Van’dan Mescid-i Aksa’ya dayanışma mesajı
Van Hak ve Özgürlükler Platformu’nun çağrısıyla Hz. Ömer Camisi önünde akşam namazına müteakip toplanan Müslümanlar, Yahudi fanatiklerin Mescid-i Aksa’yı işgal etme girişimlerini bir basın açıklamasıyla telin ettiler. Basın açıklamasını platform adına Fuat Değer okudu.
Basın açıklamasın tam metni:
Bilindiği üzere Siyonist cinayet şebekesi İsrail, insanlık coğrafyasının yüreğine ucu zehirli bir hançer gibi saplanmış, şiddet ve imha politikaları ile her gün katliamlar işlemektedir. Geçtiğimiz kış Gazze kuşatmasının ardından şimdi yine şiddet dozunu arttırarak Mescid-i Aksa üzerine yıllardır derinleştirdiği imha planını devreye sokmaktadır. Arkeolojik kazılar ve sair bahanelerle bu tarihi ve Müslümanlar açısından gerek siyasi gerekse de manevi açıdan değerli mescidi, altından oyarak yıkma hesapları yapmaktadır.
03 – 09 Ekim arasında Yahudiler Sukot /Çardaklar bayramını kutlamaktadır. Bir aya yakındır Yahudi aşırı gruplar Mescid-i Aksaya baskın düzenlemek için ajitasyonlar yapıyorlardı. Bu çerçevede Kudüslü Müslümanlar da Mescid-i Aksa’nın boş bırakılmaması için, münavebeli itikâf yapılarak Mescid-i Aksa’nın muhtemel Yahudi saldırılarından muhafazası amacıyla duyurular yapmakta idiler. Dün gün boyunca Mescid-i Aksa’yı terk etmeyenler ile bu sabah öğle namazı sonrası Mescid-i Aksa’yı savunmak üzere orada kalan cemaat İsrail polisi tarafından Mescid-i Aksa’dan zor kullanılarak çıkarılmaya çalışıldı. Bu çatışmalarda pek çok Kudüslü Müslüman yaralandı. Yine katı Yahudiler de gece 03:00’ten itibaren Mescid-i Aksa’ya doğru yola çıkmış ve özellikle bab-ul Esbat kapısından Mescid-i Aksa’ya girmeye çalışmaktalar. Yerleşimci otobüsleri yoğun bir şekilde Mescid-i Aksa – Burak duvarına Yahudileri taşımaya devam etmektedir. İsrail devleti namaz vakitleri ve Ramazanın son on günü hariç mescidi aksanın içerisinde kimsenin bulunmasına izin vermemekte ve Mescid-i Aksa’yı savunmak için burada kalanları dışarı atarak şiddet uygulamaktadır.
Mescid-i Aksa’nın altında hala devam eden kazılar, Mağripliler kapısının işgali, Burak duvarının işgali, Mescid-i Aksa’nın kapılarında giriş – çıkışlarda gerçekleştirilen keyfi uygulamalar, Kudüs’lü Müslümanlara yönelik zorunlu göç politikaları, ev baskınları ve evlere elkoyma şeklinde sistematik bir şekilde devam uygulamalar nicedir dillendirilen Mescid-i Aksa’yı yıkıp yerine bir Yahudi sinagogu inşa etme politikalarının birer aşaması olarak gözükmekte.
Son günlerde, özellikle son bir haftadır işin şiddet ve cinayet yüzünü tekrar ve açıktan yürütmeye başladılar. Maalesef dünya ülkeleri, Birleşmiş Milletler ve öbür örgütlü birliktelikler İsrail söz konusu olunca üç maymunları oynamakta, başta ABD olmak üzere her türlü yaptırım ve cezalandırıcı teklifi veto etmektedirler. İsrail söz konusu olduğunda her türlü hukuk ve adalet girişimi ve çözüm teşebbüsü akim bırakılmaktadır.
