdi. Eğer direnişi kendi çevremizden başlayarak tüm dünya sathına yayabilirsek ve tüm dünya mazlumları ortak hareket edebilirse, kendisini dünyanın efendisi gören bu zalimlerin bir inkılap ile nasıl devrileceklerini hep birlikte görebiliriz. Bu Allah(c.c)’in bize vaadidir.
Siyonistlerin Mescidi Aksa’yı yıkma girişimlerinde yeni bir aşamaya gelindi. Siyonist çetelerin geçen hafta içinde Mescid-i Aksa’ya karşı gerçekleştirdikleri pervasız saldırı sırasında göğüslerini Mescid-i Aksa’ya siper eden Kudüs’lü birçok Müslüman kardeşimiz yaralanarak hastaneye kaldırıldı.Mescid-i Aksa’nın
bahçesinde 8 yıl aradan sonra yine kan döküldü.Bu durum yeni bir sürecin,3.intifada sürecinin ilk ışıklarını da yaktı.Hamas,İslami Cihad,Hizbullah,İhvan-i Müslimin gibi İslami hareketler tüm dünya
Müslümanlarını Kudüs’e ve Mescid-i Aksa’ya sahip çıkmaya ve bu yönde seferberlik başlatmaya davet etti.Şu anda ümmet olarak bir imtihan ile karşı karşıyayız.Müslümanların ilk kıblesi ve üç kutsal mescidinden
biri olan Mescid-i Aksa için tüm halkımızı duyarlı olmaya ve tepkimizi ortaya koymaya davet ediyoruz.Dünya egemenlerinin oynadığı bu oyunu bozmanın ve zilletin yerine onuru tercih etmenin önemli bir
aşamasındayız. Batının gayrı meşru çocukları olan siyonistlere hak ettiği dersi vermek için halkımızı ayağa kalkmaya çağırıyoruz.
Nükleer silahların imhası ile ilgili trajikomik gelişmeleri ibretle izliyoruz. Nükleer programı nedeni ile İran’a tepki gösteren ve her türlü yaptırımı müzakere eden Amerika ve işbirlikçileri öncelikle kendilerinin nükleer silaha sahip ülkeler olduğu gerçeğini örtbas ederken, Birleşmiş Milletler bünyesindeki Uluslararası Atom Enerji Ajansı’na üye olmadığı için İsrail’in sahip olduğu nükleer silahları gündeme dahi almamaktadır.
Amerika, İngiltere, Fransa, Rusya, Çin, Hindistan, İsrail nükleer silaha sahip olacak ve bu onların doğal hakkı kabul edilecek. Ama İran, Pakistan gibi İslam ülkeleri bu silaha sahip olmak isterlerse
dünyanın efendileri tarafından terörist ilan edilecek. Emperyalizmin adalet anlayışının tezahürü…
Bu noktada Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin tavrını da anlamak mümkün görünmüyor. Uçakta gazetecilerle sohbette, başbakan Erdoğan İsrail’in nükleer silahlarının sorgulanmamasını eleştirirken, aynı günlerde
Uluslararası Atom Enerji Ajansı’nın genel kurulunda İsrail’in nükleer silahlarının gündeme alınması tartışılırken Türkiye temsilcisi salonu terk etti ve bir süre sonra yapılan oylamada çekimser oy kullanarak
İsrail’e destek verdi. Hükümetin bu ikiyüzlü tavrını kınıyoruz.
Hükümetin küresel güçlerle işbirliğinin açık bir işareti olan bu tavrı tarihe geçecek ve asla unutulmayacaktır.
Türkiye’de yeni öğretim yılı başörtülü öğrenciler için yine sancılı başladı. Birçok öğrenci başörtüsü nedeni ile üniversite kapılarında mağduriyet yaşamaya devam ediyor. Allah(c.c.)’ın emri olduğu için başörtüsü takan bacılarımız mağduriyetlerinin ancak direnerek giderilebileceğinin farkında ve bu yönde saflarını sıklaştırıyor.
Başörtüsü zulmü sadece Türkiye’de değil, Türkiye dışında da birçok ülkede de kendini hissettiriyor. Avusturya’da bir Müslüman kız öğrencinin başörtüsü, başındayken sınıf arkadaşı iki kız tarafından yakıldı. Belçika’da baro yönetimi avukatların başörtüsü ile duruşmalara giremeyeceğine karar verdi. Belçika’da devlet okullarında başörtü yasağı başladı. Örneklerden de anlaşılacağı gibi başörtü yasağı küresel zulmün bir
parçası olarak dünyanın dört bir yanında tezahür ediyor. Küresel zulme karşı küresel direnişi hayata geçirdiğimiz ölçüde zafer inananların olacaktır.
Son olarak uluslar arası sermayenin kurumları olan IMF ve Dünya Bankası’na karşı İstanbul’da ayakkabı eylemini gerçekleştiren Birgün Gazetesi editörü ve arkadaşını tebrik ediyoruz.
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu adına Diriliş Saati Dergisi