Konya: Mescid-i Aksa için harekete geçin!

Konya İnanç Özgürlükleri Platformu’nun 109. eyleminde ana gündem maddesi Siyonistlerin saldırısına uğrayan Mescid- i Aksa’ydı. Platform üyeleri ellerinde Filistin ‘deki dramı ifade eden çeşitli pankart, afiş ve Filistin bayraklarıyla alanı doldururken platform adına açıklamayı MEVLÜT DOĞAN yaptı. Mevlüt Doğan açıklamasında Siyonist fanatiklerin bu girişiminin asıl amacının Mescid-i Aksa’yı yıkmak olduğunu ifade ederek bundan önce fanatik Siyonistlerce Mescid-i Aksa’ya karşı gerçekleştirilmiş saldırıları örnek gösterdi. Doğan açıklamasının sonunda İslam ümmetini duyarlı olmaya çağırdı.Basın açıklamasının tam metni:

Rahman, Rahim Allah’ın adıyla

Bir kısım ayetlerimizi kendisine göstermek için, kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren o Allah, yücedir. Gerçekten o, işitendir, görendir. (İsra Suresi 1. Ayet)

Sevgili dostlar, değerli basın mensupları;

Gökler ağlıyor, yerler ağlıyor! Azab melekleri yeryüzüne ha indi ha inecek… Bir utancı yaşıyoruz. Allah’ın çevresini mübarek kıldığı Mescid-i Aksa’mız, İlk kıblegahımız, kuşatma altında. Lanetli kavmin en lanetlileri olan fanatikler, mübarek Mescidimizi kirletme azminde. Eli öpülesi az sayıda genç bir topluluk ise açlıktan ölmek pahasına Mescid-i Aksa’yı savunuyorlar. Giriş ve çıkışları tamamen kapatan Siyonist askerler, içeriye yiyecek içecek ve tıbbi malzemenin geçişine engel olarak, bu aşırı Siyonistlere yardımcı oluyorlar.

Aslında biz, bu filmi daha önce de izlemiştik. Bu yaşanan dramın benzerlerini, daha önce de tekrar tekrar yaşamıştık. Bu lanetli topluluğun, hain ve sinsi taktiklerinde hiçbir değişim olmadı. 21 Ağustos 1969’da Mescid-i Aksa’mızı yakmışlardı. Denis Ruhan adlı fanatik bir yahudinin yaptığı kundaklamada Mescid’in minberi yanmış, kubbesi ve kıble duvarları tahrib olmuştu. Sonrasında birçok taciz ve saldırılara maruz kalan mescit, en kanlı saldırıyı, 1990’da yaşadı. Tarihe Kudüs katliamı olarak geçen 30 Filistinlinin katledildiği, 800 kadarının yaralandığı kanlı olayların başlangıç sebebi, fanatik bir grup yahudinin Mescid’i işgale girişmesiydi. Siyonist İsrail asker ve polisi bu fanatik Yahudilere destek vererek, mübarek mescidi savunan kardeşlerimizi katletmiştir.

Yukarıda belirttiğimiz gibi, bu filmi tekrar izlemekteyiz. Bu lanetli topluluğun haddi bildirilmez ise bu filmi izlemeye daha çok devam ederiz. Onlar bu hain ve sinsi tavırlarını bırakmaya niyetli değiller. Çünkü onların asıl amacı: Mescidi istila edip, onu bir şekilde yıkmak. Ve altında olduğunu iddia ettikleri Süleyman mabedini yeniden inşa etmek. Bunun için askerleriyle, polisleriyle, siyasetçileriyle, bürokratlarıyla ne gerekiyorsa yapacaklar.

Dünya, yaşanan bu duruma müdahale etmezse, 1990’daki katliamın bir benzeri daha yaşanacak. Çünkü Siyonist güvenlik birimleri olayların yatışması için hiçbir önlem almıyor. Dahası olayları başlatan ve bu raddeye getiren fanatik Yahudilerin sırtını kollamakta, Müslümanların Mescide girişine engel olarak mescidin içindeki direniş hattını zayıflatma çabası içerisinde.

İ.K.Ö’den ve Müslüman ülkelerden beklenen, bu olayda inisiyatif almasıdır. Amerika’nın ve Avrupa’nın işaretine ihtiyaç yoktur. Bilakis Filistin’in kanlı tarihini onlar yazmışlardır. Nobel barış ödülünün adaylarından birinin de Şimon Peres olması, onların barıştan ne anladıklarını göstermektedir. Askerleri Pakistan’da, Afganistan’da, Irak’ta ve Filipinler’de katliam yapan Obama’nın bu ödülü almış olması, Onların barış anlayışlarının ne olduğunu daha da güzel ifade etmektedir. Müslüman topluma düşen görev, dost ve düşmanlarını iyi tanımasıdır. Hatta düşmanlarının dostlarını da iyi bilmelidir. Tarih tekerrürden ibaret değildir. Geçmiş olaylardan ibret alınmak suretiyle, bugün yaşanan drama bir son verilebilir.

Mescid-i Aksa’nın işgali tamir edilemez ve telafi edilemez sonuçlar doğuracaktır. Müslümanlar olası bir işgalin akabinde kendilerine ağlama duvarları edinmek zorunda kalacaklardır. ”Eyvah!” demeden ”Biz ne yaptık?” pişmanlığında bulunmadan bir an önce bu gafletten uyanmalı, kıblemize sahip çıkmalıyız. Unutmayalım ki kıblesi işgal edilmiş bir ümmetin üzerinden zillet eksik olmayacaktır. Kudüs izzetimiz, Mescid-i Aksa şerefimizdir. Direniş ve direnişin önderleri yolumuzun kutup yıldızlarıdır.

BUGÜN GÜNLERDEN KUDÜS VE EVLERİMİZDİR MESCİD-İ AKSA

HAYKIRIYORUZ / SELAHADDİNİN GELİŞİ YAKINDIR!

Esaretin ve zulmün olmadığı, anne feryatlarının duyulmadığı, gözyaşlarının akmadığı bir dünyada yaşama ve Özgür Kudüs’e kavuşma dileği ile hepinizi 110. Haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere Allah’a emanet ederiz.

 

Bir cevap yazın