Bir haftadan beridir Kudüs’e gönül vermiş yiğit ve inanmış gençler Mescid-i Aksa’nın artık açıktan yıkılacağı bilgisi üzerine kendilerini buraya kapatarak “mescid yıkılırsa biz de onunla birlikte gideriz” diyerek bu yıkımın önüne geçmeye çalışmaktadırlar. Kudüs yıkılırsa altında kalalım diyerek gövdelerini zulme ve yıkıma siper eden bu inanmış yürekler aslında şu koca dünyaya çok net mesajlar vermektedirler. İslam dünyasına mensup olduğunu iddia eden pısırıklara, çok açık mesajlar vermekte ve ortaya koydukları hayatlarını, zulme ortak yaşamaktansa şereflice ölmekle taçlandırma yolunu seçiyorlar.
Bizler VAHÖP olarak buradan tüm dünyaya şunu söylüyoruz. Adalet er geç yerini bulacak, zulme uğratılan insanlar elbet hesap soracak ve elbet zalimler hak ettikleri cezayı bulacaktır. Gelin zalimlerin tarafında değil vicdanın ve insanlığın yanında olun, bu yangına bir kova su da siz dökün. İsrail’e ikram ettiğiniz benzinler size de sıçrar ve İsrail’le birlikte sizi de yakar.
Hakeza hükümete ve ilgili bürokratik güçlere de seslenerek şunu hatırlatıyoruz. İsrail ile yakınlaşma utancını, mazlumların ahını ve katillerle ortaklığı sonlandıracak açık ve net adımlar atın. Uluslararası çağrılarla yeniden “one minute” deyin ve kendinize gelin. Bunu başlatacak kapasite ve imkânlara sahip olduğunuzu biliyoruz. Harekete geçin ve hepimizin bu enkazın altında sefilce eriyip gitmesine razı olmayın. Zira Mescid-i Aksa Müslümanların Siyonizme karşı kalesi, onurudur. Eğer ümmet fikrinden bahsedilecekse İslam ümmetinin pençelerinin belirdiği yerdir Kudüs. Bu kale dimdik durmalı, Müslümanların siyasi namusu sahipsiz bırakılmamalıdır. Kudüs ve mescid-i Aksa sadece Müslümanların değil tarih boyunca insanlığın vicdanının inşa edildiği yerdir. İnsanlığın kültür ve dinamizminin atar ve toplardamarı, bir diriliş yatağı, peygamberler meskenidir.
Bugün dünya güçleri aslında semboller üzerinden savaşım vermektedir. Mescid-i Aksa bir semboldür. Sembollerini yitirenler, şiarlarını yitirirler. Şiarlarını yitirenlerse kıblelerini… Kıblelerini yitirenlerin ise artık kaybedecek hiçbir şeyleri yok demektir. Onları artık zillet ve aşağılanma beklemektedir.
Hükümetten duygusal sıcaklıklarına sahici ve sonuç getirici tutumlar eklemelerini ve cinayet şebekesini geri adım attırıcı politik bir dil geliştirmelerini bekliyoruz. Siyonizm ve onu peydahlayan emperyalizme karşı yapılacak tek şey onurlu olmak ve bu onur için mücadele verenlere sahip çıkmaktır.
Ey kadim medrese, ey Mescid-i Aksa
Onurun, direncin şahlanıp ayağa kalksa
Adalet ve vicdan yeniden meşale yaksa
Yere düşmüş tacını şimdi başına taksa
Öder mi borcunu sana ey Mescid-i Aksa
VAN HAK VE ÖZGÜRLÜKLER PLATFORMU BİLEŞENLER
GÖKKUŞAĞI DERNEĞİ, İNSAN-DER, MAZLUMDER, MEMUR-SEN, UMUT IŞIĞI DERNEĞİ, ERDEM-DER, ANADOLU GENÇLİK DERNEĞİ, VAN İMAM HATİP MEZUNLARI VE MENSUPLARI DERNEĞİ