Barış ve çözüm için her adımı destekliyoruz
Neredeyse yarım asırdır süren, savaş, öfke ve düşmanlığın son bulması gayesiyle başlatılan açılımın devamında, tıkanan sürecin açılmasını hedefleyen dağdan inme haberleri üzerine, ülkenin genelinde sevindirici bir atmosfer oluştu. CHP ve MHP eksenli ırkçı muhalefetin dışında, halkın neredeyse tamamı kan ve gözyaşının son bulmasını amaçlayan bu teşebbüsten dolayı mutluluğunu dile getirdi. Dokuz yıldır, evladını göremeyen, her an ölüm haberini duyma endişesi içerisinde yaşayan anaların, bu girişim karşısında gözyaşlarını boğuldukları bir zamanda MAZLUMDER, birkaç dernekle birlikte, barış ve kardeşlik ortamının pekiştirilmesi gayesiyle sürdürülen çalışmaları desteklediklerini düzenledikleri basın toplantısıyla duyurdular.
MAZLUMDER şube başkanı Abidin Engin’in okuduğu basın açıklamasının tam metni:
Basına ve kamuoyuna…
Ülke olarak çok kritik, çok önemli ve anlamlı bir zaman dilimini hep birlikte teneffüs ediyoruz. Cumhuriyet tarihi boyunca köklü ve iltihaplı bir yara olan Kürt sorununa yönelik ilk kez böylesine kararlı ve sahici adımların atıldığı bir süreç yaşıyor bu ülke. Yine cumhuriyet tarihi boyunca bu meselenin çözümü konusunda ilk kez kurumsal bir mutabakat söz konusu. Artık toplumsal huzur ve gevşemenin ilk şaşkınlığını ve başlangıcını haber veriyor mevcut parametreler. Okun yaydan çıktığı ve çözüm retoriklerinin sıkça konuşulduğu bu vasatta, örgüt kadrosundan ‘barış elçileri’ misyonuyla grupların ülkeye girmesi bunun somut işaretleri durumunda. Artık tarihi bir dönemeçte olduğumuz bu gelişmelerle çok açık ve net olarak ortada. Bu olay ve devamında gelecek gelişmeler, yüzyıldan fazla bir zamandır devam eden Kürt sorununun ve çeyrek asrı aşan bir kirli savaş gerginliğinden kurtulmanın dayanılmaz sevinci ve hoşluğunu tattırmakta. Eşiğinde dahi olsak, silahların susacağı ve artık evlere cenazeler için değil kutlamalar için gidilecek bir hayatın, yani ölümün soğukluğu, ağulu acısı ve ağırlığı ile değil yaşanan hayata dair lezzet ve güzellikleri paylaşmak için artık hayattan ve gelecekten konuşulacak bir zamanın kritik eşiğindeyiz.
Berlin duvarının yıkılması gibi yıkılacak ve savaşın kanlı elleri artık çocuklarımızın gencecik hayatlarından ardına bakmadan çekip gidecek. Korkunun ördüğü o katı ve ruhsuz soğukluğun bariyerlerini anne sıcaklığı, insan hayatının derin kıymeti alacak. Geleceğe dair artık hayalleri olacak insanlarımızın, halkların kardeşliği ve barışın açık elleri kavrayacak bileklerimizi. Ergenekonla birlikte çözülen bu kötücül ve korku enjekte eden karanlık dönem, yerini artık çocukların taş attığı için hapse atılmadığı, ülke ekonomisinin öldürme/ölüm makinelerine harcanmayıp bütün çocukların refahı ve özgürce oyun oynayabileceği yarınlara, yatırımlara, oyun alanlarına dönüşecek. Artık korku, dayak, inkâr, imha, aşağılama ve onur kırıcı tutumlar bu başlangıç ile eriyip toprağa karışacak…
Evet, ülke olarak tadamadığımız için hayalini kurmakla şimdiye kadar kendimizi avuttuğumuz bu hülyaların gerçek olabileceği bir eşikteyiz. Bu hayallerin gerçek olması mümkün. Çok zor değil. Bunun için gereken cesaret, kararlılık, samimiyet ve olgunluk yeteri kadar var ve mevcut iradenin bunun ardını getirebileceği ümidi bizi heyecanlandırmakta. Dönüşü olmayan, olsa dahi taşların eski yerlerine oturmayacağı bu denklemde toplumsal barış ve insanileşme sürecine herkes ve her kesimin gerçekten samimi ve fedakârlıklarla el-vermesi, yolu tıkayan bu kayayı birlikte kaldırması için gayret etmesi gerekir. Örgütün başlattığı sembolik değeri de aşan bu pratik girişimi faşist reflekslere kurban edilmemeli ve devlet, baba yüzü ile değil ana yüzü ile bu teşebbüse kucak açmalıdır. Sıkılı yumruklar gevşemeli ve tarihin hasret kaldığı bu kucaklaşma, yapay inatları kırarak bir kardeş kavuşmasına dönüştürülmelidir. Bu konuda çok şeyler söylemekten öte çokça destek olmalı ve bütün potansiyeli ile ülke imkânları çözüm dilini kullanmalı, toplumun diplerinden, derinlerinden taa yüzeye vuran bu hasretliğin çığlığına kulak kesilmelidir. Çünkü bu kirli savaşın galibi olmadı ve olmayacak, kaybeden ise insan ve insanlık oldu. Ama bu irade çözüm konusunda tecelli ederse kazanan herkes olacak, barışın galibi hepimiz olacağız. Bu anlamlı girişimi, siyasal aklın ve vicdanlı toplumun taleplerine tercüme etmeli ve o eski, köhne, çatışmacı dile tenezzül etmeden gönül sıcaklığı ile mukabele etmelidir.
Ekmek gibi su gibi ihtiyaç duyduğumuz barış ve kardeşlik ortamını hiçbir gözü dönmüş ve varlığını savaş ve rantiyesi üzerine inşa etmiş muhterisin çılgınlığına kimsenin kurban etme hakkı yoktur. Bunun için barış ve çözüm konusunda her adımın desteklenmesinin bir vicdan ve insanlık sorumluluğu olduğunu tüm kamuoyu ve basına duyururuz.
Mazlumder Van Şube Başkanı
Abidin Engin
GÖKKUŞAĞI DERNEĞİ, İNSAN-DER, MAZLUMDER, UMUT IŞIĞI DERNEĞİ