Alevi öğrenciyle ilgili karar başörtüsü için de örnek teşkil eder mi?

Zaman gazetesinin yorum sayfasında Nuri Yurdusev’in “Zorunlu matematik dersleri insan haklarına aykırıdır!” başlıklı yazısında AİHM’in zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerine ilişkin 9 Ekim 2007 tarihli Hasan ve Eylem Zengin adlı Alevi bir öğrenci hakkında aldığı kararın başörtülü öğrenciler için de örnek teşkil edebileceğini söylüyor. Yazının konuyla ilgili bölümünü paylaşıyoruz: “Eğer “zorunlu din dersleri insan haklarına aykırıdır” demiş olsaydım, sanırım çoğu okuyucu bu kadar şaşırmayacaktı. Ama, bu başlıktaki hüküm bana ait değil. Aslında hükmü veren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM). Tabii ki Mahkeme bunu matematiksel bir kesinlikle söylemiyor. Lakin aynı AİHM matematiksel bir kesinlikle şunu söylüyor: “İlk ve ortaöğretimde dini inançları gereği başlarını örten kız öğrencilere devlet saygı göstermek zorundadır. Hemen, Türkiye’deki üniversitelerde uygulanan anlamsız ve haksız başörtüsü yasağının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ihlal etmediğine hükmeden aynı Mahkeme’nin, ilk ve ortaöğretim için, böylesine bir karar vermesi düşünülemez diyebilirsiniz ve zaten tamıtamına bu ifadeleri içeren bir kararı da yok. Yine de, 9 Ekim 2007 tarihli Hasan ve Eylem Zengin kararından böyle bir sonuç çıkar.

Söz konusu kararında AİHM, Türkiye Cumhuriyeti’nin 1 No’lu ek protokolün “Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz. Devlet, eğitim ve öğretim alanında yükleneceği görevlerin yerine getirilmesinde, ana ve babanın bu eğitim ve öğretimin kendi dini ve felsefi inançlarına göre yapılmasını sağlama haklarına saygı gösterir.” şeklindeki ikinci maddesini ihlal ettiğine karar vermişti.

Özetle karar, Türkiye Cumhuriyeti’nin eğitim ve öğretim işlevini yerine getirirken Alevi inancına yeterince yer vermediği ve Sünni indoktrinasyonu yaptığı gerekçesiyle, Alevi ana-babanın dini ve felsefi inançlarına saygı göstermediği tezine dayanıyordu. Mahkeme’nin bu mantığıyla, ki doğru bir mantıktır, başörtüsü de savunulabilir, çünkü başörtüsü azımsanmayacak bir çoğunluk için dini inanç gereğidir. Aynı mantıkla zorunlu matematik derslerinin insan haklarına aykırı olduğu da savunulabilir.

Şimdi, başörtüsü savunulabilir dediğim zaman Mahkeme’nin Türk üniversitelerindeki başörtüsü yasağını onaylayan kararı ile, bu kararın çelişkisini nasıl izah edebiliriz diye sorabilirsiniz. İster bunu AİHM’nin tam bir mahkeme, özellikle de gelişmiş bir insan hakları mahkemesi olmadığı savıyla izah edin; isterseniz AİHM’nin “azınlık” kitlelerin haklarının ihlaline daha fazla duyarlı iken, “çoğunluk” kitlelerin haklarının ihlallerine aynı derecede hassasiyet göstermediği şeklinde yorumlayın; veya Avrupa’nın hâlâ İslam’ı ötekileştirmesinin ve 11 Eylül sonrası konjonktürün yansıması şeklinde açıklayın. Hepsi olasılık dahilindedir. Peki matematik derslerinin zorunlu öğretiminin, insan haklarına aykırılığı nasıl ileri sürülebilir?

AİHM, 9 Ekim 2007 tarihli kararında okulda öğretilen her dersin az çok felsefi bir inanç yönü olabileceğini de vurgulamaktaydı. Dolayısıyla matematiğin de bir felsefi yönü olabilir ve bu da bazı ana-babaların dini değilse de felsefi inancını, dolayısıyla temel insan haklarını, ihlal edebilir.”

Kaynak: Zaman

Bir cevap yazın